İyi haberi sonraya saklayayım, önce şehrimizde üniversite sınav sonuçlarına bakalım.

RTE Üniversitesinde Sıfır Tercihli Bölümler 2024 Yılı Üniversite giriş sınav sonuçları açıklandı. Eğitim yazarları değişik açılardan yorumlarını yazmaya başladı. Sözcü gazetesinden Sultan Uçar, 17 Ağustos tarihli köşe yazısında 2012 de başlatılan 4+4+4 sisteminin ilk öğrencileri bu yıl fakülteye ne kadar girebildiler, bunu anlattı ve RTE Üniversitesinde hiç tercih edilmeyen bölümleri sıraladı.

“Üniversite sayısını 76’dan 208’e çıkarmakla övünenlerin açtığı 151 bölümde; tıptan, mühendisliğe, öğretmenlikten, hukuka ve iktisata on binlerce kontenjanı tercih eden öğrenci sayısı: Sıfır!”

“RTE Üniversitesi’nde, elektrik elektronik mühendisliğinde 60, iktisatta 70, maliyede 80, siyaset bilimi ve kamu yönetiminde 80 kontenjanı, Allah rızası için dahi bir öğrenci seçmedi, bomboş kaldı.”

Geçen yıl RTE Üniversitesinde Çevre Mühendisliğini tercih eden olmamıştı, bölüm kapanmakla karşı karşıya geldi. ODTÜ Fizik Bölümüne ise eksi puanla öğrenci aldılar, bu yıl da durum değişmedi. Nedir bu maskaralık? Bölümü kapatmamak için sokaktan adam alıyorlar.

Gelelim Tıp Fakültelerine. TUS’da Cerrahi bölümü seçen yok artık. Araştırma hastaneleri hasta yoğunluğundan perişan, bazı polikliniklerde hasta başına bir dakika düşmüyor. Neden bu kadar çok hasta oluyoruz diye önlem düşünen yok mu?

Halk sağlığı, şifacılık, koruyucu hekimlik geleneksel tıp enstitülerimiz neden tarihten silindi?

Rize’de kendi mahallemde 1560’larda kurulmuş 12 derslikli Koratacı (Başotacı) Mercan Medresesi ve İslampaşa Kurşunlu Medresesi vardı. Buralar 1863’lere kadar eğitim vermeye devam etti. Rize’yi Osmanlı sarayında Ramazan ayında yapılan zor soru sorma yarışmalarında (bilim şenliklerinde) 40 kere birinci yapan baş müderrisler burada yetişti. Gülbahar Sultan’ın kurduğu Gülbahar Medresesine ve Emirbeyoğlu Hamza Beyin Bağdat’tan getirdikleri bilgelerle Kıbrıs’a giden denizci fetih ordusu hazırlandı buralarda. Bu mahallemizde Kahire seferini hazırlayan Çolak Ateş Mehmet Paşa gibi Kaptanı Deryalar yetişti.

Hey gidi koca Rize! İki bin yıl önce senin Başoğuzlu kralın Mohti Oğuz, birleşik Oğuz ordularını şimdiki Rize Lisesinin düzlüğündeki kışlada eğitti. Kızı prenses Sarı Gelin’in annesinin köyü Aspet’ten ve köylerden topladığı ilaçları babası gezdiği yerlerde halka dağıttı. Romalıların kaçırdığı o ilaç reçetelerini ve tıp kitaplarını Rize Kalesinde saklayan kralımızın kendi el yazısıyla yazdığı Mitridatikom Panzehiri ise tıp tarihine kralımızın adıyla geçti. İlk haçlı seferinde üç bin şifacı kadını öldürmeye Miletli Emine’nin şehrine (Rize’ye) geldiler ve kaleden o reçeteleri çaldılar, Roma’ya götürdüler. Yalancı Atina ve Roma tarihçileri “sizde bir şey bulunmaz” derler, bizimkiler de onlara inanır.

İşte şimdi eğitim de sağlık da dibe vurdu, batının ilaçları da para etmiyor. Bari kendi şifa bilgilerimizi toparlayalım geleceğe hazır edelim. Bu fikirle yola çıkan sayısız video var internette. Biz de Rize’de üç günlük bir şifa semineri yaptık. Rize İyidere Kaymakamlığında gerçekleştirdik.

Seminere katılan iki onur misafirimiz vardı, biri vali beyin eşi Zeynep Hanım diğeri kaymakam beyin eşi Kübra Hanım. Kendilerine ve tüm katılanlara sponsorumuz Habib Koçal’ın ürettiği bal genomlu probiyotik Biopin sprey hediyemiz oldu.

Seminerde şeker hastalığına doğal beslenme yoluyla tedavi bilgileri de verdim. Bal sirkesi, armut ve elma sirkesi kurduk. Şekerimi düşürmeye ben kendim uyguladığım sirkeli tedaviden, mevsimin yerel meyveleriyle ekşi komposto yapmaktan ve sirkeyle turşu kurmaktan söz ettim. Greyfurtun iç beyaz kabuğuyla probiyotik yoğurt mayaladık.

Seminerin kapanışında, maya için kullandığımız bulgurun artanını pilav pişirdik, sirke katığı armut turşusuyla afiyetle yedik! Aşçılarımız Şenay Erkut (İyidere Halk Eğitim Merkezinde kurs öğretmeni) ile Beyzanur Rakıcı (Pileki Park Restoran) arkadaşlarımıza teşekkür ediyoruz.

Şimdi seminer bitti, ama insülini dengelemekte önüme yeni bir bilgi düştü, okurlarımla paylaşmak istiyorum. Yerel incirimiz, Rize inciri!

İncir hamken sütü olur. İşte işin sırrı o sütte. İyice olgunlaşmadan koparınca meyvenin sapında bir damla süt toplanır, o süt şekere ilaç gibidir. Kralın el yazması Mitridatikom panzehirinde de incir sütü vardı, aklıma oradan düştü. Araştırdım, insülini dengeliyormuş. Denemeye karar verdim. Sabah kompostosunu incirle yaptım. Yeni olmaya başlamışlardan beş tanesini ikiye bölerek komposto kaynattım, içine tarçın kabuğu, birkaç karayemiş ve birkaç dilim greyfurt (ertesi gün turunç dilimi) attım. Toplarken, iki üç tanesini  sap kısmından ısırdım sütüyle yedim.  Antioksidan yerine de geçecektir, diye düşündüm.

Denemem sonuç verdi, şekerim yükselmedi, tersine bir gün öncekinden geriye, 120’e indi. Şimdi, beş gündür sabahları taze incir ve incir kompostosu yemeye devam ediyorum, hiç sorun yok. Hatta bacak kaslarımdaki kas sendromunda bir hayli gerileme hissediyorum. Acaba denize girsem bacaklarıma yine kramp girer mi, dün akşamüstü denemek istedim ve yarım saat yüzdüm; bacaklarıma hiç kramp girmedi. Denize girerken, suyun mikroplu olmasına karşı, koruyucu olarak gözlerime Biopin sprey fısladım, çıkınca da fısladım.

Sahilde tanıştığım yaşlıca bir kadına sahildeki yaban incirini anlattım, geçen yıl baldıran zehiriyle (yabani maydanozu yanlışlıkla ağzıma atınca) burnumu nefes yollarımı şişirip de kapatmaya başladığında, bu incirin sütünü ağzıma burnuma sürerek nasıl zehirlenmekten kurtulduğumu anlatmıştım, o da bana incir yaprağının çayı da şekere iyi gelir dedi. Mantığıma oturdu. Diğer şifalı çaylar gibi, 21 gün, günde bir bardak, bir taşım kaynatarak içilebilir.

Bu arada, yaban incirinde daha fazla süt var, yoğurt için öneririm. İncir sütüyle yoğurt!

Yaban incirini kopartınca damlayan sütüyle yapılan yoğurt, probiyotik yoğurttur.  İlkin yarım bardak ılık süte 12 saat bekletmeli. Onu buz dolabında 24 saat bekletip ondan yeniden yoğurt mayalamalı. Böyle ikinci maya ile elde edilen probiyotik yoğurtta incir sütünün ilk acılığı kaybolur, mayaladıkça tadı gelir.

Uzmanlar arada bir yoğurt mayamızı değiştirmeyi önerir. Vücudumuzdaki faydalı bakterilerin türünü çeşitlendirmek açısından bunun faydasına ben de inanıyorum. Şimdi şeker hastaları için incir sütüyle mayalamayı öneriyorum.

Yaz geldi, Rize yerli yabancı turist doldu. Buralılar memleket hasreti gidermeye geliyorlar. İyi güzel de, Rize’yi bıraktıkları gibi görecekler zannediyorlar. Sahilde bir yürüsünler de görsünler, benim diktiğim üzümleri de görsünler, bir salkım yemelerine izin veriyorum. Ama biraz da Rize’ye temelli dönüş planı yapsınlar, onlara asma fidanı turunç fidanı vereyim.

Onlara bir örnek insandan söz edeceğim. İyidere’de seminer yaptığımız Pleki Park Restoranın sahibi eski Muhtar Mehmet Rakıcı; şimdi onun yaptığı Patika Yolunu ve onardığı köprüsünü, balıklı havuzunu turistler birbirine fotoğraf göndererek bildiriyor. Rakıcı bey, şimdi benim hediye ettiğim on adet turunç fidanını ve iki adet manolya fidanını Patika Yolu boyunca dikecek! Alkış lütfen!

Duyuru:

Büyük Taarruzun 102.yılında, 26 Ağustos 2024 Pazartesi günü saat 14.00 de, İyidere Fethiye Camisinin 50 metre yukarısında, Kuvvacı Gazi Şevki Hantalzade’nin kabri başında saygı törenimiz vardır. İyidereli gazi torunlarını törenimize bekliyoruz.

20.8.2024 / Rize

Şifa Seminerimizden fotoğraflar: