Rize İslampaşa mahallesinde turunçgiller fidancılığıyla tarihe yazdığımız isimlerin yanına şimdi yeni bir isim koyacağız. İslampaşa mahallesinde 300 yıllık büyük bir portakal ağacının bulunduğu bahçede inşaat başlatacak olan müteahhit Hamza Tüylüoğlu’nun örnek davranışından söz edeceğim.
Bu sene(2021) dallarında binden fazla meyve olan bu portakal üç yüz yıldan beri ayakta kalmayı başarmış, hiçbir fırtınaya, kara kışa yenilmemiş, ayakta kalabilmiş, bunca yıl insanlara şifa kaynağı olmuştur. Bu özellikleriyle benim gözümde kutsal bir ağaçtır. Onu inşaat teröründen korumak da keza kutlanacak örnek tutumdur.
Yakında apartman inşaatı başlayacak olan bu bahçenin sahiplerinden (Maksut ve Hasan Mercan) müteahhit Tüylüoğlu firmasının bu ağacı yeşil alanda bırakacak şekilde planladığını öğrenince Hamza Tüylüoğlu’na ulaştım ve bu bilgiyi doğrulattım ve tebrik ettim.
Bu portakalın alt dallarından topladıklarımla bu sene ben de çevreme şifa dağıttım.
Neden bu portakal ağacı derseniz, çünkü yerlidir ve çekirdeklidir. Kabuklarını soyup kurutuyorum, minik poşetler içinde çevreme dağıtıyorum, çayı yapılır. Meyvesini posasıyla kaynatıp marmelat yapıyorum, minik kavanozlarda hediye veriyorum. Özellikle koronaya karşı akciğer koruyucudur. Portakal, tıpkı turunç gibi, yaprakları da, çekirdekleri de, her şeyi ile akciğer dostudur, koruyucudur.
Şimdi sevgili Hamza Tüylüoğlu’dan bir de söz aldım, yeşil alan bırakılan bahçeye üç tane de turunç ağacı dikeceğiz. Meyveli turunç fidanı olsun, bir an önce çiçeğini açsın istiyorum. Çünkü turunç çiçeğinin portakal çiçeğinden daha fazla faydaları var. Örneğin arılar, turunç çiçeğinden diğer meyvelere tozlanma yapar ve özellikle limon ağacında dökülmeyi önler.
Aydın’dan ve Mersin’den meyveli turunç fidanı getirteceğiz. Gönlüm istiyor ki Rize Tıp Fakültesinin önündeki bahçeye de turunç dikelim. Eskiden olduğu gibi, doğal tıp kavramı içerisinde, antibiyotik değerinde koruyucu olan turunç meyvelerini ve yapraklarını tıp fakültelerinin ve halkın bilincine taşıyalım. Gelecek nesillere bu kültürü bırakmak ayrıca önemlidir.
Mahallemizde tespit ettiğim birkaç yüz yıllık bu meyvelerimizi korumak üzere daha ne yapılabilir, bunları düşünmeye devam edelim. Portakallık mahallesinin sahilindeki dolgu alanda “Turunçgiller Botanik Bahçesi” yapılmasını dillendirmeye devam edeceğiz, çünkü bu konuda Belediye Park Bahçeler Müdürlüğünden mahallemize verilen söz var.
İslampaşa mahallesi sahil yoluna bu kış (Aralık 2020) dikilen 125 adet portakal fidanından 85 tanesi maalesef bakımsızlıktan, elemansızlıktan, kurudu. Mahallenin yol kenarındaki büyük dükkân sahiplerine burada bir görev düşmeli bence; bakım için belediyeye yardımcı olmak lazım. Şöyle ki, düzenli sulama, budama, çapalama, gübreleme yapacak bir küçük ekip ayda bir gündelikçi işçi olarak bu ağaçları yaşatmak üzere çalıştırılabilir. Neden olmasın? Hatta mahalle muhtarları bu işi organize edebilmeli. Örneğin, her muhtar kendi mahalle sınırlarındakilerin bakım işini organize edebilir.
Bildiğiniz yerde böyle yüzyıllık portakal ağaçları varsa onların sahiplerine Hamza Tüylüoğlu’nu örnek gösterelim, bahçelerini inşaata verirken o ağaçların yeşil alanda bırakılmalarını sağlayalım.
Bu arada, unutmadan. Rize H.Kemal Yardımcı Denizcilik Lisesinde okulun tasarım öğretmeni İslampaşalı mühendis Maksut Mercan’a bir sınıf tahsis edildi, gemi tasarım derslerini orada yapacak ve kendi yaptığı gemi maketlerini de orada sergileyecek. Okul yönetimini bu tutumundan dolayı tebrik ediyorum.
Ve ayrıca, okul idaresi okulun bahçesine turunç ağacı dikmek istiyor. En kısa zamanda buna da bir çözüm bulacağız. Fidancılar hani bana “Biz turunç fidanını kime satacağız?” diye soruyorlardı ya… Bakın işte, pazarını kurmaya başladık bile.
Birkaç yüz yıllık turunç ve portakal ağaçlarımızı merak ettiniz, aşağıda fotoğraflarını veriyorum.
İslampaşa Mercan dede dağında 300 yıllık turunç:
İslampaşa Mercan dede bahçesinde Tüylüoğlu inşaatın korumaya aldığı 300 yıllık portakal ağacı inşaat henüz başlamadan önce. Saymaya çalıştım, dallarında ortalama 1500 portakal var.
Bağdatlı’da Taviloğlu dede konağın bahçesinde 400 yıllık turunç ağacı:
Yeniköy mahallesi, Ersayın dede bahçesinde 250 yıllık turunç ağacı:
Eğer siz de bu şifa kaynağı ağaçlarımızı korumak için bir şeyler yapmaya varsanız lütfen faydalarını anlatmayla başlayın. Portakal çiçeğinden çay yapmayı hayal etmek bile güzel duygular verir insana. Çiçek açma mevsimi geldi, yere dökülen çiçeklerini ziyan etmeyelim, altına bez yayalım, dökülenleri toplayıp serin yerde kurutalım, çay olarak kullanalım. Tazesinden de kurusundan da olur. Şu anda karayemişler çiçek açtı, lütfen taze çiçeğinden bir sap kaynar suya daldırın için, koklayın, mis kokuyu içinize alın. Nefes yollarınıza koruma yapar.
Bundan sonra antik şifa kaynağı OKSE OTU arayacağım. Pazar’da yüksek ağaçlarda varmış. Yapraklarının her derde deva olduğunu Pazarlılar biliyor. İskoçya ve Galler’de antik kavim DRUİ’ler (Druid) bilgeleri Meşe ağacının gövdesinden bunu topladıkları için Meşe ağacını kutsamışlardı, ellerinde orak ile Okseotu biçen Duriye kızlar resmetmişler. İlk fırsatta onların bizimle ata akrabalıklarını da yazacağım.
Bitirirken. Mahallemizin en büyük portakal ağacını korumaya aldığı için sevgili Hamza Tüylüoğlu’na mahallem adına tekrar teşekkür ediyorum.