12 Ekim 2023 Perşembe akşamı Rize Üniversitesinin konser salonunda Kültür Bakanlığı Tasavvuf Müziği Orkestrası tarafından çalınıp söylenen çok özel bir Mevlid konseri dinledik.
1956 yılında Kemal Batanay tarafından Süleyman Çelebi’nin beyitleri üzerine bestelenmiş olan formunu bize konser verdiler. İcrası çok zor bir eserdi; seksen dokuz makamda ve ondan fazla ritimde bestelenmişti. Bir müzikolog olarak böyle bir eseri dinleme fırsatım olduğu için kendimi şanslı hissettim.
Konser boyunca gözüm kudümzene takıldı. Ana ritmi o veriyordu. Tek hata yaparsa tüm eser yıkılırdı. Ben de dizlerimin üzerinde onu taklit ediyordum. Koronun “Allahümme salli ala seyyidina Muhammed” nakaratlarında ben de katılıyordum.
Konserin bitişinde solistler tebrik edilirken kudümzeni atladılar. Oysa tasavvuf müziğinde ana çalgı kudümdür. Kemal Batanay bu özgün bestesinde on farklı ritim kullanmıştı. Tek ritim hatası bütün eseri oynatır. O nedenle bu konserde ilk önce tebrik edilmesi gereken sanatçı kudümzendi.
Konser dağılırken kulise gittim, kudümzen Mehmet Öztorun’u buldum, kendisini tebrik ettim. Rize’de seyircinin kendisini gözden kaçırmadığını bilsin istedim. Hatıra götürmesi için ona şifa kitapçığımdan hediye verdim.
Bursa’da 1422’de Süleyman Çelebi’yi (Şeyh Edebali’nin torunudur) bu Mevlid’i yazmaya ve bestelemeye yönelten bir şeyler sebep olmuştu. Acaba konser kitapçığında bundan söz edilecek mi diye merak ediyordum. Elimizde konser kitapçığı yoktu, basılmamıştı. Ancak Kapadokya Üniversitesi adına sahneye çıkan bir bey bir iki cümle bundan söz etti. Fakat söylediği benim bildiğimden farklıydı.
O kişi şöyle dedi: “Ulu Cami’ye namaza gelenlerden biri, müezzin Süleyman Çelebi’ye, Hz. Muhammed ile diğer peygamberler arasında bir fark yoktur, dedi, o da cevabını mevlid ile verdi.”
İki yanlış var içinde; (a)camiye gelene değil, (b)gayrimüslim zenginlere cevap verdi.
Mevlit bestelenirken (Bursa 1422), İstanbul ve bölge Latin işgali altındaydı. Bursa’nın gayrimüslim zengin tüccarlarıyla çatışıyordu Süleyman Çelebi. Onlar, “Sizin peygamberinizin mucizeleri yok, bizim peygamberimizin mucizeleri var” diye Süleyman Çelebi’ye sataşıyorlardı.
Süleyman Çelebi onlara cevaben, “Bizim peygamberimizin annesi de babası da belli, sizinkinin babası belli değil, annesi de şüpheli” demiş.
Onlar ki, 1204’de İstanbul’a yapılan 4.Haçlı seferinden beri, yani Venedik/Latin işgalinden beri buralara yığılmışlardı. Fatih Sultan Mehmet henüz Venedik tacirlerinin işgalinden İstanbul’u temizlememişti.
Süleyman Çelebi, onlara cevaben yazdığı beyitlerle peygamberimizin anne-babasının kimliğini ve doğumuyla insanlığa nasıl müjde getirdiğini anlattı.
Türkçe Mevlid, Trakya’dan Asya içlerine kadar sevilerek okunan, dönemsel önemi olan, seksen dokuz makamda ve on farklı ritimde bestelenmiş olmasıyla Türk Müzik Tarihi açısından çok değerlidir.
Bu nedenle, İlahiyat Fakültelerine makam bilgisi, kudüm eğitimi ve Mevlid okuma dersi konulmalıdır. Mevlid, yalnızca dua değildir, daha fazlasıdır.
Geçtiğimiz Zafer Bayramında (30 Ağustos 2023) Mustafa Kemal Atatürk ve Rizeli silah arkadaşları için İslampaşa Kurşunlu Camisinde bir mevlit de ben okuttum. Mevlid Türkçe okunduğu için birileri bundan rahatsız olurlar. Onlara inat Mevlidimiz en güzel sesle okunmaya devam edilmelidir. Unutturulan Merhaba bölümü de, el sıkışma hareketleriyle birlikte geri getirilmelidir.
Eskiden “Merhaba” bölümünde ayağa kalkılır, sağında ve solundakiyle tokalaşarak merhaba yapılırdı. “Geldi bir akkuş kanadı ile revan/ Arkamı sığadı kuvvetle heman” deniliyorken, ayakta sırtlar sıvazlanırdı.
Sırt sıvazlamak, Anadolu’da sancı çeken anneye verilen kuvvet desteğidir. Dikkat edilirse, Mevlid sırasında kutlu doğum anlatılırken bu törensel hareketler yapılmaktaydı.
12 Ekim akşamı yapılan Besteli Mevlid konserinde ak saçlı solist (en güzel sesli olan) bu bölümü ayakta okudu. Salondakilere siz de ayağa kalkın işaretiydi bu. Ama protokol ayağa kalkmayınca salon da kalkmadı. Çoğunluk dinleyici İlahiyat Fakültesi öğrencileriydi, onlar da ayağa kalkmadı ve tahminim onlara Mevlid kültürü hiç öğretilmiyor.
Bir müzikolog olarak, bu Mevlid konserini Rize’de izlemekten çok mutlu oldum. Konseri düzenleyen Kültür ve Turizm Bakanlığı ile Kapadokya Üniversitesine, Rize Belediyesine, Rize RTE Üniversitesine ve Rize İl Kültür Müdürlüğüne Rizeli bir müzikolog olarak teşekkür ediyorum.
13.10.2023/ Rize