Senin tahliyenle ışıklandı gazetecilerin dünyası, umutlandık.
Bu sabah seninle uyandım. Hapisaneden çıkışının heyecanı üzerimdeydi. Dün 10 Kasım törenine katıldığım Gülbahar ilk okulumun heyecanı da üzerimdeydi. “Bir ilk bahar sabahı, güneşle uyandın mı hiç” şarkısı geldi dilime, ama seni söylüyordum. Kalktım yazdım:
Bir On Kasım sabahı
Mayanayı gördün mü
Elinde çiçeklerle
Gülbahar’a koştun mu
Yaşı yetmişbir iken,
Ankara’dan gelmişken
Okulun bahçesinde
Tören yaptırdın mı hiç
Hapisaneden çıkmış
Anıtkabir’e koşmuş
Müyesser’in sevinci
Kapladı içimizi
Bu On Kasım sabahı
Sevinçten uçuyorduk
Şimdi başımız dimdik
Törene koşuyorduk
Atam sen rahat uyu,
Yolunda yürüyoruz
Tersine döndü dünya
Biz hâlâ yolundayız
* * *
Fonetikçi damarım tuttu…
MUYESER deriz Rize’de, Oğuzlu lehçesidir.
MUYE ile MAYE sesdeştir, benim adımdaki MAYE gibi, himaye eden Antik Türk Mitolojisindeki koruyucu melek UMAY ANA.
SER, yani BAŞ.
Şimdi sağdan okuyoruz; SER-UMAY
MUYE-SER; Baş Koruyucu Melek!
Seni çok seviyoruz MUYESER.
Sevgili Müyesser, sen içerideyken hapisaneye gazete göndermenin önüne getirilen engelleri hiç duydun mu?
Yaşayarak öğrendim. Seni Rize’de yazarı olduğum Zümrüt Rize gazetesine abone etmek istedim, böylece köşe yazılarımı sana ulaştırmış olacaktım. Gazete sahibi Ali Bakoğlu bana masasındaki hapisanelerden geri gelmiş gazete paketlerini gösterdi. Hapisaneye gazete göndermenin yönetmelikle zorlaştırıldığını öğrendim.
Adalet Bakanlığından gelen son yazıyla şöyle bir kural geldi. Tutuklu kişi hapisane müdürlüğüne abonelik için dilekçeyle başvuruda bulunacak, müdür istenen gazeteye izin verirse, tutuklu kişi yıllık abone bedelini müdüriyete teslim edecek, ondan sonra abonelik için hapisane müdürlüğü gazeteye abonelik isteği onaylanmıştır şeklinde yazı yazacak.
Gazete sahibini de, tutuklu gazeteciyi de pes dedirtmek başka nasıl olur?
Sen içeri düştükten sonra haber alma özgürlüğünüze bir de bunu yaptılar.
Sana mektup yazmadım, çünkü köşe yazılarımı sana ulaştırmak için bir formül arıyordum. Hatta değerli eşiniz ve avukatınız Naci beye göndersem diye düşündüm, sana mutlaka ulaştırırdı, ancak sana savunma hazırlıyordu, sonra düşündüm ki onu meşgul etmek sana haksızlık olurdu.
Seni çok seviyoruz, bin yaşa efsane gazeteci Baş Umay Anamız Müyesser Yıldız!