27 Mayıs 1332’de Tunus’ta dünyaya gelen büyük düşünür İbni Haldun, eski ve soylu bir ailenin oğluydu. Gençlik yıllarında dönemin ünlü hocalarından fıkıh, hadis, tefsir, akaid, mantık, felsefe, matematik, tabiat bilimleri, dil bilimleri, şiir ve edebiyat dersleri almıştı. 20 yaşında iken siyasi hayatı başlamıştı. En büyük eseri de, devlet adamı olarak MUKADDİME adlı eseri ile ünlenmiştir.
Ünlü Sözleri ile de meşhurdur: Adaletsizlik medeniyeti mahveder; Mağluplar galipleri taklit ederler; Çocuklarınızı terbiye etmeye çalışmayın, zira zaten size benzeyeceklerdir, kendinizi terbiye edin yeter; Devletler de tıpkı insanlar gibi doğar, büyür, yaşlanır ve ölürler. Gibi sözler bazılarıdır.
Devletin kurulması ve yıkılmasını uzun uzadıya eserinde anlatan düşünür, devlet büyürken halktan vergilerin düşük, gerilemeye başladığında ise vergilerin fazla ve devlet gelirlerinin az olduğunu ifade eder.
DEVLETİN YIKILMASI
l. Devletin Kuruluşu ve yıkılışı:
İbn Haldun, devletin kuruluşunda olduğu kadar yıkılışında da büyük önem taşıdığını bildirmiştir. Ona göre, devletin kurulup genişlemesinden sonra, devlet yöneticilerinin medeniyetin nimetlerine dalıp asıl gerekli olan asabiyeti unutmaları halinde devlet zayıflamaya başlar. Asabiyetin zayıflaması ilk olarak hükümdar ile halkı arasındaki ilişkide görülür. Hükümdar, hesabını veremeyeceği davranışlarda bulunduğundan, halkından korkmaya başlar. Bu durum hükümdarı yalnızlığa iter. Yalnızlık ise onu daha da korkutur. Halktan güveneceği kimsesi kalmayan hükümdar, yönetimi sağlamak için askere yönelir ve onu maddi açıdan doyurmaya çalışır. Ancak askerin ruhu asabiyet ile de doyurulmadığından kısa zaman sonra asker de halka katılır. Böylece asabiyetin her tabakada zayıflamasıyla devlet adım adım çöküşe doğru gider ve kısa bir süre sonra da yıkılır.
2.Devlet Yönetiminin Zulmü :
İbn Haldun, devlet yönetiminin iyiliğinin, yönetimi elinde bulunduran kişilerin niceliklerine değil, niteliklerine bağlı olduğunu; buna göre halkın menfaatlerini kollayan, halkı adaletle yöneten yönetimin “iyi” olduğunu; halka korku saran ve onlara zulmeden yöneticilerin yönetiminin ise “kötü” olduğunu söylemektedir. İbn Haldun, devlet yönetiminin zulüm tavrı içinde bulunması halinde halkın devleti savaş alanlarında bırakacağını, devleti yıkmak için isyan edeceğini belirtir. Böyle bir durumdaki devlet de yıkılmaya mahkumdur. Adaletle hükmeyenler de, zalimin ta kendileridir.
3.Mali Yapının Bozulması :
İbn Haldun, devletin doğasının refah ve lüksü gerektirdiğini, bu nedenle devlet yöneticilerinin gün geçtikçe artacağını ve sonuçta bu israflı tutumun gerektirdiği masrafların devlet gelirleri ile karşılanayamayacağını söyler. Bu durum askeri harcamalara yeterince pay ayrılmaması sonucunu da doğurur. Böylece devlet, askeri yönden güçsüzleşir ve düşman devletlerinin saldırılarına açık hale gelir. Devlet yönetiminin israf içinde bulunması, fazla harcamaları karşılamak amacıyla halkın vergi borcunu arttırır. Ayrıca vergi alanlarını da arttırır. Yani her türlü alışverişten, pazarlara giriş çıkışa kadar her alana ve iktisadi faaliyete vergi koyar. Vergilerdeki bu artışlar halkın devlete olan güvenini sarsar. Bu durum birçok esnaf ve zanaatkârın işini bırakması sonucunu doğurur. Bu taktirde vergi yükümlülerinin azalması nedeniyle vergilerde de azalmalar görülür. Vergilerin azalması vergi oranlarının arttırılmasını doğurur. Böylece bu yapı kısır döngü içerisinde devam eder. Sonuçta devlet ekonomik olarak zayıflar. Tüm bu durumlar devletin tavırlarının en sonuncusu olan “Beşinci Tavır”ı ifade etmektedir. Böylece bir tavır içerisine giren devletin sonu yıkımdır. Bunu önlemenin çaresi ise yoktur. Sonuç olarak açıkcası şu ki: Bütçeleri devamlı açık veren ülkeler batmaya mahkumdur, bütçe fazlalığı veren ülkeler de devamlı ayakta olacaktır. İbni Haldun’da bunu 13’üncü asırda görüp, açıkça ifade etmiştir.
Kaynak: İbni Haldun’un mukaddime eseri.