Site icon Söz Gazetesi

İSRAİL CASUSUNUN İDAMI

 

Eliyahu Ben-Şaul Cohen; halk arasında bilinen adıyla Eli Cohen, özellikle 1961–1965’te Suriye’de gerçekleştirdiği ve ülkesi İsrail için çok kritik istihbarat topladığı göreviyle tanınmış İsrailli bir casustu. Suriye’deki casusluk görevi sırasında politik ve askerî hiyerarşide Savunma Bakanı’nın baş danışmanı olacak kadar yakın ilişkiler geliştirdi. Kısa adıyla Eli Cohen, 6 Aralık 1924’te Mısır’ın İskenderiye şehrinde, yoksul bir Ortadoğulu/Misrahi Yahudisi aileden dünyaya gelmişti. Babası 1914 yılında Halep’ten Mısır’ın İskenderiye şehrine taşınmıştı. Bu arada, Osmanlı döneminde Suriye’de bulunan Hristiyan ve Müslüman ailelerin 100 bin kadarı da Arjantin Buenos Aires’e göç ile gitmiş ve bir kısmı orada orta ve yüksek tabakada bir cemiyet haline gelmişlerdi. Cohen, 1959’da  Irak’tan İsail’e göçen Yahudi kökenli bir ailenin Nadia Majalda isimli bir kız ile evlenip 3 çocuklu bir baba olmuştu.

Tekrar geriye dönelim. Yıl 1948’e gelindiğinde Mısır’ın başına geçen henüz 16 yaşındaki Kral Faruk şatafatlı yaşantısıyla halkın tepkisini çekiyordu. 1952 yazında, Hür Subayların başını çeken Cemal Abdülnasır Kral Faruk’u devirmiş ve yönetime el koymuştu. Abdülnasır’ın milliyetçi politikalarına karşı, İsrail’i halen Mısır’da yaşayan Yahudileri güvenliğini korumaya itiyordu. İsrail’in istihbarat birimleri aracılığıyla temas kuran Mısır Yahudi liderleri öncülüğü ile yaklaşık 80 bin Yahudi’nin İsrail’e nakledilmesi çalışmalarını başlatılacaktı. Ancak Yahudilerin bazıları bu göçe bilinçli şekilde katılmadı. Dönemin İsrail Savunma Bakanı Pinhas Lavon’un talimatıyla gündeme alınan Susannah Operasyonu kapsamında İsrail Silahlı Kuvvetleri (IDF) tarafından desteklenen bazı isimler, stratejik hedeflere saldırdı. Ülkedeki ABD ve İngiliz yerleşkelerini merkezine yapılan bombalı saldırıların amacı, dünyanın Mısır’a karşı İsrail’in bölgedeki gücünü artırmaya yönelikti. Eli Cohen’in babası, annesi ve 7 kardeşleri 1949’da İsrail’e giderken, kendisi tahsiline devam için İskenderiye’de kalmıştı.

Eli Cohen Kahire Üniversitesinde elektronik üzerine tahsilini yaparken, aynı zamanda Fransız Yüksek okulunda Muhasebe üzerinde okumaktaydı. Siyonist faaliyetlere katılınca Mısır’dan kovulması üzerine, 8.02.1957’de İsrail’e yerleşti, 1959 başlarında da  Irak’tan göçen Yahudi bir ailenin kızı Nadia Majald ile evlenip kıyı şehri Bat Yam’a yerleşti ve 3 çocuklu bir baba oldu. Muhasebecilik yapar iken, bu arada MOSSAD’da görev almak istediyse de başlangıçta reddedilmişti.

Cohen, bunun üzerine İsrail Ordusu istihbarat birimlerinde çalışmaya başladı, kısa bir süre sonra da görevli olarak büyük işler yapmak hedefiyle 1961’de Arjantin’in Buenos Aires iline gönderilmişti. Buradaki görevindeki yeni adı da Kemal Emin Sâbit olmuştu.

Cohen’in, değişen adındaki itimadı uyandıran kelimelere bakınız: Kemal/Olgun, Emin/Güvenilir, Sâbit/Doğruluğu ispat edilmiş olan. Kısaca “‘Olgun’, ‘Güvenilir’, ‘Doğruluğu ispat edilmiş’.” Değiştirilen adı sayesinde, işler çok daha kolay yürüyecekti. Nitekim az zamanda oldukça geniş bir çevre edindi. Şehirdeki Suriye cemiyetinin parlayan yıldızı oldu. “Üst tabakaya çıkamayan Arapların elinden tutan, gurebanın her türlü ihtiyacına koşturan ve sahip olduğu zenginliği dostlarıyla paylaşmaktan çekinmeyen” kimliğiyle olduğu kadar, iyi eğitimli, kültürlü ve nezaket sahibi görüntüsüyle de dikkatleri üzerine çekti.

Buenos Aires’teki Suriye Büyükelçiliği’ndeki görevli dostları, ülkelerinin geleceği için epeyce potansiyelli bu genç adamın Şam’a dönerek siyasete girmesini teşvik ediyorlardı. O dönem büyükelçilikte askeri ateşe olarak görev yapan Emin el-Hafız da buradaki dostlarından biriydi. el-Hafız’ın ilerleyen yıllarda yapacağı darbeyle Suriye’nin yönetimini devralacak olması, Sâbit’in yıldızının daha da parlamasına vesile olacaktı.

Bir yıl sonra görevli olarak Suriye’ye dönen Cohen, Arjantin’de geçen bir yılın ardından artık ülkeden ayrılma vakti geldiğinde, burada tanıştığı zenginleşenler ve diplomatlar, ülkelerine döndüklerinde kendisinden sitayişle bahsediyorlardı.

Bazı kaynaklar Emin el-Hafız ile Buenos Aires’te iyi bir arkadaşlık kurduğundan söz etse de el-Hafız 2001 yılında verdiği bir röportajda 1962 yılında Moskova’da olduğunu söyleyerek bu bilgileri yalanlıyordu.

Cohen ise MOSSAD’tan aldığı görev ile Suriye ordusuna yakın bir yerden ev kiralamıştı ve verici yardımıyla İsrail’e buradan haber ulaştırıyordu. Suriye Ordusu da kendi içinde verici ile haberleştiği için Cohen’in gönderdiği bilgiler diğer bilgiler ile karışıyorsa da kendini gizleyebiliyordu. 1965 yılında Sovyet Sosyalist Birliği Suriye’ye askeri yardımda bulundu. Bu yardım için 1 günlüğüne ordu verici ile haberleşmeyi kapatıyordu. Vericilerin kapatıldığı bu gün içinde İsrail’e verici ile bilgiler ulaştırınca Suriye istihbaratçıları bunu tespit etti. Sinyallerin yayıldığı evin kapısı istihbaratçılar tarafından çalındığında, kapıyı açan Cohen’di. Başlarda bunu reddetse de Cohen’in MOSSAD ajanı olduğu ortaya çıktı ve kendini yargılayan dost edindiği hâkim tarafından idam cezası verildi. Evinde yapılan aramalarda birçok gizli belgeye ulaşılmıştı. Suriye, başını İngiltere ve İsrail’in çektiği uluslararası kamuoyu tarafından baskı altına alınmaya çalışılsa da bunun bir etkisi olmadı ve Jerusalem Post gazetesi, Eli Cohen’in idamını duyuruyordu. Son olarak 15 Mayıs’ta eşi Nadia Majald için bir veda mektubu kaleme alan Eli Cohen, 18 Mayıs 1965 sabahının gün doğumunda Şam’ın Merce meydanında halka açık olarak idam edildi ve bilinmeyen bir yere defnedildi.

Ölümünden 2 yıl sonra çıkan Altı gün Savaş’ında bu bilgiler çok etkili olmuştu. Özellikle Golan Tepeleri ‘nin ele geçmesinde onun gönderdiği bilgilerin büyük payı vardı. İsrail, savaş çıktığında Suriye’nin bütün saldırı planlarını iyi biliyordu ve döküm listelerinde bulunan mermi sayısının bilgisine kadar sahipti. Cohen’in, Golan Tepeleri ziyaretinde Suriyeli yetkililere oradaki birliklere gölge oluşturması için özellikle diktirdiği “Okaliptüs” cinsinden ağaçlandırma dikmelerini önermişti. Bu ağaçlar İsrail’in Suriye birliklerinin nerede olduklarının tespitine yarayan bir işaretti. İsrail Başbakanı Levi Eşkol, Cohen’in istihbaratının birçok İsraillinin hayatının kurtardığını ve İsrail’in Altı Gün Savaşı’nda kazandığı zafere çok katkısı olduğunu açıkça söylüyordu. Henüz iki yıl önce, Ürdün Nehri’nin yatağının değiştirilmesi projesine ait şantiyelerin nasıl olup da hatasız şekilde vurulduğunun cevabı işte şimdi bulunmuştu.

 

Exit mobile version