“Vatancılar”, “Sol” maskeliler, Kudüs Kuvvetleri -Tevhid
Mustafa Yıldırım
[Zifiri Karanlıkta 2. ciltten özet]
Türk ordusunun 1991de Irak’a girerek PKK‘yi durdurması, İran‘ı rahatsız etti. Tevhid-Kudüs Kuvvetleri de Ağustos 1991′de “Kürt sorunu, Sınır ötesi operasyon, Resmi ideoloji, Kemalizm, Türk Milliyetçiliği, İran, Devrimci İslam, Amerikancı İslam ve Emperyalizm” başlığıyla toplantı düzenledi.
Doğu Perinçek‘in Temmuz 1991’de kurduğu Sosyalist Parti’den Serhan Bolluk, Mehmet Çetin Demirhan’ın yönettiği açık oturuma Nurettin Şirin (Kudüs Kuvvetleri-Tevhid), Hüseyin Kalkan, Rıza Erdoğan’la birlikte katıldı. Serhan Bolluk, ordunun Irak sınırını geçmesinin Amerikan oyunu olduğunu ileri sürdü:
“PKK ile uzaktan yakından ilgisi yoktur… 5 km tampon bölge fiilen haritanın değiştirilmesidir. Burada bir işgal olayı vardır. Türk ordusu Irak toprağına yönelik bir işgale yönelmiştir. Irak toprağının bir bölümü işgal edildi.”
Serhan Bolluk, Kıbrıs’ın “Türk ordusu tarafından işgal” edildiğini belirtrek bir yandan “Kemalist burjuvazinin yarattığı Türk milliyetçiliği iflas etmiştir” diyerek Tevhid’in hattını desteklerken bir yandan da Türk ordusunun PKK üstündeki baskısını eleştiriyordu
Kemalizmi eleştiren bu tutum partisinin siyasetine uygundu. Doğu Perinçek, 5 ay önce Bekaa’daki PKK kampında (Kandil’de değil) Abdullah Öcalan’la görüşmüş; 2000-İkibin’e Doğru dergisi, kapaktan “Perinçek geçen hafta görüştü – Apo’nun Tampona Cevabı” duyurusuyla yayınlanmış; Öcalan‘ın “Demokratik Cumhuriyet” programının çözüm olacağını ileri sürmüştü.
İran Kudüs Kuvvetleri uzantısı Tevhid, iki ay sonra “Kemalizm sorgulaması” kampanyasını başlattı. “Solcu” ve “Kürt milliyetçisi” diye nitelenenlerle Türkiye Cumhuriyeti karşıtlığını yaymak için düzenlediği panele İsmail Beşikçi, Yusuf Serhat Bucak, Yalçın Küçük, Ertuğrul Kürkçü ve Faik Bulut katıldı.
Yusuf Serhat Bucak : “Mustafa Kemal sağ olsaydı, II. Paylaşım Savaşında Mussolini ve Hitler’le birlikte aynı ceb[p]he içinde yer alırdı… Türkiye halkları resmi ideolojiyi tarihin çöp sepetine atacaklardır.”
Yalçın Küçük: Humeyni türü İslam devrimi, ABD’nin ve T.C.’nin korkulu rüyasıdır… Mustafa Kemal de radikal olmayan bir muhafazakârdı… Abdullah Öcalan kardeşimin de belirttiği gibi sadece ihtilalci olmayan bir ittihatçıdır. Fırsatlardan yararlanmayı düşünen ikinci, üçüncü sınıf bir ittihatçıdır… Laisizmle İslamcılık arasında git-geli oynayan bir Kemalizm ortaya çıkacaktır… RP’nin aldığı oy oranına bakın… Hele bir de bunlar orduya ve emniyet güçlerine girerse ABD’nin T.C.’nin korktuğu başına gelir. Özellikle de parlamenter yönetimi reddeden radikal İslam Türkiye’de bu rolü oynayabilir. Artık Kemalizm miadını doldurmuştur ve bağımsızlaşan düşünceler bu boşluğu dolduracaktır.
Faik Bulut: Kemalizm burada artık resmen iflas ediyor… Mustafa Kemal iktidara yürürken bu iktidarın önündeki engelleri görüyordu: ‘din faktörü’, ‘Kürt faktörü’ ve ‘feodal unsurlarla tarikatlar’… engelleri teker teker ezerek dikensiz bir gül bahçesi gibi bir ortam hazırladı. Ezme, yok etme hareketine girişirken de bunun ideolojisini hazırladı.
Ertuğrul Kürkçü: 1970’de Dev-Genç Başkanıydı. Tevhid ve Faik Bulut’la aynı düşüncedeydi. Ona göre, “Kemalizm miadını” doldurmuştu ve “üç hasmı vardı: a- İşçi hareketi, b- ulusal Kürt hareketi, c- İslamiyet-Şeriatçılık.“
Türk Egemen Devlete Düşmanlık
Vatancılar, Yeşil Turuncu Oynak CHP önderliğinde buluşanlara karşılar; ancak Humeyni’den, Rehber İmam’dan kopamıyorlar!Çünkü oynaklık Kemal Kılıdaroğlu‘nun tekelinde kalamazdı.
Ödemiş, 21 Mart 2022
* Serhan Bolluk: 2000-İkibin’e Doğru yönetmeni,, Ulusal Kanal TV, Aydınlık yayın yönetmeni; İşçi Partisi Merkez Karar Kurulu üyesi- PartiGenel Sekreteri [12 Ağustos 2013], Vatan Partisi Merkez Karar Kurulu, Merkez Yürütme Kurulu üyesi [6 Ekim 2013.]
