Artık Türkiye’de “Türk” olmak, Türk olarak parti başkanı, bakan, Cumhurbaşkanı olmak olanaksızlaştı! Türk kalabilmek hüner istiyor! 2007’de, Türk olmak ne denli zordu:. Sabrınıza sığınarak o yazıyı aşağıya alıyorum:
“Türk Olmak Zor!
Başkale’nin Belediye Reisi, AKP oylarıyla Cumhurbaşkanı olarak seçilen Sayın Abdullah Cumhur Gül’ün yoluna 21.000 gül dökmüş. Demek ki ilerleme var; deve kurban etmiyorlar.
Başkale deyince geçmişten bir yaprak düşüyor: Korucuların Ağası (sanırım aynı zamanda belediye reisiydi), Ankara’da bir otelde yatıp kalkar; ayda bir korucu başına ödenen maaşları tahsil edermiş.
Kürt Reis, Belediye’ye küçük bir iş yapan genç mühendislere acımış; “Yazık size çocuklar” demiş, “Birkaç gramla şu kazandığınızın kat be katını alırsınız!”
Hala sorar dururum “Onca değerli gram neymiş?” diye.
Başkale deyince bir üst düzey yöneticiyi de anımsarım. Oralardaki ilde yüksek makam görevlisi kişi, PKK saldırılarının durdurulamamasının nedenini konuşurken birden parlamıştı:
“Haydi gitsene uyuşturucu şebekesinin üstüne; bak bakalım PKK’nin gücü kalıyor mu?”
Yollara gül dökülünce herhalde, her yer güllük gülistanlık oluyor ve karanlık beyaza kesiyor.
*
PKK bağlantılı partinin ünlü yöneticisi de “Hizbullah’la aramızın (PKK’nın) düzelmesinde Diyarbakırlı hatırı sayılır kişilerin rolü oldu” diye yazmış ve bu açıklama kitaba (Sivil Örümceğin Ağında) geçmişti.
O gün bugündür sorara dururum: “PKK ve Hizbullah’a aynı anda söz geçirebilen bu kişiler kimlerdi ve şimdilerde kimlere nazları geçiyor?”
Bir soru daha eklerim: “Gaffar Okkan, Hizbullah operasyonunu açıklarken ‘Bunların hepsi casus!’ demişti. Kimler hangi yabancı, komşu devletin casusu?”
*
Uğur Mumcu’yu öldürdükleri savıyla yargılananlar İran-al-Kudüs Kuvvetleri bağlantılıydı. Onları Tahran’da karşılayan kişi, eski MSP teorisyeniydi ve Samsunluydu; İran radyosundan Türkiye Cumhur,iyeti’ne, Mustafa Kemal’e sövüp duruyordu.
Davalar sonuçlanıyor… Dosyalarda, Uğur Mumcu gibi 24 Ocak’ta öldürülen Gaffar Okkan’ın “casus” dediği Hizbullahilere silah veren devletlin ve PKK-Hizbullah arabulucusu hatırı sayılır kişinin, Tahran’’a Fatih-Çarşamba’dan gitme MSP elemanları hakkında en küçük bir sorgu yok!
Davaları böyle görülen ülkemizde AKP tarafından Cumhurbaşkanı seçilen Sayın Abdullah Cumhur Gül, daha dün Tuzhurmatu’da kahvehane bombalanmasıyla katledilen ve ağır yaralanan Türkler için ne yapacaklar?
“Kabul edilemez” ve benzeri alttan açıklamalarla yetinecekler. Ne de olsa Akev’in önünde imzasız ‘vizyon’ belgesini, parlak dişlerini göstere göstere başarısını açıklayan eski Dışişleri Bakanı’nı unutmadık.
Hele onun Tel-Afer’de Türkler bombalandığında “Ama onlar terörist” dediğini de!
Aslında oturup kalmayacaklar; “Yaralılar bizimdir” diyerek Kerkük’e tayyare gönderecekler; yeni ölümleri bekleyecekler.
Görünüş öyle; çünkü Abdullah ‘Cumhur’ Gül’ün yerine Dışişleri Bakanı olanı Ali Babacan da, ABD ile müttefiklik (aynı cephede yer alma) konularımızı çeşitlendireceğimizi ilan ediverdi.
Bunları dava dosyalarına ek olsun diye, yazdım; çünkü Kerkük’ün Tuzhurmatu kasabasındaki kahvehaneye motosikletle dalarak bomba patlatanlarla Ankara’ya bomba yığanlar arasında bir fark var: Kerkük’teki bombacı ABD korumasında ve Ankara’dakiyse…
Yani bugünlerde zor iş Türk olmak! Ondan daha zoru, Kerkük’te Türk olmak! 21.9.2007 “
Yedi yılda ne mi oldu? “Türk” demek neredeyse yasak! Başbakan “Ben Gürcüyüm” dedikten sonra Siirt’teki alanda söylev çekerken “Arap kızı aldım!” diye bağırmıştı!
Mahdumları da maşallah Arap Suud prensleri gibi her yatırıma, arazilere ortaklar! Modelimiz, rejimimiz Arapların aşiret devleti düzeni ve şeriata uygundur! Sorun “Türk” olmak!”