Gelecekte açılacak “CHP darbecileri” davasına belge olsun diye bir kez daha yayınlıyorum:
Askeri cunta ve Özal hükümetlerinin baskıcı döneminden bunalan pek çok kişi, özgürlük ortamının genişlemesiyle somut çalışmalar için derneklere-vakıflara katıldılar; “STK” denilerek örtülen kuruluşların “project democracy” operasyonunun bir parçası olduğunu görünce de ayrılmak istediler; ancak Kılıçdaroğlu aklına bile getirmedi.
Etrnik Azınlıkları Özerkleştirme Davasından Hiç Sapmadı
TESEV kurucusu CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, örgütten ayrılmama nedeni sorulduğunda, TESEV’de “iyi aydınlar da var” demekle yetindi. (Sivil Örümceğin Ağında, 26. Basım, s. 320) Yetmedi, TESEV diye sıkıştırılınca “o zamanlar Soros yoktu” deyiverdi. Haklıydı “naerdfim” nakaratçısı Kılıçdaroğlu: TESEV kurucusu olduğunda Soros yoktu, ama ABD hazinesinden beslenen NED, ABD Cumhuriyetçi Partisi örgütü IRI, Demokrat Parti örgütü NDI vekartellerin örgütü CIPE vardı. (TESEV bağlantıları şemasını Sivil Örümcen Ağında 6… 37 Basımlarda bulabilirsiniz)
Kılıçdaroğlu ve “demokrasi maskeli” ekibinin CHP yönetimine parti dışından CHP programıyla ve tarihiyle ilgisiz adam alınmasını eleştirenler! Konu o kişilerin siyasal inançları değildir!
Kılıçdaroğlu ve yeşil-turuncu adamları, CHP yönetimine, federasyonlaşan Türkiye’ye uygun etnik temsilciler alıyorlar! CHP yönetimi de böylece ülkenin parçalanmasına uyduruluyor!
Örneğin Bekaroğlu, siyasal gücü nedeniyle mi alınıyor? Adamın Rize’deki oyları %1’i bulmuyor. Canı sıkılanlar Bekaroğlu’nun Laz milliyetçiliği girişimlerini anımsamalıdırlar.
Faruk Loğoğlu, “federasyonlaşma bölünme değildir” derken siyasal akıl mı yürütüyordu, yoksa özerklik isteyen Doğu Karadeniz ve Kafkas bağlantılı milliyetçileri mİ temsil ediyor?
Tanrı’nın Kulu Sezgin, CHP’de Kürtleri, Hüseyin Aygün, Dersim özerk milliyetçilerini temsil etmiyorlar mı?
Ahmed Davutoğlu’nun tez hocası, TESEV’in has elemanı Toprak Binnaz, yıllarca federasyonlaşmanın İslamcı alt yapısının kurulmasına yardım etmedi mi?
CHP’de İslamcı cemaatlerin (Yalnız Nurcular değil, şeyh-şıh örgütlerinin tümünün) temsilcileri yönetime alınmıyor mu?
Cin adam, oradan oraya uçan, kurnaz Kılıçdaroğlu, “İslamla uzlaştık, Kürtlerle de uzlaşıyoruz” derken kulağınızı tıkadıysanız, ulusal birlikçilik-Atatürkçülük- İslam devletçiliğine karşılık- halkçılık- çağdaşlık üstüne söz yarıştıra durun; kılıcı kuşanan ılımlı AKP’li, Yeşil-Turuncu-Oynak CHP’yi kurdu bile!
CHP’de milletvekili olup da bu gelişmelere sessiz kalanlar!
Mezhepçilik şımarıklığıyla partili arkadaşlarına hakaret eden milletin sözde vekilleri!
Suspus oturan kadınlı-erkekli sözde Kuvayı Milliyetçi CHP vekilleri!
Şurası kesindir ki, yalnızca yönetenler değil, siz de Türk Cumhuriyeti’nin parçalanmasından sorumlu tutulacaksınız!
Ya siz, emirle parmak kaldıran, tüm bu gelişmeleri alkışlamak için sıraya giren atanmış parti delegeleri!
Siz de ayrı tutulmayacaksınız; çnkü delege listeleri tarihin dosyasına çoktan girdi.
Seçim sandığı şantajıyla bu gelişmelere sessiz kalan, boyun eğen CHP üyeleri!
Siz kendinizi sorumsuz mu sanıyorsunuz; ancak geleceğin davasında herkese yer var!
Hiç kuşkunuz olmasın!
Not: Çocuklarının okulları zorla İmam okullarına dönüştürülen ve Arapçaya-Arap kültürüne mahkûm edilen aileler çaresizce isyandalar! Kılıçdaroğlu sessiz! Partisini, üyelerini harekete geçirip niçin ama niçin Cumhuriyet yıkıcılığını önlemeye çalışmıyor!
Böyle sorunca “mezhep düşmanlığı” yapıyormuşuz!
Haydi oradan!
CHP’nin mihenk taşı ne zamandır din ya da mezhep oldu?
Mustafa YILDIRIM, 3 Eylül 2014