Ne demiştim?
“Seçim diye dayatılan iki ucu necis değnek!”
Hadi meraklısı için linkini de vereyim: https://sozgazetesi.org.tr/koese-yazarlari/reha-oeren/secim-diye-dayatilan-iki-ucu-necis-degnek/
Zahmet edip okuyan ne demek istediğimi anlayacaktır.
Çeyrek asırdan fazla oldu, Türkiye’de sağ ya da sol diye yutturulan projelerin ve kurulan siyasi partilerin sistemin dayanak noktaları olduklarını haykırır dururum.
Dayanak noktası olmaktan ziyade zaman zaman da koltuk değneği olurlar. Bazen sağ gelir bazen, sözde sol!
Sağcılara göre Sivil Toplum Kuruluşları, solculara göre Sivil Toplum Örgütleri sistemin kökleri gibi toplumun içinde örgütlenirler.
Kuruluş ve örgüt kelimelerinin kullanımı bile ne denli ahmakça bir tutum ve tavır içinde olduğumuzu gösterir.
Sanki adı kuruluş olunca başkalaşıyor, örgüt olunca değişime uğruyor.
Bunların tekmiline yakını batıdan fonlanan kuruluşlardır.
Hazreti Google’a bir danışın bakalım Sağ ya da Sol AB’den, ABD’den ve dahası bilmem nerden fonlanan ne kadar kurum ve kuruluş var?
Sağıyla, soluyla biraz kurcalama yeterli olacaktır.
Güvendiğiniz parti ve kuruluşların astarı da yüzü de karşınıza çıkacaktır.
Birbirlerinden farkları yoktur.
Rol icabı bazen sağcı olurlar, bazen solcu, bazen milliyetçi, bazen devrimci kostümleri giyerler!
Ama hepsi birden demokratlığı kimseye bırakmazlar!
Mustafa Yıldırım’ın dediğince Sivil Örümceğin Ağı’nı oluşturmaktalar.
O sivil örümceğin ağları ki Anadolu’dan Türk’ü silmeye kararlıdır.
Akdeniz’in ılık, Karadeniz’in hırçın, Ege’nin deli sularına Türk ulusunu gömmeye azmetmişlerdir.
Dağımız ovamız, köyümüz, kentimiz işgal altındadır.
Horlanan Türk anayurdunda paryadır.
Türkiye Cumhuriyet devleti tarihinde hiç olmadığı kadar parçalanma tehdit ve tehlikesi ile karşı karşıyadır.
1889 ABD Kongresi’nin gizli oturumunda alınan Birleşik Türkiye formülü adım adım ilerlemeyi terk etmiş ‘marş marş’ komutuna girmiştir.
Türkiye’de iktidarıyla ve sözde muhalefetiyle bu süreç desteklenmektedir.
Siz bakmayın öyle sanal alem sitelerinde faceboklarda, tiktoklarda, instagramlarda milliyetçi söylemlere, milletin kafasının karıştırmak için kurulmuş mikserlerdir bunlar.
Küresel güçlerin elinde kukla gibiyiz.
İktidar da sözde muhalefet de ne diyor?
Anayasa değişmeli.
Sözde muhalif Kemal Kılıçdaroğlu seçimlerden hemen sonra açıklama yaptı.
“Anayasa değişiminde samimilerse gereken desteği vereceğiz”
İşte mesele bu.
Hançeremiz yırtılırcasına haykırdığımız gerçek bu.
Sivil Örümceğin ağını oluşturan bütün güçler Marş marş komutuna uyarak sözde demokrasi, sözde kalkınma, sözde insanlık maskesinin ardına saklanarak Türkiye Cumhuriyet Devleti’nin sonunu hazırlamaktalar.
Olmaz mı?
Hadi canım siz de!
Oldu bile.
Biraz aklınız varsa ve kalmışsa eğer, şu Kalkınma Ajanslarının yol haritalarına bir bakın.
Eyaletler sistemi el’an uygulamada.
Fiilen var, resmi olarak yok. İşte anlamadığınız husus bu.
İktidarın da, muhalefetin de uğraşısı bu.
Anayasa değişikliği de buna aranılan kılıf.
Ne olacak peki?
Anadolu Birleşik Devletleri kurulacak!
Kurulması için uğraşıyorlar.
Uğraşırının da ötesinde savaşıyorlar!
Haa bu seçimler mi?
İktidar mı, muhalefet mi?
Geçin onları.
Asıl darbeyi onlar atmayacak.
Bunlar ara figuranlar.
Asıl başrol oyuncusu sırasını kuliste bekliyor!
Fakat tasam, elemim ve kederim odur ki, ahmak Türkler bunu ancak Anadolu’da Ergenekon’a girince anlayacak…