Site icon Söz Gazetesi

Badovas ve Nakasis’e de “Sayın” diyecekler mi? / Reha Ören

Ey okur, varsın birileri süslü kelimelerle püslü yazılar yazsınlar. Gel biz seninle hasbıhal edelim.

Öyle bir devrana geldik ki ciğerimiz yanıyor, beynimiz kavruluyor.

Dolarlar gitmesin, analar ağlamasın, şehit vermeyelim, gazi görmeyelim bahanesiyle küresel güçlerin maşası, bitirilmiş bir örgütü derlediler, topladılar.

‘Demokrasi’, ‘Eşitlik’ ve ‘Kardeşlik’ teraneleriyle vatan içre vatan kurduracaklar!

Bilirsin bu günler senin için de benim için de sürpriz olmadı. Bekliyorduk.

Bu günlere getirileceğimizi / getirileceğimizi biliyorduk.

Bunu Öcalan da saklamadı. Alenen ve neşren beyan etti.

YMHP’lilerin Başbuğ’u, MHP’lilerin bilge lideri bile bölücü örgütün en önemli ve en aktif elemanlarından birinin -adını zaten biliyorsunuz. Yinelemeye gerek yok.- fotoğrafını okşayarak taziyesini sundu…

Geçelim…

Ciğerimiz yanıyor. Ülke cehennem ateşleri ile kavruluyor. Utanmadan bir de Yeşil Vatan muhabbeti yapıyorlar.

Bu da yeni moda, Mavi Vatan, Yeşil Vatan anakara ne oluyor o zaman? Kahverengi vatan mı?

Birileri ormanlarımızı cayır cayır yakıyorlar.

Birileri de çıkıp timsahın gözyaşlarını akıtarak bilmem kaç yıldızlı otellere İmar İzni veriyorlar.

Madencinin biri devleti tehdit ediyor, ormanlar yanıyor, yok ediliyor madenci işine devam ediyor!

Dahası yanan orman alanında yapımına başlatan otel inşaatı için ülkenin bakanı: “Biz o ruhsatı zaten iki yıl önce vermiştik” diyor / diyebiliyor.

Televizyon ekranlarından “Sigara atmayın yeşil vatanı koruyun” başlıklı haberler yayınlanıyor.

Yüreğimiz dağlanıyor, ciğerimiz kavruluyor.

Hiçbir şey yapamadığımız için de midemiz bulanıyor…

* * *

Geçelim.

Kaynağından Kostas Badovas ve Nakasis’e gelelim.

Metinlerin tamamını birden okuyarak zaten yorgun olan beyninizi gereğinden fazla meşgul etmeyeyim.

“Özellikle Dışişleri Bakanları Teodoros Pangolos bizim adamımızdı. Biz Yunan devletini istediğimiz gibi kullanmaktaydık. Onlar da bize bir devletin elindeki her türlü imkânı seferber ediyorlardı ki biz Türkiye’ye zarar verelim.”

“Yunan devleti içerisinde devletin kirli işlerini yapan, iyi organize olmuş birimleri var. Özellikle Türk Diplomatlarını öldürmek için 17 Kasım Örgütü herhangi bir örgüt olmayıp Yunan devleti içinde derin devlet dediğimiz insanlar tarafından kurulan bir örgüttür. Bunu Yunan Gizli servisi KİP mensupları tarafından bir sohbetimizde öğrendim.”

Yunanlı Naksasis ile silah tüccarı Vilasis Suriye’de Öcalan ile görüşmeye gidiyorlar. Arzu ve isteklerini soruyorlar. Öcalan da bunlara bir liste veriyor.

“En fazla sıkıntısını çektiğimiz, dağlarda tanklara karşı koyamıyoruz. İkincisi ise savaş helikopterlerine karşı koyamıyoruz.”

Yunanlılar, Sam-6 ve Sam-7 ve daha başka füzeler, roketlerle silah ve mühimmatı veriyorlar…

Dönelim yine metne:

“Naksasis ve diğerleri ile bir gün toplantı halindeyiz. Bana Naksasis dedi ki; “Size yıllardan beri vermekte olduğumuz bu yardımların karşılığı olarak bu son füzelerle bari birkaç Türk Savaş helikopterini düşürün”.

“Bir gün bize Naksasis telefon açıp, “Bir müjdeli bir haberim var” deyince o anda yanımda olan Cevdet, “Hayrola” dediğindeyse sevinçli bir sesle “Sizinkiler Kuzey Irak’ta bir Türk helikopterini düşürdü. Bu sevincimi sizlerle paylaşmak istedim. Pangolos da çok sevindi” dedi.

Okuduğunuz satırlar bir zamanlar PKK’nın Yunanistan sorumlusu olan Fethi Demir’e ait. Fethi Demir Yunan istihbaratının kendisini devre dışı bırakarak Abdullah Öcalan ile görüşmesinin sonucunda Öcalan tarafından görevden alınır ve Karadeniz bölgesi sorumluluğuna gönderilir. Yerine Rozalin kod isimli Ayfer Kaya getirilir.

Fethi Demir sonrasında itirafçı olmuştur. Daha sonra ne olduğunu bilmiyorum.

Bu yazı için bu kadarının yeterli olduğunu umarım.

Fethi Demir’den günümüzün konusuna geçelim ve bir cümlesini nakledelim.

“Bizim örgütümüzden Türkiye’deki ormanları yakmamızı istediler ve bizler de onların bu isteğini yerine getirdik.”

* * *

Biraz uzun olacak ve biliyorum canınız sıkılacak.

Ama bu fasılda Abdullah Öcalan’ın İmralı Adası’nda Devlet Güvenlik Mahkemesi savcılarına verdiği ifadeden bir bölümünü daha aktaralım.

Öcalan PKK- Yunanistan bağlantısını şöyle aktarıyor:

“Yunanistan’la ilişkimiz 1988 yılında başladı. Bu tarihte Kostas, Badovas (Eski İçişleri Bakanı, Girit milletvekili) ve Andonis Naksasis (Amiral rütbesiyle emekli olan Albay) adlı kişilerle bağlantı kurdum. Bu ülkede kiliseden, belirli iş adamları ve halktan para yardımı alıyorduk. Ayrıca Fonito Kürdistan (Kürdistan’ın Sesi) adlı bir dergi çıkarıyorduk.”

 

… ve Ormanlarımız yakılıyor…

 

Gelelim sadede Yunan devletinin önemli isimleri o devrin parasıyla ilk ödemede 8 milyon dolar parayı örgüte veriyorlar. Arkasından Türkiye’deki ormanların yakılmasını istiyorlar. Örgüt de bu talimatı yerine getiriyor.

PKK’nın bir aparatı olan ‘Ateşin Çocukları İnisiyatifi’ 1980’li yılların son döneminde, 1990’ ların başında kuruluyor. Bunu Fethi Demir ve Öcalan teyit ediyor.

Peki, biz bu ismi ne zaman duyduk?

2020 li yılların başlarında!

Bu nasıl bir ülkedir?

Bu ülkenin resmi, maaşlı ve örtülü/ örtüsüz ödenekli istihbarat birimleri mi, yoksa biz mi uyuduk ya da uyutulduk?

‘İnisiyatifa Zaroken Agir. ‘

Ateşin Çocukları İnisiyatifi’nin Türkiye’deki ormanları yakmaları talimatının arkasında Yunan istihbaratı vardır. Ve kuklalar bu emri yerine getirmişlerdir. Bunun da adını Çevre Terörizmi koymuşlar.

Siyaset, ekonomi ve Toplum Araştırmaları Vakfı adlı düşünce kuruluşu tarafından yayınlanan 2019’da Türkiye adlı esere göre örgüt toplam 28 kundaklama olayı düzenlemiştir.

PKK’ya yakınlığı ile bilinen Fırat haber Ajansı (ANF) AÇİ’nin birçok kundaklama olayını rapor etmiştir. ANF’ye göre örgüt saldırılarına neden olarak Türkiye’de Kürtlere karşı gösterilen hak ihlallerine karşı ‘İntikam’ almaktadır.

2020 de Hatay’da meydana gelen yangınların Türk medyası, Twitter, Facebok ve Instagram gibi medya uygulamalarında yer bulması ve bu yangını AÇİ’nin üstlenmesi örgütün daha yaygın tanınmasını sağlamıştır.

Meraklısı ve dahi meraklının da ukalası bilirim benden kaynak isteyecektir.

Bırakın bencileyin sayfalar dolusu araştırma yapmayı Öcalan’ın ifadelerine bakması, Hakantürk’ün Korkut Eken kimdir? Kitabına göz atması ve Google’a başvurması yeterlidir.

AA’nın 19 Nisan 2021 tarihinde ki bülteninde özetle :

“Terör örgütü YPG/PKK, Hatay’daki orman yangınını propaganda çalışmasına döndürdü.” Bülteni yayınlandı.

Bakın, orman yangınları ile ilgili olarak nucecivan28.com adlı web sitesi üzerinden yapılan yayında özetle ne demişler: “Ateşin Çocukları İnisiyatifi: “Hatay’daki kutsal ateşi selamlıyoruz”

Evet AÇİ’nin ormanları yaktığını PKK’da itiraf ediyor:

Bunu Yeni Şafak Gazetesi şu haberle duyururdu:

“PKK sosyal medya hesaplarından yangınları: “Ateşin Çocukları İnisiyatifi’nin çıkardığını belirtti “Türk rejimi başka bir dilden anlayana kadar ateş seliyle

Onlara diz çöktürmenin zamanı gelmiştir”

 * * *

Ey okur anlayan / anlayabilenler için bu kadarı yeterli.

Anlamayanlara ve anlamak istemeyenlere zaten söyleyecek bir sözümüz yok.

Bir zamanlar asmak için meydanlarda kement atanlar, ölen PKK’nın üst düzey yöneticisinin fotoğrafını okşayarak samimi duygularını Türk milletine gösterip, o’na ve Öcalan’a ‘Sayın’ diyerek saygılarını sunmaya başladılar.

Acaba bunlar biraz önce okuduğunu umduğum satırlarda isimlerini verdiğim Baduvas’a, Andonis Nakasis’e ve bunlardan aldıkları emirlerle ormanlarımızı yakan Ateşin Çocukları İnisiyatifi militanlarına da da ‘Sayın’ diyecekler mi?

Ne dersin?

Lazaros Mavros’a demediler mi?

Lazaros Mavros da kim diyenler?

Lütfedip Google’a sorsunlar!

*  * *

Bu kadar yeter.

Benim midem bulandı.

Sizi bilemem

 

 

 

Exit mobile version