Sadece benim değil dünyanın kafasını allak bullak etti.
Mübarek sanki kıyamet habercisİ.
“Sanki” mi dedim?
Kelime fazlalığı. Abesle iştigal etmişim!
‘Sanki’ fazla.
Corona resmen ve alenen kıyamet habercisi!
Bu faslı Corona-1 yazısından sonra Corona-2’ye saklayayım.
Hazırlık aşaması biraz sürebilir.
Desturu baştan istemedik mi yahu?
Şunu bilin ki: “ Corona Yeni Dünya Düzeni’nin ‘Azep’ askerİ”
*
Türkiye birkaç günden beri ‘Bağış’ konusuna kilitlendi.
Millet ittifakının belediye başkanları halka yardım edebilmek için bağış topladıklarını açıkladılar. Hemen ardından birileri Ankara’nın kulağına fısıldamış olacaklar ki Çankaya’dan, en yetkili ağızdan Cumhur İttifakının resmi itirazları yükseldi.
“ Devlet içinde devlet olmaz.”
Ardından bankalar harekete geçti.
Vakıfbank İBB tarafından toplanan paralara el koydu. İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu itiraz ederek Vakıfbank’a yüklendi, “2 bin 100 hayırseverin bağışladığı 900 bin lira bloke durumda kalmıştır. Vakıfbank yönetimine sesleniyorum; bu milletin gözünden düşmek istemiyorsanız, ihtiyaç sahibi İstanbulluların ahını almak istemiyorsanız, 2 bin 100 kişinin gönülden ve güvenerek İBB’ye bağışladığı o 900 bin lirayı derhal gönderin”
…
Millet İttifakının belediye başkanları hiç beklemediği bir darbe daha yemişlerdi.
Ankara itiraz ediyordu:
“Vebaldir bu veball… Devlette iki başlılık olmaaazzz.”
*
Derkeeen…
Bilgisayar ekranlarına bir haber düştü ki akıllara seza!
“İşte yardım toplamak için izin alması gerekmeyenler…”
"Belediyelerin yardım toplamasını engelleyen AKP, birçok yandaş vakıf ve derneğe ise izinsiz yardım toplama yetkisi vermişti. O dernek ve vakıfları bir kez daha hatırlatıyoruz.
Yardım Toplama Yasasının 6’ncı maddesinde; “kişi ve kuruluşlar, yetkili makamdan izin almadan yardım toplayamazlar. Ancak kamu yararına çalışan dernek, kurum ve vakıflardan hangilerinin izin almadan yardım toplayabilecekleri, Cumhurbaşkanınca belirlenip ilan edilir” denilmektedir.
Aşağıdaki çizelgede 2013-2019 arasında Cumhurbaşkanınca (Temmuz/2018 öncesinde İçişleri Bakanlığının önerisi üzerine Bakanlar Kurulunca) izin almadan yardım toplama yetkisi tanınan vakıf ve derneklerin adları ile karar tarihleri yer almaktadır.
Belediyelerin yardım toplamalarının yasaklamaya çalışan anlayış, bakın kimlere izinsiz yardım toplama izni vermiş:
İçişleri Bakanı, belediyelerin Yardım Toplama Yasasına uymak zorunda olduklarını öne sürmektedir. Yasanın kapsamının da belirlendiği 6’ncı maddesindeki “kurumlar” sözcüğünü kamu kurumu olarak değerlendirdiği için böyle bir yargıya vardığı anlaşılmaktadır. Oysa Yasada aynen; “dernek, kurum ve vakıflar…” denilmektedir. Kamu kurumlarının derneklerden sonra vakıflardan önce sıralanması, Kurum sözcüğünün kamu kurumu olarak algılanmasına engel bir anlatımdır.
Üstelik İçişleri Bakanlığı’nın internet sitesindeki listenin başlığında Kurum yazıldığı görülmektedir.”
soL – Kadir Sev / Cuma, 03 Nisan 2020 09:24
Hadi meraklılarına haber kaynağının linkini de verelim de iyi tatmin olsunlar:
https://haber.sol.org.tr/turkiye/iste-yardim-toplamak-icin-izin-almasi-gerekmeyenler-284229
*
Kafam allak bullak..
Beynimin içinde arı kovanları, şakaklarım zonkluyor.
Bir kahve molası derken. Telefon çaldı.
– “Ne yapıyorsunuz Reha beğ?
– “Sağ olun sayın başkan. Şu bağış meselesini düşünüyorum da..”
“Neyini düşünüyorsunuz. Burada Ankara hatalı.”
-“Nasıl yani?”
-“Şimdi bakın Belediye Mevzuatı ne der?
-“…?”
-“5393 Sayılı Yasa’nın 38 Maddesi'nin ‘I’ bendinde. Belediye başkanı ile ilgili fasılda : “Şartsız bağışları kabul etmek”…
-“Evet”
-“Şimdi İçişleri Bakanlığı’nın karıştırdığı ve haksız olarak gündeme getirdiği bir madde daha var.
-“ O hangisidir?”
-“Şimdi bakın yine 5393 Sayılı Yasa’nın 18. Maddesi’nin Belediye Meclisi’nin görevleri faslında, ‘G’ fıkrası da: “ Şartlı bağışları kabul etmek” der.”
-“Yani?”
-“Yanisi şu, belediye başkanları kabul edebilirler. Yasa gayet açık. Hiçbir beis yok. Ankara anladığım kadarıyla 38. Madde ile 18. Madde’nin bent ve fıkralarını birbirine karıştırmış.
Yani belediye başkanlarının ‘Şartsız bağış’ almalarında yasal olarak hiçbir beis yoktur. Şartlı bağış ise yasada belirtildiği gibi meclis kararına bağlıdır.”
*
5 bin küsur kitaptan oluşan kitaplığı mahkeme kararına hakimin takdirine bıraktık bırakalı kaynak sıkıntısı çekmekteyim.
Güvenmediğimden değil, teyit etmek için de değil. Bendeki bir eksikliği giderebilmek için 2020 tarih baskılı bir Belediye Mevzuatı tedarik ettim.
*
Başkan haklıydı. Yasa, benim gibi cehl-ü ekber, cühela taifesinin bile anlayabileceği kadar açık ve net.
Üstelik Başkan sadece 38. Maddenin sadece ‘ı’ bendini söylemişti.
Nacizane ve dahi acizane belirtmem gerekir ki ‘M’ Bendi : Belde halkının huzur, esenlik, sağlık ve mutluluğu için gereken önlemleri almak”, ‘N’ bendi ise: “ Bütçede yoksul ve muhtaçlar için ayrılan ödeneği kullanmak, engellilere yönelik hizmetleri yürütmek ve…” vs.vs demekte ve devam etmekte..
*
Yazının girizgâhından hemen sonra ‘Başkan… Başkan…Başkan” deyip durdum.
Kimse de sormadı:
-“Yahu kim bu başkan?”
Ya bazı eksikliklerinin farkındalardı, ya da cevabını biliyorlardı.
Arayan, Adana Büyükşehir Belediyesi eski başkanlarından Aytaç Durak’tı.
Sahi, bu ülkede yasayı bendine kadar kafasında tutabilen kaç belediye başkanı vardı?
*
Yandaş dernekler bile bağış toplayabiliyor, belediye başkanları ise “Zinhaaar’ diyerek
‘Men’ ediliyor.
Yol göstermek ise Aytaç Durak’a kalıyor.
Neylesin?
Ancak bu kadarını yapabiliyor…