Şimdi sıkı durun ve tahammül ederek bu yazıyı sonuna kadar okuyun.
11 Ocak 2013 de henüz 26 yaşındaydı. ABD’de yaşıyordu.
Bilgisayar uzmanıydı. Günümüzün moda deyimiyle; hackerdi.
Çağımızın yetiştirdiği ender dâhilerden biriydi. Henüz 14 yaşındayken RSS iletişim Protokolü’ nün geliştirilmesine katkıda bulundu.
Küresel bilgi edinme hakkının ateşli bir savunucusuydu.
2008 yılında Gerilla Açık Erişim Manifestosu ’nu yayınladı.
Manifestosunda özetle şöyle diyordu:
“Nerede depolanmış olursa olsun bilgiyi almalı, kendi kopyalarımızı çıkarmalı ve dünyayla paylaşmalıyız. Telif hakkı biten şeyleri alıp arşive eklemeliyiz. Gizli veri tabanlarını satın alıp internete koymalıyız. Bilimsel dergileri indirip dosya paylaşım ağlarına yüklemeliyiz. Gerilla açık erişim için savaşmalıyız.”
Swartz sözünün eri biriydi. İnandığı ilkeler uğruna mücadele vermekten çekinmiyordu.
Kelimenin tam anlamıyla günümüzün amansız savaşçısıydı.
JSTOR dijital kütüphanesinin müşterilerinden para almasından rahatsızlık duyuyordu. Bilgi böyle sunulmamalıydı. Milyonlarca bilimsel makaleyi ve çalışmayı elinde bulunduran JSTOR, bilim insanlarının ve dergi editörlerinin ifade özgürlüğüne inandığı gibi, ifadeleri içeren makalelere erişmek için bir ücret ödenmesi gerektiğine de inanıyordu.
JSTOR insanların ürettikleri fikirler karşılığında bir ödeme talep etme hakları olduğunu iddia ederken, Swartz tam tersini düşünüyordu.
Bilginin özgür olmak istediğini, fikirlerin onları üreten insanlara ait olmadığını ve veriyi duvarların arkasına hapsederek ona ulaşmak için bir ücret ödenmesinin yanlış olduğunu savunuyordu.
JSTOR’a erişmek için MIT’in bilgisayar ağını kullandı ve herkesin internet üzerinden özgürce okuyabilmesi için yüzbinlere bilimsel makaleyi indirip kullanıma açtı.
Kıyamet kopmuştu. Swartz bu eyleminden sonra tutuklandı ve mahkemeye çıkarıldı. Muhtemelen hüküm giyerek hapse gireceğini far kedince de evinde kendini astı.
*
Hackerler bir anda bütün dünyayı saran imza kampanyaları başlattılar.
Bilgi edinme özgürlüğünün kutsal olduğunu belirtip, bilgi edinme özgürlüğünü kısıtlayarak Swartz’ı hedef haline getiren akademi ve devlet kurumlarına yönelik siber saldırılar düzenleyerek tepkilerini gösterdiler.
Baskılar karşısında, bu trajedinin bir parçası olduğu için özür dilemek zorunda kalan JSTOR bu gün elindeki verilerin hepsine değilse bile önemli bir kısmına erişim hakkını ücretsiz olarak tanımaktadır.
*
Biliyorum şimdi bu yazıyı okumak zahmetine katlananların önemli bir kısmı dudak bükecek ve “ Eee ne var yani bunun neresi devrim ve bu nasıl bir devrim şehidi?” sorularını önce kendilerine sonra bana soracaklar.
.. ve genellikle olduğu gibi yine beni ‘abuk sabuk’ işlerle uğraştığım için kınayacak ve küçümseyecekler.
*
Peki ala.. O türden olan homosapiensleri biraz daha tatmin edebilmek için bir ipucu daha vereyim.
Aaaron Swartz bir ‘Dataist’.
Dataizm’in ne olduğunu da mı bilmiyorsunuz?
'Dataizm'i birçoğunuzun bilmediğini de ben biliyorum.
O’nun için bu yazıyı küçümsediğinizi ve dudak büktüğünüzü de biliyorum!
Ne o bir ‘tüyo’ daha mı istiyorsunuz?
Hadi canım siz de balık tutmayı öğrenmek yerine balık yemeyi tercih ediyorsunuz!
Şimdi siz RSS iletişim Protokolünün ne olduğunu da merak ediyorsunuz.
Anlaşıldı, aklımın yettiği kadar anlatmaya çalışayım.
Düzenli olarak güncellenen haber siteleri ve bloklar gibi kanalların yeni bilgiler yayımlamak için kullandıkları erişim protokolüdür. Kaynaklardaki her güncellemeyi kullanıcılara ileterek bir türlü abonelik sistemi sağlar.
Hani bazen bilgisayarınızı açtığınız zaman ‘yeni güncellemeler var’ iletisi geliyor ya ..
Hah işte tam da o demek.
‘Dataizm ‘ de ne demek mi?
Hadi oradan siz de..
Onu da Google amca ya da teyzenize sorun söylesin size!
*
Sahi siz devrim deyince ne sanmıştınız?
‘Kommandante’ Ernesto Che Guavera’dan mı, yoksa Regis Debray’den mi bahsedeceğimi sanmıştınız?
Che Guavera’yı emperyalist / küresel devrim tüccarlarının pazarlama taktikleri sayesinde bu gün yeni yetme gençler bile biliyor.
Merak ettiğim Regis Debray’i sıkı devrimci geçinen kaç kişi biliyor?
*
Hadi onu da geçelim.
Yazık, siz hala daha Guavera’da kalmışsınız da onu bile anlamamışsınız!
Latin Amerika devrimcilerini bildiğinizi sanırsınız.
O yüzden de Resneli Niyazi, Süleyman Askeri gibi Türk devrimcilerinin adını bile duymamışsınız.
Ehh bu kadar bilgiyle bana ne kadar kızsanız da haklısınız!
Datazm’in devrimci şehidi Aaaron Swartz’ı anlatmaya çalışıyorum insancıklara.
Belki ufukları açılır umuduyla…
*
Meraklısına açıklama: Yazının ilk paragraflarında geçen MIT’i, Türkiye’deki Hakan Fidan’ın Müsteşarı olduğu MİT ile de karıştırmayın sakın!
Meraklısına izahat: Bu yazının esin kaynağı Yuval Noval Hararı’nın Homo Deus kitabıdır.