REHA ÖREN

Bok böcekleri…

   Nedendir bilmem, bu aralar yatıyorum beynimde bok böcekleri, kalkıyorum aklımda yine bok böcekleri.

Şu bir zamanlar yasaklanan, Özgür Ansiklopedi diye bilinen Wikipedi’ye baktım:

“Bok böceği veya pislik böceği, kısmen veya tamamen dışkıyla beslenen böceklerin ortak adıdır.

Bu türlerin büyük çoğunluğu, kın kanatlılar (Coleoptera) takımında sınıflanan Scarabaeidae familyasının alt familyalarında Scarabaeinae ve Aphodiinae’nin üyesidir. Özellikle Scarabaeinae alt familyasının tek başına içerdiği 5.000’den fazla türün büyük çoğunluğu tamamen dışkıyla beslenir ve bu yüzden de bu alt familya için zaman zaman “asıl bok böcekleri” terimi de kullanılır. Ancak, kın kanatlıların diğer bir familyası olan Geotrupidae de dışkıyla beslenen ve “toprak kazan bok böcekleri” olarak anılan türler içermektedir.”

Böyle anlatıyor bok böceklerini.

Hamam böcekleri gibi radyasyondan etkilenirler mi diye sordum? Beni yine hamam böceklerine yönlendirdi…

Demek ki o da bilmiyormuş!

Neyse..

Kafayı bu günlerde bok böceklerine taktım ya..

 Aklıma bok böcekleri ile ilgili bir mesel geldi.

 Erenlerden biri bir gün Tanrı’ya isyan etmiş. “Şu halime bak” demiş. “ Hayat mı bu beee!

Erenlerde isyanın bini, bin geçmez akçeden oluşan bir para..

Derken bir karın ağrısı tutmuş ki akıllara seza!

 Gitmediği hekim kalmamış.

 Biri akıl vermiş.

Bak” demiş, “Gideceksin falanca yere orada bir ulu eren var. Senin karın ağrılarını ancak o dindirir.”

Kıvrıla kıvrıla, karın ağrısından iki büklüm erenlerin kapısını çalmış.

Aman, yaman öldüm öleceğim handiyse. Kurtar beni bu ağrılardan

 Baba erenler düşünmüş.

Bak” demiş. “İmdi limana gideceksin. Orada bir gemi var. Ona bineceksin. Seni uzaklara götürecek. Yolda, geminin ambarında bok böcekleri var. Üç avuç onlardan yiyeceksin. Ağrıların dinecek.”

Erenler: “Aman etme tutma. Bok böceği de yenilir mi yahu

Demiş demesine lakin Baba Erenler: “Sen bilirsin başka çare yok” deyince çaresiz limanın yolunu tutmuş.

 Gemiye binmiş. Gemi demir alıp yola çıkmış.

 Ertesi gün erenler bakmış ki ambarda bok böcekleri var. Ağrılardan kurtulmanın başka yolu da yok. Çaresiz üç avuç bok böceğini yemiş.

Allah’ın işine bak karnındaki ağrılar birdenbire yok olmuş. Baba erenler Tanrı’ya isyan ettiğine bin pişman. Lakin karın ağrıları dinmiş. Gemi gidiyor. Derken ertesi gün bir fırtına patlamış. Yer, gök birbirine girmiş.

  Herkes bir köşede Kelime-i Şehadet getiriyor. Salavatlar gökyüzünde arş-ı alaya çıkıyor.

Kaptan ambara inmiş. Erenlerin yanına gelmiş.

Erenler” demiş, “Sakalından belli, anlaşılan bir ulu zatsın. Kurban olam, bir dua et de kurtulalım. Başka şansımız kalmadı.”

 Erenler hiddetle ayağa kalkmış.

Yıkıl oradan! Ben bir kere Tanrı’nın işine karıştım üç avuç bok böceği yedirdi. Bir daha tövbe neuzibillah” demiş.

* *

Dedim ya, bu bok böceği denilen yaratık bir kere kafama takıldı.

 Olmadık şeyler geliyor aklıma…

 **

Bu bok böceğinin bir hikayesi daha var kafamın derinliklerinde onu da anlatayım bari…

“Bok böceğinin yavrusu biraz büyümüş. Bir gün içinde bulundukları -hadi biraz kibarlaşayım da ‘Bok’ yerine ‘Mayıs’ diyeyim- büyükçe inek mayısından başını çıkarmış. Şaşırmış.

Anneeee bak” demiş.

Ne olduğunu anlamaya çalışan anne bok böceği evladının yanına gelmiş.

Hayrola?”

Anne baksana” demiş yavru bok böceği, “Dışarıda ne güzel güneş var pırıl pırıl, içini ısıtıyor, sular akıyor şırıl şırıl, içimden yıkanıp temizlenmek geliyor. Kuşlar cıvıl cıvıl. Hayat ne güzel

Öyledir evladım” demiş anne bok böceği.

Peki neden biz bu bokun içinde yaşıyoruz anne?” demiş yavru bok böceği.

 “Evladım” demiş anne, “Burası bizim vatanımız”

**

Dedim ya benim aklıma bok böcekleri ile ilgili olmadık şeyler geliyor.

İmdi…

Erenler dedim, Kaptan dedim, Gemi dedim, bok böceği dedim, vatan dedim. Siz bu yazıdan esinlenerek -zinhar-kötü kötü şeyler getirmeyin aklınıza!

Sakınola…

Aman haa…

Arkadaşlarınızla paylaşın

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu
error: Uyarı: Korumalı içerik !!

Reklam Engelleyici Algılandı

Sitemizden en iyi şekilde yararlanmak için lütfen reklam engelleyicinizi kapatınız.