Burada, bu kentte, Adana’da geçtiğimiz günlerde elektronik posta kutuları bombardımana tutuldu.
Başta Adana Büyükşehir Belediye Başkanı Zeydan Karalar olmak üzere diğer CHP’li belediye başkanlarının basın büroları ve CHP’li vekillerin danışmanları –sözde- basın bültenleri göndererek Şakirpaşa Havalimanı’nın kapanışını protesto ediyorlardı.
Anlı ve dahi şanlı ekâbirin takımı bununla da yetinmeyip bir de yürüyüş düzenlediler.
Belediye basın büroları bu kez de protesto yürüyüşünün haberini ve görüntülerini servis ettiler.
Seçtirilmiş vekillerin basın danışmanları geri dururlar mı, onlar da elektronik posta ile bülten maratonuna katıldılar.
Vekiller bununla da yetinmeyip –ne demekse?- sosyal medya hesaplarında ahkam kesip, protesto yürüyüşü fotoğraflarını paylaşmayı sürdürdüler.
Sanki mühim bir marifet eylemişlerdi ve bunun kamuoyuna duyurulması elzemdi!
***
Birkaç sene öncesini hatırladım. Mersinliler ’in ‘İstemezük’ deyip kazan kaldırdıkları Mir Dengir Fırat’ı parti lideri Recep Tayyip Erdoğan Adana listesinden göstermiş ve Fırat Adana AKP milletvekili olmuştu.
Yerel televizyon kanallarından birinde -ne diyorlar ona, sunucu mu, moderatör mü?- her ne ise, salya sümük soruyor.
- “Sayın vekilim Adana Şakirpaşa havaalanı kapatılacak diyorlar. Siz ne diyorsunuz?”
Fırat cevap veriyor:
- “Havaalanı hiçbir yere gitmez. Adana’da kalacak. Şu anda iki arkadaşımız alanda nöbet tutuyor. Korkmayın Şakirpaşa’ya bir şeycik olmaz!”
Konuşmacının dudakları açılıyor, dişleri görünüyor.
– “Di mi efendim. Adanalılar adına teşekkür ederiz.”
Akıllara seza, dehşet verici, hayretengiz!
***
Mersin ırkçılığı, Adana ırkçılığı!
Mersin/Adana arasında ring servisi gibi dolaşan, arada sırada yurt dışından reklam amaçlı kalem sallayan, kendini anlı, şanlı ilan eden bir kelamşörün, pardon, yoksa kalemşör mü demeliydim?- yazılarını ara sıra okuyorum.
Yeni bir kavram türettiğini görüyor ve hayretler içinde kalıyorum.
“Adana ırkçılığı!”
Tanrı aşkına ne demek?
Benim cehaletim bu iki kelimeye bir türlü anlam veremedi.
Demek ki Adana adında bir ırk varmış ve bunun da savunucuları varmış.
Şakirpaşa Hava Limanı’nın kapatılıp, Yenice Bölgesel Havalimanı’nın açılışına Adana ırkçıları anlaşılmaz bir şekilde tavır koyuyorlarmış.
A, ahmak bu senin tavrın da o zaman Mersin Irkçılığı, olmuyor mu?
Bu işin cılkı ancak bu kadar çıkabilirdi ve çıktı!
***
Gelelim asıl meseleye…
Hadi diyelim ki seçtirilmiş vekiller bilmiyorlar.
Yüksek maaşlı danışmanları da bilmiyorlar.
Belediye başkanlarının kadrolu danışmanlarının dışında, örtülü ve örtüsüz ödenekten yararlandırdıkları gazeteci makulesi, avanta ve lavantaya konan sözde ‘gasteci yakinleri!’ de mi bilmiyorlar?
Yenice Havalimanı ve “ne gerek var” dediğiniz havalimanları bölünmüş, parçalanmış, eyaletlere bölünmüş, Türkiye’ye giden ana arterleri.
20 küsur yıldan beri bas bas bağırıyorum. Hançeremi yırtıyorum.
Konferanslar veriyorum.
“Adana Mersin’e bağlandı. Doğu Akdeniz Eyaleti’ne bağlı bir il oldu. Eyalet merkezi şimdilik Mersin “ diyorum.
Ahmaklar beni “Türkiye’nin parçalandığını iddia eden Gazeteci kim? Diye gazete müsveddelerinin sütunlarına taşıyorlar!
Bu konuda devrin seçtirilmiş CHP milletvekili Zülfikar İnönü Tümer’i aydınlatmaya çalıştım. Sağcısıyla, solcusuyla bulabildiğim her fırsatta bilgi aktardım.
Haaa hakkını teslim etmek gerek. Sadece bir tek kmişi. Devrin İYİ Parti mersin milletvekili behiç Çelik olayı doğruladı. Meraklısı youtube’de Söz Tv’de bulabilir.
***
Oligarşinin vekillerinin umurlarında mı sanki?
Kendilerini ‘ekabir’ ilan edenler bir düşünseler/düşünebilseler yeter.
20 yıldan beri bütün bölge müdürlükleri etki ve yetkileriyle birlikte Adana’dan Mersin’e nakl-i mekan eylerler?
Düşünmezler/düşünemezler. Ya bilmezler ya da düzeni bozmamak için sükut-u ikrar eylerler.
Çünkü; onlar, dolaylı yollardan iktidarın değirmenine su taşımakla meşguller!
Onlar, ya konuyu bilmeyecek kadar cahiller, ya da konuyu bildikleri halde millete anlatmayarak ihanet içindedirler.
AB tarafından hazırlanmış, Ertuğrul Kürkçü’nün koltuğunun altına sıkıştırılmış ve devrin başbakanı Recep Tayyip Erdoğan’a sunulmuş Kalkınma Ajansları programına bir baksınlar.
Ondan sonra sıkıyorsa Kalkınma Ajanslarından, eyaletler sisteminden, Türkiye’yi Sevr’e taşıyan yol haritalarından bahsetsinler.
Görelim Cumhuriyetçiliklerini, görelim vatanperverliklerini!
Dahası bir kez daha ölçüp biçelim bunların Atatürkçülüklerini…
Demezler, diyemezler, dedikleri anda sisteme ters düşerler, saltanatları biter ve tepetaklak giderler.
Hafazanallah sıradan vatandaş seviyesine düşerler…
Hodri meydan.
Belediye başkanları ve oligark seçtirilmiş vekiller, alın size bilgi ve belgeler.
Yetmedi mi?
Alın dosyadan bir sayfa daha.. belki daha iyi girer aklınıza…
Girin TUİK verilerine, bakın da öğrenin TR 6’da TR 62” nere?
Ne demiş atalar:
- “Bilgisizlik giderilir, lakin cehalet bakidir, çünkü cahil her şeyi bilir”
Başkanı da, vekili de, -kadrolu, kadrosuz- danışmanı ya da danışılmayanı da …
Bunların tekmili birbirinin benzeridir…
Bu saydığım özellikler sadece Adana’ya mı mahsus?
Hayır, Karadeniz’de, Ege’de ayrık otları gibi ülkenin her yerindeler.
Sırası geldikçe onlara da yer vereceğiz.
Merak etmesinler.