İktidar Partisi AKP’nin Teşkilatlarının ciddi desteği+ Tüm Devlet Kurumlarının desteği+ Doğu ve Güneydoğu Bölgesindeki KAYYIM olarak atanan “Demokrasi Düşmanı” Devlet Memurlarının oy kaydırmaları+ Sınırsız Maddi Destek alan ve tüm bu desteklere rağmen %5 OY ORANININ altında kalan MHP’nin 27 YILLIK Genel Başkanı Bahçeli seçim sonuçlarını şöyle değerlendirdi;
“MHP bu demokratik mesajı almış, seçim sonuçlarının çok boyutlu değerlendirmesini yapma üzere KOLLARI SIVAMIŞTIR. Sanki iktidar değişikliği olmuş gibi dedikodu çıkaran, erken seçim yaygarası koparan, bu kapsamda akıl tutulması yaşayan çevrelerin şuursuzca hareket etmesi tek kelimeyle aymazlık ve ahlaki çarpıklıktır. Erdoğan, devletin başıdır ve desteğimiz sonuna kadar arkasındadır…”
Bu sözlerinden Bahçeli’nin, partisini Genel Başkan olarak ayakta tutamadığı
anlaşılmaktadır. AKP’lilerden fazla Erdoğancı olmak, AKP Hükümetinin her icraatını hiç düşünmeden şartsız şurtsuz desteklemek, AKP’lilerden fazla AKP’li olmak bir Genel Başkan için acınılacak bir durumdur.
Saray’ın himmetinden, AKP’nin desteğinden yoksun kalırsa tamamen biteceğini çok iyi bilen Bahçeli, bu menfaat birlikteliğini her gün sertleşerek,
siyasette barış dilini hiç kullanmayarak sürdürmek niyetinde.
Bu zoraki birliktelik, çok yakında Saraydan tek taraflı olarak bitirilip, yollar ayrıldığında bu çılgınlık da bitecek, siyasette aymazlık ve ahlaki çarpıklık da Bahçeli’nin Genel Başkanlığı da…
Gerçek aymazlık ve ahlaki çarpıklık, 22 yıldır AKP eliyle Türk Siyasetine bulaştı. Eşit-Adil-Şeffaf seçimler hayal oldu. Dürüstlük-doğruluk ve siyasi nezaket unutuldu! Rakamların bile tartışıldığı acayip bir ülkeye döndük!
Herkes, işine geldiği yerden bakıp, seçim sonuçlarını değerlendiriyor!
Halbuki Türk Milleti 31 Mart 2024’te çok açık olarak şu mesajı verdi;
-14 Mayıs 2023 tarihindeki “Milli İrade” benim iradem değil midir?
O tarihte AKP’yi birinci parti, Erdoğan’ı da Cumhurbaşkanı yapmadım mı?
-31 Mart 2024 tarihindeki “Milli İrade” benim son iradem değil midir?
En son olarak CHP’yi birinci parti yapan da, AKP’yi ikinci parti yapan da ben değil miyim? MHP ve İYİ Partiyi siyasetin etkisiz elemanı yapan benim.
Saadet-Zafer-Memleket-DP ve AKP Larvalarını siyaset sahnesinin dışına çıkaran da ben değil miyim? Hepsini yapan benim! Ben, Türk Milletiyim!
Tüm siyasi partiler, benim irademe koşulsuz uymak zorundadır.
Ben ne dersem o olur! Kimse benim irademi tartışamaz, çarpıtamaz.
Kimse şunu unutmasın;
Ben, Türk Milleti olarak aranızdan bazı kişilere, belli bir süre için, sizlerin yaptığı Anayasaya uymaları şartıyla VEKALET veririm. Süresi bitince geri alırım. Kimseye Padişahlık-Sultanlık-Şahlık vermem. Kimse benim irademi sorgulayamaz. Kendisini vazgeçilmez olarak gören bazı sapkınlar şunu bilmelidir. Mezarlıklar, kendilerini vazgeçilmez zannedenlerle doludur. Aslolan Türk Milletidir. O ne derse o olacaktır…
Sağlık ve başarı dileklerimle
