Aziz Türk Milleti;
Bu yazı, önümüzdeki dönemde başlatılacak “Devr-i Sabık” yani hesap sorma faaliyetinin hukuksal manifestosunun temeli olacaktır…
Devletlerin, tarihlerinden ve coğrafyalarından kaynaklanan ve asla değişmeyen temel politikaları vardır. Olaylar hangi yönde gerçekleşirse gerçekleşsin, o devletin var olması ve yaşaması için bu politikaları değişmez, değişmemeli!
Fakat o devletin başına, “İhanet” ile yoğrulmuş, yabancı devletlerin oyuncağı olmuş, cahil yöneticiler gelirse, devletin temel politikaları saptırılır ve sonuç
o ülke için felaket olur!
Büyük Atatürk bu konuda şunu söylemiştir;
“Muhterem milletime tavsiyem odur ki, sinesinde yetiştirerek başının üstüne kadar çıkaracağı adamların kanındaki ve vicdanında cevher-i asliyi çok iyi tahlil etmek dikkatinden bir an vazgeçmesin.”
İsrail Devletinin “Büyük İsrail Projesi” denilen stratejisi, Oded Yinyon tarafından “Dünya Siyonist Dergisinde” yayınlandı. İsteyen alır, okur!
ABD’nin “Büyük Ortadoğu Projesi” ise “Amerikan Silahlı Kuvvetler Dergisinde” Ralph Peters imzasıyla yayınlandı. İsteyen alır, bunu da okur!
Bu iki planın bölgeye, İslam Dünyasına ve Türkiye’ye etkileri için başka ve önemli kaynak da 39 bölümden oluşan “TANAH” ve bunun ilk 5 bölümü olan “TEVRAT’tır.”
Tevrat’tan beslenen bu iki projenin temeli, İsrail’in çevresindeki Müslüman ülkelerin parçalanarak, kontrol edilebilir küçük devletçiklere bölünmelerini sağlamak ve bölgenin tüm zenginliklerine el koymaktır.
Bunun için önce evanjelizm yaratıldı. Tanah/Tevrat ile İncil, “Kitab-ı Mukaddes” adıyla birleştirildi. Hedef Hıristiyan ve Yahudi toplumlarını din kutsalları altında birleştirerek, Ortadoğu’daki emperyalist kıyımın çirkinliğini kutsal bir örtü ile gizleyip, kamuoyu desteği sağlamaktı…
BOP ve BİP planlarının en hassas bölümü ve olmazsa olmazı Kürdistan Projesidir! Yıllardır bu plan, ABD-İngiltere-İsrail tarafından ilmek-ilmek örüldü!
Emperyal devletlerin yönettikleri Kürdistan projesinin iki elemanı vardır.
-PKK’nın patronu Öcalan,
-Peşmerge patronu Barzani!
1990’a kadar Özal, sadece çıplak ve zavallı bir Peşmerge olan eşkıya Barzani’yi “Özerk Kürdistan Bölgesel Yönetim Lideri” yaptı. Ona “Kırmızı Pasaport” verip, dünyayı dolaşmasını sağladı. Eline Türk Devletinin pasaportunu, cebine Türk Milletinin parasını koydu!
PKK 1. Körfez savaşından sonra (2 Ağustos 1990) sayısı on binleri aşan silahlı bir örgüt haline geldi. Özal; ABD- İsrail- İngiltere çizgisinde hareket ederek, küresel güçlerin yanında yer aldı! Özal eceliyle ölmese idi, muhtemelen Yüce Divan’da yargılanacak ve Ağırlaştırılmış Ömür Boyu hapse mahkum edilecekti!
2003 yılındaki 2. Körfez Savaşı sırasında (20 Mart 2003) dönemin Başbakanı Erdoğan, izlediği Özal benzeri politika ile Barzani’yi “Kürdistan Federe Devleti Başkanı” konumuna yükseltti. Bununla da yetinmeyen Erdoğan, Barzani’yi AKP Kongresine davet ederek “Onur Konuğu” ilan etti. AKP’liler Barzani’yi
“Türkiye seninle gurur duyuyor” diye alkışlayıp, bağırlarına bastılar!
PKK ise tüm dünyada silahlı güçten daha fazla siyasi gücüyle anılır oldu.
Erdoğan’ın izni ile, PKK bölgede kilometrelerce barikat-tünel inşa etti.
Erdoğan’ın Suriye politikası ise, kurulacak Kürdistan Devletinin Suriye ayağının planlanandan önce oluşmasını sağladı…
Aslan Bulut, 19 06 2012 tarihli “Büyük Kürdistan’ın ebeliğini kim yapıyor” adlı yazısında şunu soruyordu!
“Türkiye’yi Netanyahu yönetseydi, bu kadar ileri gider miydi?”
Tüm bunlar, kendi ulusal çıkarlarımızı yok saymak ve ulusal bütünlüğümüzü parçalamak için yapıldı. Yani ihanetin dik alasını yaptılar!
Bazı insanlar niçin kendi ülkelerine ihanet ederler?
Bu sorunun yanıtını yine Büyük Atatürk’ün sözlerinde buluyoruz;
“İhanetin nedeni olmaz, bedeli olur. Bu bedel bir gün mutlaka ödettirilir…”
Eski Ülkücü yeni Saray Türkücüsü Bahçeli, siz bunları bilmezsiniz
değil mi? Yoksa siz Netanyahu’nun yardımcılığına da aday mısınız?
Sağlık ve başarı dileklerimle
01 Haziran 2024