Site icon Söz Gazetesi

ATATÜRK VE TÜRK KÖYLÜ KADINI

 

Bu topraklar Türk milletinin olmalıdır. Buranın bekçisi de Türk milletinin kendisidir.

ATATÜRK, bir reklam değildir.

O’nun adı Mustafa Kemal’dir.

Atatürk ilimdir.

Atatürk, bilimdir.

Atatürk, ufuktur.

Atatürk gelecek.

Atatürk barıştır.

Atatürk adalettir.

Atatürk, ahlaklı uygar insan örneği ve zamanlıdır.

Atatürk gençliktir.

Atatürk, 100 yıl geriye özenmek değil,

Atatürk, yüz yıllar sonrasını öngörmektedir.

ATATÜRK LİDERDİR.[1]

 Sabiha Gökçen anlatıyor.

Gazi Çiftliğinde dolaşıp hava alırken oldukça yaşlı bir kadına rastladık. Atatürk attan inerek bu ihtiyar kadının yanına sokulmuştu.

Merhaba dokuz.

Kadın Ata’nın yüzüne bakan hafif bir sesle;

Merhaba dedi.

Nereden gelip nereye gidiyorsun? Kadın şöyle bir duraklatıp,

Neden diye sordun, dedi. Buraların sabısı mısın?

Yoksa bekçisi mi?

Paşa yaklaştı.

Ne sahibiyim ne de bekçiyim.

BU TOPRAKLAR TÜRK MİLLETİNİN MALIDIR.

Buranın bekçisi de Türk milletinin kendisidir.

Şimdi nereden gelip nereye gidiyorsunuz yanlış mı?

Kadın başını salladı.

Tabii yerlerim, ben Sincan’ın köylerindenim Bey, otun güç bittiği, bırakın geç yetiştiği kavruk köylerinden birindenim. Bizim mıhtar bana bilet aldı trene bindirdi, kodum Angara’ya geldim.

Muhtar neden Ankara’ya gönderdi seni?

Gazi Paşamızı görmediğim için. Başını pek ağrıttım daBenim iki çocuğum gâvur harbinde şehit düştü. Memleketi gâvurdan kurtaran kişiyi bir kez görmeden ölmeyeyim diye hep dua ettim durdum. Rüyalarıma Gazi Paşa girdi. Ben de gün demeyip mıhtara anlatınca, o da bana bilet alverip saldı. Angara’ya, giceleyin geldimdi. Yolun ne olduğunu de bilemediğimden işte ağşamdan belli böyle imtihan etmekten vurup duruyom Bey.

Senin Gazi Paşa’dan başka bir isteğin var mı?

Kadının anında yüzü sertleşti.

Tövbe de Bey, tövbe de! Daha ne isteyebilirim ki

O vatanımızı kurtardı.

Bizi, düşmanın elinden kurtardı.

Şehitlerimizin mezarlarını onlara çiğnetmedi daha ne isterdimim O’ndan?

O’nun sayesinde şu anda mevcut olduğu gibi yayın.

Şunun bunungâvur dölünün köpeği olması O’nun sayesinde kurtulmadık mı?

Buralara bir defa yüzüne bakın, O’na sağ ol Paşam! demek için düştüm. O’nu görmeden ölürsem gözlerim açık gidecek. Sen efendi bir adama benziyon, bana bir yardım ediver de Gazi Paşa’ yı bulacağım deyiver.

Atatürk’ün gözleri doluydu, çok duygulandığı her halinden belliydi. Bana döner:

Görüyorsun ya Gökçen, işte bu bizim insanımız dır

Benim köylüm, benim vefalı Türk anamdır bu.

Çok şükür. Yaşlı kadının elini tuttum;

Anacığım” dedim, “Sen gökte aradığını yerde buldun, rüyalarını süsleyen, seni buralara kadar koşan Gazi Paşa, yani Atatürk işte karşında< a i=8>duruyor.”

Köylü kadın bu sözlerin duyunca şaşkına döndü. Elindeki değneği yere fırlatıp, Atatürk’ün ellerine dönüyor.

Görülecek bir manzaraydı bu.

İkisi de ağlıyordu.

İki Türk insanı biri kurtarıcı, biri kurtarılan, ana oğullar gibi sarmaş dolaşırken ağlıyorlardı.

Yaşlı kadın belki on kez öptü Ata’nın elleri.

Ata da onun ellerini öptü.

Sonra heybesinden küçük bir paket çıkarttı. Daha rahat beze sarılmış bir köy peyniri. Bunu Atatürk’e uzatır;

Tek ineğimin sürecinden kendi başına özgürce yaptım Gazi Paşa, bunu sana hediye getirdim. Seversen geni getireceğim.

Paşa hemen oradaki bezi peyniri yedi.

Çok beğendiğini söyledi.

Sonra birlikte köşke kadar gittik.

Oradakilere şu emri verdi;

Bu anamızı alın, onu burada iki gün konuk edin. Sonra köyüne götürülün.

Giderken de kendisine benim bütçemden üç inek hediyem olsun.”[2]

İşte Türk’ün ATASI,

İşte Türk ANASI.

Mekanları cennet olsun.

 

Kaynakça

[1], [2] Sedat ŞENERMEN, Atatürk Ve Türk Kadını, İstanbul, 2018, Nergiz Yayınları, s.259; s.256-259.

Exit mobile version