Millî Mücadele’nin temel taşlarından Sivas Kongresi’nin bu yıl 103. yıl dönümünü kutluyoruz. Cumhuriyetin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşları tarafından Türk milletinin kurtuluşunu hazırlayan bu önemli kararların alındığı Sivas Kongresi maddeleri ve önemi hakkındaki bilgiler günümüzde içinde bulunduğumuz konumdan çıkışta son derece öğreticidir.
Ulu önder Mustafa Kemal Atatürk başkanlığında 4-11 Eylül 1919 tarihlerinde gerçekleştirilen Sivas Kongresi ile Mustafa Kemal Paşa’nın gençlik yıllarından beri düşündüğü ve seslendirdiği, Samsun’a çıktığı andan itibaren resmi yazışmalarında en önemli mesele olarak yer verdiği “millî egemenlik” ve “millî irade” kavramları devlet yaşamına yansıtılmaya başladı.
Yedi günlük çalışmayla Sivas Kongresi, devletin önündeki engelleri ortadan kaldırarak halkı bir bütün halinde, çizdiği program doğrultusunda harekete geçirmeyi sağladı. Bu hareket, 9 Eylül 1922’de büyük bir zafere kapı açıp 29 Ekim 1923’te Cumhuriyet’in ilanıyla taçlandı.
1. Sivas Kongresi Hakkında
Sivas Kongresi, Mustafa Kemal’in Amasya Genelgesi’ni açıkladıktan sonra bir çağrı üzerine I. Dünya Savaşı’ndan sonra işgale uğrayan Türk topraklarını kurtarmak ve Türk milletinin bağımsızlığını sağlamak için çareler aramak amacıyla seçilmiş ulus temsilcilerinin Sivas’ta bir araya gelmesiyle, 4 Eylül 1919 – 11 Eylül 1919 tarihleri arasında gerçekleşen ulusal nitelikte bir kongredir.
Sivas Kongresi’nde alınan kararlar, daha önce gerçekleştirilen Erzurum Kongresi kararlarını genişleterek tüm ulusu kapsar bir nitelik kazandırmış ve yeni bir Türk Devleti’nin kuruluşuna temel olmuştur; bu nedenle Sivas Kongresi’nin Türkiye Cumhuriyeti tarihindeki önemi büyüktür.
Sivas Kongresi’nde, Erzurum Kongresi’nde alınan vatanın bütünlüğü ve bağımsızlığıyla ilgili kararlar aynen kabul edilmiştir. “İrâde-i Milliye” gazetesinin çıkarılmasına bu kongrede karar verilmiştir.[1]
2. Sivas Kongresi, Türk Devleti’nin Kuruluşuna Temel Olmuştur
Erzurum Kongresi bir doğu illeri kongresiydi, Sivas Kongresi’nin tüm Türkiye’yi kapsayan bir nitelik taşıması isteniyordu. Kongre delegeleri de Sivas’a gelmeye başlamışlardı.
Kongreye katılan iller ve delege sayıları Mazhar Müfit Kansu’nun verdiği bilgiye göre şöyledir:
Afyon 3, Alaşehir 1, Bursa 2, Samsun 2, Ç0rum 2, Denizli 4,
Erzurum 1, Erzincan 1, Eskişehir 3, Gaziantep 1, Hakkari 1, İstanbul 5, Kastamonu 1, Nevşehir 1, Niğde 1, Tokat 1, Yozgat 1, İstanbul Tıp Fakültesi 1 olmak üzere 31 delege.
Buna göre, Kongreye Doğu ve Batı bölgelerinden 15 vilayet
mutasarrıflık katılmıştı.
Mahmut Goloğlu, “Sivas Kongresi” adlı kitabında, kongrede toplanan delege sayısının 38’i bulduğunu, bu delegelerden bir bölümünün illerden gelme, bir bölümünün de “Sivas’tan atama” olduğunu belirtiyor.
Erzurum Kongresinde seçilen Temsilciler Kuruluna ek olarak Afyonkarahisar, Bursa, Eskişehir, İstanbul, Kastamonu, Nevşehir, Tokat, Çorum, Yozgat, Kayseri ve Samsun’dan delegelerin katılması o günün koşullarında son derece önemlidir.
3. Kongre Önünde Engeller Ve Zorlu Yolculuk
Sivas Kongresine Erzurum Kongresi’nce seçilen beş kişi; Mustafa Kemal, Rauf Orbay, Bekir Sami Kunduh, Hacı Rauf Efendi’ye ilave olarak 33 delege katılmıştı.
Bu delegelerin arasında İsmail Fazıl Paşa, Albay Refet Bele, Albay Kara Vasıf Bey, Eski Bitlis Valisi Mazhar Müfit Kansu, Eski İzmit Kaymakamı İbrahim Süreyya Yiğit, Denizli delegeleri Hakkı Behiç ve Necip Ali Bey gibi önemli kişiler de vardı.
Kongreye katılan delege sayısı beklenenden az olmuştu. Temsil Kurulu üyeleri ile birlikte tam sayı 40 kişiyi geçmiyordu. Trakya ve Güneydoğu Anadolu illeri, Kongreye delege gönderemedi. Valiler İstanbul Hükümetinden çekindikleri için kimi illerde delege seçimini, kimi illerde ise seçilen kişilerin Sivas’a gitmesini engellediler.[4]
Sivas Kongresi’nin temelde Erzurum Kongresi’nde alınan kararların genişletilerek görüşülmesi ve karara bağlanması amacını taşıdığı tarihsel bir gerçek olarak bilinmektedir.
Kongre, yemin ve Padişaha gönderilen telgraflardan sonra, 7 Eylül 1919 Pazar günü gündemine geçebildi. Anck manda tartışmaları da Kongre’yi en az dört gün işgal etti. Daha sonra Erzurum Kongresi’nin kabul ettiği “Tüzük ve Bildiri” üzerinde görüşmelere geçildi.
* Öncelikle, Anadolu’da dağınık bir düzende olan direniş örgütleri birleştirildi. Erzurum’da kabul edilen, “Doğu Anadolu Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti” ulusal düzeye çıkarılmıştı. Doğu Anadolu bölgesi yerine vatanın tümü kapsanarak adı “Anadolu ve Rumeli Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti” olmuştu.
* İkinci önemli nokta, “Temsilciler Kurulu, bütün Anadolu’yu temsil eder” maddesi yerine “Temsilciler Kurulu, bütün vatanı temsil eder” ilkesi yer almış ve Erzurum’da seçilen 9 kişiye 6 kişi daha eklenmişti.[5]
4. Sivas Kongresinde Alınan Kararlar
(1) Millî sınırları içinde vatan bölünmez bir bütündür, parçalanamaz.
(2) Her türlü yabancı işgal ve müdahalesine karşı millet top yekûn kendisini savunacak ve direnecektir.
(3) İstanbul Hükümeti, dış baskı karşısında memleketimizin herhangi bir parçasını terk etmek zorurunda kalırsa, vatanın bağımsızlığını ve bütünlüğünü sağlayacak her türlü önlem ve karar alınmıştır.
(4) Kuvay-ı Milliye’yi tek kuvvet tanımak ve millî iradeyi egemen kılmak temel esastır.
(5) Manda ve himaye kabul edilemez.
(6) Milli iradeyi temsil etmek üzere, Meclis-i Mebusan’ın derhal toplanması zorunludur.
(7) Devletin bağımsızlık ve bütünlüğü saklıkalmak şartıyla, topraklarımızı ele geçirme isteği olmayan herhangi bir devletin ekonomik, teknik ve sınai yardımlarını memnuniyetle karşılarız. Adaletli ve insancıl kuralları kapsayan bir barışa kavuşulması dainsanlığın esenliği ve tüm halkın huzuru açısından millî amaçlarımızdandır.
(8) Millî vicdandan doğan ve aynı gayeyi taşıyan cemiyetler, “Anadolu ve Rumeli Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti” adı altında birleştirilmiştir.
(9) Bu kutsal amaçları yönetmek için kongre tarafından bir Temsil Kurulu seçilmiştir.[6]
16 Kişilik Sivas Kongresi Temsil Kurulu,
– Erzurum Kongresi’nde seçilmiş olanlar (Mustafa Kemal, Hüseyin Rauf Bey, Hoca Raif Efendi, İzzet Bey, Servet Bey, Sadullah Efendi, Hacı Fevzi Efendi, Bekir Sami Kunduh Bey, Hacı Musa Efendi);
– Sivas Kongresi’nde seçilenler (Kara Vasıf Bey, Ömer Mümtaz Bey, Mazhar Müfit Bey, Hüsrev Sami Kızıldoğan Bey, Hakkı Behiç Bey, Ratıpzade Mustafa Bey)[7] ve
– Temsilciler Kurulu tarafından seçilmiş (Albay Refet Bey)’den oluşturuyordu.
Temsil Kurulu 16 kişiden oluşmaktaydı. Oluşturulan yeni Temsil Kurulu’nun başına Mustafa Kemal getirildi.
5. Maddelerle Sivas Kongresinin Önemi
- Kongreler dönemi kapandı.
- Misâk-ı Millî esasları belirlendi.
(3) Temsil Kurulu bütün vatanı temsil eder hâle geldi.
(4) Millî birlik ve beraberlik büyük oranda sağlandı.
(5) Ulusal örgütlenme tüm vatanı kapsadı.
(6) Gücünü halktan alan yeni bir otorite ortaya çıktı.
(7) Mustafa Kemal lider olarak benimsendi.
(8) Erzurum Kongresi kararları ulusallaştı.
(9) Mondros Mütarekesi reddedildi.
(10) Sivas Kongresi milleti temsil eden tek kurul oldu.
(11) Tam bağımsızlık ve millî egemenlik ilkeleri temel prensip olarak kabul edildi.
(12) Mandacılık kesin olarak reddedildi.
(13) Kuva-yı Milliye cepheleri arasında kumanda birliği sağlandı.[8]
Sivas Kongresi, Ulusal Kurtuluş Savaşı’nın doğum yeridir. Bu doğumu hem Sivas’ın doğası, hem de tarihi hazırlamıştır.
“Mustafa Kemal, Milli Mücadele’nin hareket üssü olarak niçin Sivas’ı seçmişti? Bunun nedeni yine Amasya kararlarında yazılıdır. Çünkü Sivas, o günkü koşullara göre ‘Anadolu’nun her yönden en güvenilir’ yeridir. Gerçekten Sivas’ın çevresi, az sayıda geçit veren büyük dağlarla çevrilidir. Bu geçitler, az bir kuvvetle tutulduğu takdirde, Sivas’ın işgali kolaylıkla gerçekleşemez.”[9]
Sivas Kongresi, Erzurum Kongresi kararlarına yaptığı geliştirici eklemelerle, 11 maddelik “Anadolu ve Rumeli Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti” tüzüğünü ve bir ulusal bağımsızlık bildirisi niteliğindeki Kongre sonuç bildirisini kabul etti. Mustafa Kemal başkanlığında oluşturulan 16 kişilik Temsil Kurulu, İstanbul Hükümetinin karşısına, artık yeni bir siyasi güç merkezi, adı konmamış bir tür hükümet olarak çıkıyordu. Temsil Kurulu, Türkiye Büyük Millet Meclisi toplanana dek, yedi aylık dönem içinde “askerî ve millî bürokrasiyi kendisine bağlamayı büyük çapta başardı” ve “ikinci bir hükümet olarak” Kurtuluş Savaşı’nı yönetti.[10]
Türkiye Cumhuriyeti Devleti, Şubat 1945 yılında ABD, İngiltere, SSCB’nin katılımıyla yapılan Yalta Konferansı sonrası başlatılan Büyük Ortadoğu Projesi kapsamında, sanki Türkiye Cumhuriyeti Devleti, içerden-dışardan yaklaşık 77 yıldır aldığı darbelerle savrula savrula sanki 103 yıl sonra tekrar Amasya Tamimi, Erzurum ve Sivas Kongreleri günlerine ve o kongrelerde alınan kararlara yeniden ihtiyaç duyan bir duruma gelmiş gibi…
Bugün bu kararların, gününde taşıdıkları değer ve önemleri yönünden yeniden dikkatle incelenmesi gerekiyor. Tarih tekerrür ediyor. Keşke ibret alınsaydı da tarih tekrar etmeseydi.
Sedat Şenermen
Kaynakça
[1] Bkz. https://www.sozcu.com.tr/2020/gundem/sivas-kongresinin-101-yili-kutlaniyor-sivas-kongresinde-alinan-kararlar-neler-6021534/ [2] Mazhar Müfit KANSU, Erzurum’dan Ölümüne Kadar Atatürk’le Beraber, 1997, TTK Yayını, s.208; Ali Fuat CEBESOY, Milli Mücadele Hatıraları, 2000, Temel Yayınları, s.279. [3] Mahmut GOLOĞLU, Sivas Kongresi, İş Bankası Yayını, 2008, s.75. [4], [5], [6] Alev COŞKUN, Samsun’dan Sonra En Zor 19 AY, (İşgal – İç Savaş – Diriliş), İstanbul, 2021, Cumhuriyet Kitapları, cilt: I, s.238, 253, 254. [7] Bkz. https://www.sozcu.com.tr/2020/gundem/sivas-kongresinin-101-yili-kutlaniyor-sivas-kongresinde-alinan-kararlar-neler-6021534/ [8] Tarih Vesikaları Dergisi (TVD), Cilt:1, Sayı:1; Mahmut GOLOĞLU, Sivas Kongresi, s.122-123; Alev COŞKUN, Samsun’dan Sonra En Zor 19 AY, s.259. [9] Kâmil ERDEHA, Vilyetler ve Valiler, İstanbul, 1975, Remzi Kitabevi, s.75. [10] Ana Britannica, Cilt: 28, s.84; Metin AYDOĞAN, Ülkeye Adanmış Bir Yaşam Mustafa Kemal ve Kurtuluş Savaşı,İzmir, 2020, 30.Basım, Gözgü Yayıncılık, c.1, s.161.