Önceki yıllarda olduğu gibi 2022 yılında da ülkemiz ekonomi başta olmak üzere, açlık, yoksulluk, işsizlik, terör, çocuk ve kadın katliamları, hayvanlara eziyet, doğa ve çevre kıyımları, hukuksuzluk, yolsuzluk, savurganlık, laiklik karşıtı eylemler ile en önemlisi eğitimin kalite ve yetersizliği gibi pek çok sorunla boğuşmaktadır. 2023 yılının böyle büyük sorunlarla boğuşan ülkemiz için laikliğin ne kadar önemli olduğunu anlamamızı sağlayan bir yıl olması en büyük isteğimiz.
Ülkemizde laiklikten uzaklaşıldıkça özellikle çocuk ve kadınlara karşı şiddet, taciz ve tecavüzün arttığını görmekteyiz. Okul öncesinden başlayarak küçük çocuklara dini eğitim verilerek, dindar ve kindar bir kuşak yetiştirilmeye çalışılmaktadır. 16 Mart 2022 tarihinde TBMM’de hiç hayır oyu verilmeden kabul edilen Diyanet Akademisi, Cumhuriyet’in eğitim birliği ilkesiyle hesaplaşmak üzere hazırlanmıştır; anayasanın eşitlik ilkesi de çiğnenmiştir. Diyanet Akademisi ile birlikte Diyanet İşleri Başkanlığı, eğitimin de içine iyice girecek ve Öğretim Birliği Yasası yok edilecektir. 2022 yılının son ayında TBMM’ye sunulan türban için anayasa değişikliği, laikliğin özünü yok edecektir.
Ülkemizde 110 İlahiyat Fakültesi ve 56 İslami Bilimler Fakültesi varken, Diyanet Akademisi kuranlar, destek verenler, sessiz kalanlar, tepki vermeyenler bu suça ortaktır. Aynı şekilde türban için anayasa değişikliğine destek verenler, sessiz kalanlar, tepki vermeyenler de bu suça ortaktır. Tarikat ve cemaatleri savunanlar, laiklik karşısındaki eylemlere destek olan aymazlardır, sapkınlardır. Dinci kadrolaşmanın öğretimde de yoğunlaştığı görülmektedir; demokratik, çağdaş, bilimsel ve laik eğitime son verilmektedir. Bundan payını alan üniversiteler bilim üretmek yerine, hurafeler üzerine yoğunlaştırılmaktadır.
Laiklik, dini fikirlerle dünya işlerinin birbirinden ayrılmasıdır; toplum ve devlet yaşamının akla ve bilime dayandırılmasıdır. Toplumun binlerce yıl önce konmuş, o günün sorunlarına çözüm getiren kurallara göre yönetilme zorunluluğunun kaldırılmasıdır. Din adına yapılan baskı ve zorbalığın devre dışı bırakılmasıdır. Laiklik, ülkemizdeki her bireyin aydınlık geleceği için olmazsa olmazıdır. Laikliğin olmadığı yerde bilim, kültür, sanat, spor, çağdaşlık olmaz; özgür ve yaratıcı düşünce gelişemez. Laiklik aydınlanmanın, çağdaşlaşmanın gerekli ilkesidir.
Anayasa Mahkemesi’nin kararıyla ‘laiklik karşıtı eylemlerin odağı olduğu’ onaylanan AKP iktidarında, “laiklik tehlikede değildir” diyenler de bulunmaktadır. Özellikle 2022 yılında laikliğe vurulan darbeler, cumhuriyetimizi bitirmeye ve şeriat düzeni kurmaya yöneliktir. Laik cumhuriyetimizi yitirirsek, ortaçağ karanlığa sürükleneceğimiz çok iyi bilinmelidir. İşte bu nedenle toplum olarak laikliğe sahip çıkmalı, demokratik ve laik cumhuriyetimizi sonsuza dek koruma kararlılığında olmalıyız.
Bu yıl, cumhuriyetimizin 100. yılını kutlayacağız. Hukukun üstünlüğüne dayalı, etnik, din, mezhep ayrıcalığı gütmeyen, yurttaşların yasa ve yargı önünde eşit olduğu bir düzenin ancak demokratik, bilimsel, çağdaş eğitim ile gerçekleşeceğini bilmeliyiz.
Eşsiz liderimiz Mustafa Kemal Atatürk’ün sesine kulak vermeliyiz: “Umutsuz durumlar yoktur, umutsuz insanlar vardır. Ben hiçbir zaman umudumu yitirmedim.” Bugün ülkemizin getirildiği durumdan ümitsiz olmayacağız; örgütleneceğiz, çalışacağız ve ülkemizi çağdaş uygarlık seviyesine çıkaracağız. Bu düşüncelerle 2023 yılında Atatürk’ün aydınlık yolunun tekrar bizlere ışık saçmasını ve laikliğin korunmasının gerekliliğine inanarak, hukuka saygılı, bilime inanan, çağdaş bir yönetim özlemiyle, yeni yılın toplumumuza sağlık, mutluluk ve huzur getirmesini; dünyamıza barış getirmesini diliyoruz.
2 Ocak 2023.