ABD’de yapılan başkanlık seçiminde resmi olmayan sonuçlara göre Demokrat Parti’nin adayı Joseph (Joe) Biden, çok az bir farkla seçimi kazandı ve ABD’nin 46. Başkanı oldu. 3 Kasım günü yapılan başkanlık seçimleri altı gün sonra sonuçlandı ve Biden’ın kazanacağı üzerine yapılan tahminler gerçekleşti. Biden, anketlerde %10 önde gösteriliyordu, ancak bu oranı tutturamadı, çok az bir farkla ve hatta zorlukla seçimi kazandı.
Biden’ın 279 delegeye ulaşarak seçimleri kazanmasına karşın, toplam 42 delegeye sahip Arizona, Kuzey Karolina ve Georgia’da sonuçlar henüz netleşmedi. Bu arada 16 delegeli Georgia’da oyların yeniden sayılmasına karar verildi. Biden’ın 14 bin oy ile önde göründüğü bu eyalette kullanılan oyların yeniden tek tek sayılacağı bildirildi. Seçim sonucu ne olur merakla bekleniyor. Çünkü 2000 yılında yapılan başkanlık seçimlerinde de, sonuçların geçerlilik tartışması uzun bir süre ABD kamuoyunu meşgul etmişti. Ancak sonunda Albert Arnold Gore’un yenilgiyi kabul etmesiyle seçim sonuçları kesinleşmişti ve George Walker Bush başkan olmuştu.
ABD Başkanı Donald Trump, 9 Ekim 2019 tarihinde Tayyip Erdoğan’a mektup yazmış ve şunları söylemişti: “Türkiye ekonomisini mahvetmekten sorumlu olmak istemeyiz ama bunu yaparız.” Bu tehdit ve şantaj dolu düzeysiz mektuba gerekli yanıt verilememiştir.
Joe Biden, 17 Ocak 2020 tarihinde New York Times gazetesindeki söyleşisinde; “Türkiye’de darbe ile değil, muhalefeti destekleyerek iktidarı değiştirmek gerekir” demişti. Aslına bakarsanız bu cümle ABD’nin ülkelerde iktidarı değiştirmek için darbe yaptığının itirafıdır. Çünkü ABD’nin Güney Amerika, Asya, Afrika ve Ortadoğu’da, CIA öncülüğünde ve askeri darbelerle iktidarları değiştirdiği bilinmektedir. Son yıllarda da, Soros aracılığı ile ‘turuncu’ devrimlerin planlayıcısı ve uygulayıcısı olduğu bilinmektedir. Bu görüş açıkça ABD’nin emperyalist hareketi olarak değerlendirilmelidir ve karşı çıkılmalıdır. Joe Biden aynı gazetedeki söyleşisinde; “Mecliste Kürtlerin sürece katılmasına çalışacaklarını ve Türkiye’nin Doğu Akdeniz’deki doğal gaz araştırmalarını ve diğer bazı faaliyetlerini engelleyeceğini” ifade etmektedir. Ne yazık ki ülkemizde iktidar da, muhalefet de gerekli tepkiyi gösterememiştir.
Barak Obama’nın 8 yıl yardımcılığını yapan Biden gibi deneyimli bir politikacının, “Erdoğan’ı devireceğiz, muhalefeti destekliyoruz” türünde açıklama yapması, aslında Tayyip Erdoğan’a dolaylı destektir. Emperyalist güçler, bazen karşıymış gibi gözükerek, eleştiri yaparak da destek verirler. Biden’ın amacı böyle bir açıklama yaparak, gerçekte Tayyip Erdoğan’a destek vermek, muhalefetin ise yetersizliğini ortaya koyarak toplum gözünde güvenilirliğini zedelemektedir.
Emperyalist ABD’de hangi aday, hangi parti seçimi kazanırsa kazansın, ABD’nin sömürgeci politikaları asla değişmez. Bu gerçeği bilmeden şu ya da bu adayın seçilmesi, Türkiye’nin çıkarları için daha iyi demek, gerçekleri karatmak anlamındadır; emperyalizme ve kapitalist sisteme destek vermektir. Bu arada ana muhalefet partisinin genel başkanı, yeni seçilen ABD başkanından beklentisini şöyle dile getirdi: “Türkiye’deki bütün demokrasi hareketlerini desteklemesini isterim. Sadece yeni seçilecek ABD başkanından değil, AB’den, AB liderlerinden de aynı talepte bulunuyoruz. Türkiye’deki demokrasi hareketlerini desteklesinler.” Birçok ülkede demokrasileri ortadan kaldıran emperyalist güçlerden, ülkemizin demokratikleştirmesini istemek, yüz yıl önceki mandacılığı savunmaktır. Bu durum ülkemizin kurucusu Atatürk’ün tam bağımsızlık ve emperyalizm karşıtlığı ilkelerini anlayamamaktır. Bu anlayamamanın sonu ihanete kadar gidebilir.
Ekonomisi zayıf olan, denk bütçeyi unutan, hukuk ilkelerini rafa kaldıran, kamucu politikalardan uzaklaşan, laik ve demokratik bilimsel eğitimi yapamayan devletlerin emperyalist güçler tarafından sömürülmesi doğaldır. Eşsiz liderimiz büyük Atatürk’ün tam bağımsızlık ülküsüyle kurduğu ülkemiz, 10 Kasım 1938 tarihinden sonra dışa bağımlı duruma getirilmiştir. Dışa bağımlı ülkelerde kiralık ve satılık kişiler kolayca bulunabilir, özgürlük ve ulusallık sözde kalır, sömürgeci güçler daha pek çok numara çevirerek, istediği yönetimi iş başına getirir.
Yüz yıl önce emperyalizme karşı büyük bir başarı kazanarak kurulan Türkiye Cumhuriyeti, bugün siyasi iktidarların aymazlıkları sayesinde ve sorgulamaktan, düşünmekten yoksun olarak yetiştirilen kuşaklar ile karanlıklara doğru sürüklenmektedir. Bunda yetersiz muhalefetin de payı vardır. Gençliğe Hitabe ile Bursa Nutku’nun yeniden ve sık sık okunması gereken günlerden geçtiğimiz bilinmelidir. Büyük önderimiz Atatürk’ün tam bağımsızlık ilkesi bizi aydınlığa ulaştıracaktır.