SUAY KARAMAN

Bizi kıskanıyorlar

AKP genel başkanı Tayyip Erdoğan 14 Aralık Pazartesi günü kabine toplantısı sonrasında gündeme dair açıklamalarda bulundu. Açıklamalarında şunları söyledi: “Sokağa çıkma sınırlaması 31 Aralık Perşembe günü saat 21.00’den 4 Ocak Pazartesi saat 05.00’e kadar kesintisiz uygulanacak. Koronavirüs kapsamında alınan tedbirler sayesinde dünyadaki pek çok yerin tersine ülkemizde hasta, vefat sayılarında belirgin bir azalışın yaşandığını görüyoruz. Yurtdışından temin etmekte olduğumuz aşıyı belirlenen uygulama kapsamı ve takvimi çerçevesinde en kısa zamanda milletimizin hizmetine sunacağız. Yerli aşı üretimi ile ilgili çalışmaları ise daha yakından takip ediyoruz. Bahar aylarında kendi aşımıza kavuşarak çok daha yaygın bir aşılama sürecine geçiriyoruz. Bu süreçte tedbirleri sıkı bir şekilde devam ettireceğiz. Avrupa ülkeleri başta olmak üzere dünyanın çoğunun bizden daha kötü durumda olması Türkiye’nin salgınla mücadelede geride değil tam tersine ilerde olduğunun işaretidir. İnşallah bu mücadelemizi de başarıyla neticelendirecek, aydınlık geleceğimize doğru yürümeyi sürdüreceğiz.”

Bu açıklamalarda pek çok yanlış bilgi bulunmaktadır. Hafta sonu 2 gün eve kapanmakla, ya da yılbaşında 3 gün eve kapanmakla küresel salgın önlenemez. Bunun yanında işyerleri kapananlara, işlerinden ayrılanlara herhangi bir ödeme yapılmamaktadır. Almanya, küresel salgınla mücadele amacıyla 16 Aralık ile 10 Ocak arasında 25 gün eve kapanacaktır. Bu kapanma için ayrılan bir aylık destek bütçesi 11 milyar Euro’dur. Küçük ve orta boyutlu işletmelerin sabit giderlerinin 500 bin Euro’ya kadar %90’ını devlet karşılayacaktır; bunlar devlet olmanın gerekleridir. Benzer şekilde Hollanda da, ülke çapında küresel salgınla mücadele etmek için 25 Aralık-14 Ocak tarihleri arasında karantina uygulayacaktır.

Ülkemizdeki koronavirüs verilerine bakıldığında dünyada hasta ve ölüm sıralamalarında başlarda olduğumuz görülmektedir. Aralık ayının başında resmi verilere göre 190 olan ölüm sayısı, 20 gün içinde sürekli artmış ve resmi verilere göre 246 olmuştur. Bu sayılara bakıp ölüm sayısı azalmış demek için, ilkokul diplomasının bile olmaması gerekir. Kaldı ki İstanbul Anakent Belediyesi’nin açıklamalarına göre, sadece İstanbul’da koronavirüsten ölenlerin sayısı, ülke genelinde açıklanan ölümlere yakındır. Açıklanan resmi verilere göre 11 Aralık tarihinde günlük iyileşen kişi sayısı 5.516 iken, 12 Aralık tarihinde 20.191 kişi oldu. 11 Aralık tarihinde toplam iyileşen kişi sayısı 458.109 iken, 12 Aralık tarihinde 1.581.565 kişi oldu. Bir gün içinde toplam iyileşen kişi sayısındaki 1.123.456 mucizevî fark nedeniyle, dış ülkeler kesinlikle bizi kıskanıyordur.

Siyasi iktidar tarafından 2 Kasım 2011 tarihinde yerli aşılarımızı üreten Refik Saydam Hıfzıssıhha Enstitüsü kapatılarak, ithal aşı dönemi başlatılmıştı. Şimdi bahar aylarında kendi aşımızı yapacağımız söyleniyor; eğer gerçekleşirse bu çok iyi bir gelişme olur. Ancak bu toplumun daha önce yerli traktör, yerli helikopter, yerli uçak, yerli araba gibi hikâyelerle uyutulduğunu da aklımızdan çıkartmamalıyız.

Ülkemizde de en az 20 gün eve kapanmak gereklidir. Bizim halkımızın ihtiyacı varken yabancı devletlere gönderdiğimiz yüksek tutardaki paraları, bu süreçte esnafa, işsize ve muhtaç olana verirsek, bu süreci kolaylıkla atlatabiliriz. Yoksa her şeyi aşıdan beklemekle bir yere varılamayacağının bilincinde olmalıyız.

Bu haftanın gündeminde yer eden bir başka önemli konudan da söz etmek gerekir. Tarım ve Orman Bakanlığı, tüketiciyi yanlış yönlendirdiği gerekçesiyle çikolata, bisküvi, cips gibi pek çok gıda maddesinin ambalajında yer alan “trans yağ yoktur” sözcüğünü kaldırmak için yönetmelik hazırladı. Ucuz, kullanımı kolay ve uzun süre bozulmadan bekleyebilen trans yağlar, yiyeceklere güzel bir tat verir ve çabuk bozulmalarını önler. Ancak damar yapısını bozabilen trans yağlar, kalp hastalıklarına yakalanma riskini artırdığı gibi, diyabete yakalanmada önemli bir etkendir. Bunun yanında bazı kanser türlerinin gelişimine neden olduğu da bilinmektedir. Gıdalarda trans yağ olduğunu saklayan bir hükümete, gelecek aşı konusunda nasıl güven duyulacaktır?

Sağlık Bakanı “Çin’den getirilen aşıları etki göstermezse, beğenmezsek iade edileceğini ve ücret ödenmeyeceğini” söylemiştir. Aşı olan vatandaşlarda bir takım yan etkilerin görüldüğü ise basına yansımaya başlamıştır. İnsanlarda aşının yan etkileri ortaya çıktıktan sonra biz bunu beğenmedik, değiştirelim demenin ne anlamı olacaktır? Aldıkları yetersiz önlemlere, açıkladıkları yanlış verilere ve yaptıkları gerçek dışı açıklamalara bu toplum inanmamaktadır. İnanmayınca, getirecekleri aşıya da güven duyulmamaktadır. Her konuda toplumun güvenini yitiren bu siyasi iktidardan en kısa sürede kurtulmak gerekmektedir.

Arkadaşlarınızla paylaşın

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu
error: Uyarı: Korumalı içerik !!

Reklam Engelleyici Algılandı

Sitemizden en iyi şekilde yararlanmak için lütfen reklam engelleyicinizi kapatınız.