Site icon Söz Gazetesi

Gazi Mustafa Kemal Atatürk

Bugün ülkemizin gündeminde pek çok olumsuzluk görülmektedir. Ekonomimiz çökmüş, işsizlik, açlık, sefalet büyük boyutlara ulaşmış, yoksulluk ve yolsuzlukta rekor kırılmış, terör bitirilememiş, laik ve bilimsel eğitime son verilmiş, tarikat ve cemaatler her yere kök salmış, hukuk, yargı, adalet bitirilmiş ve anayasa rafa kaldırılmıştır. Bunların yanında kurucu değerlerimize ve eşsiz liderimiz Gazi Mustafa Kemal Atatürk’e hakaretler yapılmakta, ulusal bayramlarımız unutturulmaya çalışılmakta, dış politikada büyük yanlışlar yapılmakta ve Ege Denizi’ndeki adalarımızın Yunanistan tarafından işgal edilmesine tepki verilmemektedir. Ülkemizin hiçbir sorununu çözemeyen siyasi iktidar, küresel salgını da yönetememektedir, kısaca ülkemiz iflasın eşiğine getirilmiştir.

Tüm bu olumsuz koşullara karşın AKP, yine birinci parti durumundadır. Muhalefet, özellikle ana muhalefet ülke gerçeklerinden uzak, sadece grup toplantıları yaparak siyasi iktidara verilen desteği bitirdiklerini sanarak avunmaktadır. Oy veren seçmeni de kandırmaktadır.

Ana muhalefet partisi CHP’nin İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu, bir toplantıda yaptığı konuşmada, Atatürk demekten kaçınarak, yeni bir tartışma başlattı. Atatürk dememenin gerekçesini de şöyle açıklamıştır: “Kişilerin isimlerinden söz ederken belirli alışkanlıklarla bunların özel adlarla kategorize edilmesine karşıyım. Yıllardır kullandığım gibi bu şekilde ifade etmek, kendimi ait hissettiğim bir ifade olduğu için tercih ediyorum.”

Canan Kaftancıoğlu’nun CHP’ye katılmadan önceki siyasal kimliği bilinmesine karşın, CHP çizgileri ile örtüşmediği görülmesine karşın partiye alınması sağlandı ve etkin bir göreve getirildi. Hiç bir CHP’li, vatanımızın kurtarıcısı, cumhuriyetimizin kurucusu büyük Atatürk’ün adını kullanmaktan uzak duramaz ve bunun hiç bir gerekçesi de olamaz. Sosyal medyadaki paylaşımları göz önüne alındığında, “Mustafa Kemal’in askerleriyiz” sloganından hoşlanmadığını bildirmesi ile PKK teröristlerini anmak ve sözde Ermeni soykırımını desteklemek için verdiği çabalar düşünülünce, ortada yeni bir proje olduğu görülmektedir. Ancak halen bunu görmek istemeyenler vardır.

CHP’nin tüzüğüne, parti programına ve tüm değerlerine aykırı olanların partiye alınmasıyla CHP, Atatürk’ün partisi olmaktan çıkarılmaktadır. Atatürk’ümüze “kefere” diyen, “CHP kapatılsın, vakıf olsun” diyen, PKK terör örgütünün avukatı olan ve TR 705 kodu bulunan, 10 Aralık hareketi adı verilen emperyalizmin maşalarıyla, tarikatçılarla, liboşlarla CHP’nin iktidara gelmesi sadece hayaldir.

Türkiye’de dincilerin, bölücülerin ve ikinci cumhuriyetçilerin Atatürk’e olan tavırları bilinmektedir. Böylelerinin Atatürk’ün partisinde olmaları ise onaylanamaz. Hele bunu bir il başkanının yapması, siyasi etiğin dışında, aymazlıktır, sapkınlıktır, hatta ihanettir. Cumhuriyet Halk Partisi Ulusal Kurtuluş Savaşımızdan, Kuvayı Milliye’den, Müdafaa-i Hukuk’tan, Halk Fırkası’ndan gelen Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün kurduğu ve ilkeleri cumhuriyetçilik, ulusçuluk, halkçılık, devletçilik, laiklik ve devrimcilik olan Türkiye’nin en köklü partilerindendir; tam bağımsızlık ve emperyalizm karşıtlığı ise olmazsa, olmazları arasındadır.

Yerel seçimde İstanbul Anakent Belediyesi’nin kazanılmasını, Canan Kaftancıoğlu’nun büyük başarısı diye sunanlara sormak gerekir: Ankara, Adana, Antalya, Mersin gibi illerde de CHP anakent belediyelerini kazandı. Neden buralardaki başarı il başkanlarına çıkarılmıyor? Neden bu il başkanları medyada öne çıkarılıp, pompalanmıyor? Diyelim ki İstanbul Anakent Belediyesi’nin kazanılmasındaki tüm başarı Canan Kaftancıoğlu’na ait olsun; bu onun Atatürk’e olan saygısızlığını örter mi? CHP yönetimi artık Atatürk ilke ve devrimlerine sırtını dönmüş, cumhuriyet felsefesinden uzaklaşmıştır.

Günümüzde; Atatürk demeden daha demokrat, hatta sosyalist olduğunu sanan ve dillerinden insan hakları, özgürlük gibi sözcükleri düşürmeyen aydın insan taklitleri, emperyalizmin en sadık işbirlikçileridir. Çünkü bunlar fonlandıkları AB ve ABD’den demokrasi beklemektedirler. Bunların kimliklerini açıklamak, yurtseverlerin en önemli görevleri arasındadır.

Yazının ilk paragrafında yazılan olumsuzluklarda, CHP’yi rotasından çıkarmakla görevli olanların ve emperyalist projelerin uygulayıcılarının da payı olduğu unutulmamalıdır. Atatürk’ün partisini, Atatürkçü parti yapamazsak, tüm bu olumsuzluklar artarak sürer. O yüzden cesaretle, bilinçli olarak, kararlı bir şekilde, hiçbir çıkar beklemeden CHP’yi tekrar Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün çizgisine getirmek için tüm yurtseverlerin ellerini taşın altına koymaları gerekmektedir. Türk ulusu ne Atatürk’ten, ne de eserlerinden asla vazgeçmeyecektir. Atatürk ve Türkiye düşmanlarının şunu çok iyi bilmeleri gerekir: Atatürk Türkiye’dir, Türkiye Atatürk’tür.

Exit mobile version