2023 yılının son günlerinde 23-24 Aralık’ta Pençe-Kilit Bölgesi’nde 12 şehit verdik. İktidar partisi hemen yanına bazı siyasi partileri alarak ortak bir bildiri yayınladı. CHP ise ortak bildiriye katılmayıp, kendi başına bildiri yayınladı. PKK terör örgütünün TBMM’deki temsilcisi konumundaki partilerden ses çıkmadı.
AKP genel başkanı, yayınladıkları ortak bildiriye CHP’nin katılmaması üzerine; “siyasi partiler ortaklaşıyor ama Atatürk’ün partisi CHP, utanmadan bölücü örgüt uzantılarının yanında konumlanıyor” dedi. PKK terör örgütü ile Oslo’da masaya oturanların, Habur’da çadır mahkemeleri kurdurup ellerinde PKK terör örgütü bayraklarıyla gelen teröristleri içeri alanların, 2019 yerel seçimi öncesinde Osman Öcalan denen teröristi TRT’ye çıkaranların, ‘Sayın Öcalan‘ demeyi ve PKK terör örgütünün çaputunu açmayı suç olmaktan çıkartanların bu konuda söyleyecek hiçbir sözleri olamaz, olmamalı da.
Siyasi iktidarın oluşturduğu hükümetin görevi, teröre karşı ‘kınama bildirileri’ yayımlamak değil, terörle mücadele etmektir. Siyasi iktidarın görevi terörle daha etkili mücadele edilebilmesini sağlayacak yasaların çıkartılmasıdır. Bunun yerine ortak bildiri yayınlamak, bulanık suda balık avlamaya benzer. Terörü önlemek için etkin bir mücadele gerekir, övünerek yayınlanan bildirilerde terörün esas destekçilerine söz söyleyemeyenlerle, terör önlenemez.
Askerlerimizi öldüren, PKK terör örgütüne silah, mühimmat, istihbarat veren güç, NATO denen örgüt içinde bizim dostumuz olarak tanımlanan ABD’dir. PKK terörü, ABD desteği olmadan bu kadar uzun süremez ve etkili olamazdı. ABD’nin, PKK terör örgütünün Suriye kolu olan PYD’yi kendisinin bölgedeki kuvveti olarak ilan ettiği, eğitim verdiği ve silahlandırdığı bilinmektedir. Bu nedenle ABD’yi kınamadan terörü kınamanın yararı yoktur. ABD’yi hedef almayan bildiriler işlevsizdir ve etkisizdir. İşin özü vatanseverliğin ölçütü bildiri yayınlamak değil, laik cumhuriyetimizin ve ülkemizin bölünmez bütünlüğünün korunmasıdır.
TBMM Dışişleri Komisyonu’nda AKP, CHP ve MHP’nin oylarıyla ABD’nin NATO’yu genişletme projesi için terör örgütüne lojistik destek veren İsveç’in NATO üyeliği onaylandı. Terörü kınamakla ilgili bildiri kavgası yapanlar ABD için aynı cephede buluştular. Daha sonra TBMM Genel Kurulu’nda yapılacak oylamanın sonucunu da göreceğiz. ABD’ye hayır diyemeyen, projenin ortağıdır.
12 Ocak Cuma günü Pençe-Kilit Bölgesi’nde bu kez 9 şehit verdik. Yine bildiriler, açıklamalar, sızlanmalar, yakınmalar ortalığı sardı. Olan her seferinde ölen, yaralanan askerlerimize oluyor; aileleri perişan. “Şehitler ölmez” diye atılan nutuklarla, 40 yıldır önlenemeyen terörün daha da azgınlaştığına tanık oluyoruz.
Resmi rakamlara göre ne 12 şehit verdiğimizde, ne de 9 şehit verdiğimizde “ulusal yas” ilan edilmedi. Şehitler ölmez, vatan bölünmez diyoruz ama sürekli şehit veriyoruz, vatanımızın bölünmesi için büyük çaba harcayanların olduğunu biliyoruz. Teröristlerin ayakkabı numaralarını bile biliyoruz, terörü bitirdik diye yalan söyleyerek, terör önlenmez. Terörün önlenmesi için doğru ve zamanında önlemler almak gerekir. Bunun için öncelikle İsveç’in NATO’ya girmesi engellenmeli, ABD’nin bütün üslerine el konulmalı, NATO ve ABD ile ilişkiler dondurulmalıdır. Ama bunları yapacak ulusal çizgide bir siyasi iktidar şimdilik yoktur.
Yapılan baskınlardan, verilen şehitlerden sonra, Milli Savunma Bakanlığı tarafından “şu kadar hedefi vurduk, şu kadar teröristi etkisiz hale getirdik” (öldürdük diyemiyorlar) diye açıklama yapılıyor. Neden bu hedefler daha önce vurulmuyor bu da akıllara takılıyor? Pençe-Kilit Harekâtı’nın başarısı ne durumdadır, askeri hedeflere ulaşıldı mı? Bunlar hakkında bilgi yok ama her şehit haberinden sonra yapılan açıklamalar var.
Dünyada hiçbir ülkede, rejimi değiştirmek ya da vatanı bölmek isteyen siyasi partilerin kurulmasına izin verilmez. Teröre destek veren siyasi partiler kapatılır. Terör örgütlerinin parti kurmaları gibi bir durum mümkün değildir. Ancak bizim ileri demokrasimizde bölücü ve şeriatçı partilerin kurulmasına izin veriliyor. Terörist temsilcilerinin içinde olduğu bir parlamentoda, terör önlenemez; gencecik çocukların şehit olmasına çare bulunamaz.
AKP iktidara geldiğinde terör bitme noktasındaydı ancak sürdürülen yanlış ve bağımlı politikalarla PKK terörünün çok daha arttığına tanık olmaktayız. 7 Haziran 2015 genel seçimlerinden sonra 1 Kasım 2015 genel seçimleri arasında geçen sürede terörün bilerek ve isteyerek nasıl arttırıldığına da tanık olmuştuk; şimdi benzer projelerin yürürlüğe konulduğunu görmekteyiz. Ülkemizin bölünmez bütünlüğünü ve laik cumhuriyet rejimimizi korumak için demokrasiyi özümseyen güçlerin bir araya gelmesi zorunluluktur.
15 Ocak 2024