Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, 27 Haziran 2022 tarihinde adliyenin merkez bina mescidinde Kuran Elifbası, Sureler ve Dini Bilgiler Kursu açılacağı bildirilmiş; kadın, erkek, kız ve erkek çocuklarının ayrı ayrı kursa alınacağı belirtilmişti. 3 Temmuz 2023 tarihinde İstanbul Anadolu Savcılığı, İstanbul Anadolu Adalet Sarayı’nda hâkim, savcı ve personelin çocukları ve gençler için Kuran kursu açmıştı.
Laik bir ülkede adliye binaları, tarafsız ve bağımsız yargı organları tarafından adaletin tesis edildiği yerlerdir. Buraların din eğitimine açılması demokratik, laik ve sosyal hukuk devletinin gerekleri ile bağdaşmaz; yargının tarafsızlığına ve bağımsızlığına gölge düşürür.
Anayasa Mahkemesi tarafından 30 Temmuz 2008 tarihinde AKP’nin “laiklik karşıtı söylem ve eylemlerin odağı olduğu” karara bağlanmıştı. Yeni CHP’nin genel başkanı 21 Eylül 2010 tarihinde “laiklik tehlikede değildir” söyleminde bulunmuştu. O günden bugüne laiklik tehlikededir ve artık hilafet çağrıları, şeriat istekleri gündemdedir.
1 Ocak 2024 tarihinde İstanbul’da düzenlenen “Şehitlerimize Rahmet, Filistin’e Destek, İsrail’e Lanet” yürüyüşünde hilafet övgüleri yapılıp, cihatçı terör örgütlerinin simgesi olan hilafet bayrakları taşındı. Bütün kurumların, üniversitelerin sessiz kaldığı bu yürüyüş için sadece Ankara Barosu suç duyurusunda bulundu. Siyasi partilerin de pek sesi çıkmadı.
Ülkemizin kurucusu eşsiz önderimiz Mustafa Kemal Atatürk’ün aramızdan ayrılışının 85. yılında 10 Kasım 2023 Cuma günü, İstanbul Gayrettepe Hacı Nimet Özden Camisinin imamı Atatürk’e dua etti. Bundan rahatsız olduğu için camiden çıkan Ahmet Bostancı adlı bir şahıs yolda yürürken video çekti, Atatürk’e ve O’na dua eden imama hakaret etti. Atatürk için “kâfire rahmet okunmaz” diyerek, çektiği videoyu sosyal medyada paylaşan Ahmet Bostancı hakkında Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından soruşturma başlatıldı ve Ümraniye’de yakalanarak gözaltına alındı. Emniyetteki işlemlerinin ardından adliyeye sevk edilerek, çıkarıldığı mahkeme tarafından tutuklandı.
16 Ocak 2024 tarihinde Anadolu 13. Asliye Ceza Mahkemesi’ndeki duruşmaya tutuklu sanık Ahmet Bostancı ve taraf avukatları katıldı. Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hazırlanan iddianamede, sanık Ahmet Bostancı hakkında “Atatürk’ün hatırasına alenen hakaret” suçundan 1 yıl 6 aydan, 4 yıl 6 aya kadar hapis cezası isteniyordu. Sanık savunmasında 2 aydır cezaevinde olduğunu belirterek, tahliyesini talep etti.
Esas hakkındaki mütalaasını açıklayan cumhuriyet savcısı, sanığın “zincirleme şekilde Atatürk’ün hatırasına alenen hakaret” suçundan cezalandırılmasını istedi. Mütalaada, sanığın tutuklu bulunduğu süre dikkate alınarak tahliyesine karar verilmesi talep edildi. Ara kararını açıklayan mahkeme, sanığın tahliyesine karar verdi. Duruşma, sanık avukatlarının mütalaaya karşı savunmalarını hazırlamaları için ertelendi.
Davayı izlemek için Kartal’daki İstanbul Anadolu Adliyesi’ne giden bir grup, tahliye kararının ardından duruşmanın görüldüğü adliyede “yaşasın şeriat, kahrolsun cumhuriyet” sloganları attı ve tekbir sesleriyle adliye koridorlarını çınlattı. Anadolu Adliyesi’nde bunlar yaşanırken oradaki bir başsavcı, onyedi başsavcı yardımcısı ve 281 savcı hiç bir tepki göstermedi. Yaşanan bu olay açıkça anayasal düzene bir başkaldırıdır. O dindar görünümlü kindar grup laik ve demokratik cumhuriyet rejimini yıkıp şeriatı getirmek için çığırtkanlık yapmıştır.
Bu dehşet verici görüntüleri herkes izlemiştir ama tepki vermemiş, sessiz kalmıştır. Atatürk’e hakaret edenlerin taraftarları mahkeme salonlarını doldururken, Atatürk taraftarlarının nerede olduğu sorgulanmalıdır. Nerede siyasi partiler, demokratik kitle örgütleri, barolar, sendikalar?
Türkiye Cumhuriyeti’ne karşı dini kullanıp isyan başlatan Şeyh Sait, Seyit Rıza gibi hainler kahraman ilan ediliyor. Milli Eğitim Bakanı tarikat ve cemaatler ile protokol imzalandığını söylüyor. 1 Ocak’ta hilafet çığlıkları atanlar, 16 Ocak’ta adliyede şeriat istemini dile getiriyor. Ve bunlara tepki vermesi gerekenler sessiz kalıyor. Tarikatların, cemaatlerin kısaca dincilerin hedefleri laik Türkiye Cumhuriyeti’ni yıkmaktır. Bütün bunlar yaşanırken uyuyanlara sormak gerekir: Laik Türkiye Cumhuriyeti nereye gidiyor?
22 Ocak 2024.