Kuzey Denizi’nden çıkarılan, dünya petrol piyasasına yön veren bir petrol türü olan Brent petrol, içeriğinde %0,37 oranında sülfür bulunduğu için işlenmesi daha kolay olan ‘tatlı petrol’ sınıfında yer alır. Düşük sülfürlü yani tatlı petrolün rafine edilmesi kolaydır, bu yüzden benzin ve dizel yakıt üretimi için uygundur. Ayrıca denizden çıkarıldığı için nakliyesi de kolaydır ve göreceli olarak ucuzdur.
Brent petrolden başka dünya piyasasına yön veren petrol türleri, Orta Amerika’dan WTI (Western Texas Intermediate) ve Orta Doğu‘dan Umman petrolü olarak adlandırılmaktadır. Petrolün nereden geldiği ve hangi bölgeden çıkarıldığı fiyatı için önemlidir. Ayrıca üretimi daha ucuz ve hızlı olan petrol, daha çok talep görür. Denizden ve karadan çıkarılan petrol fiyatları arasında da fark vardır.
Bizim ülkemizde petrol üretimi yeterli olmadığından yurt dışından petrol alımı yapmaktayız. 2021 yılında yaklaşık 45 milyon ton petrol dışalımı (ithal) yapıldı. Şu anda özellikle Rusya-Ukrayna krizi nedeniyle dünyada petrol fiyatları yükselmeye başladı. Brent petrolün varil fiyatı 137 dolara çıktı, ardından 112 dolara geriledi. Değişken fiyatlar tüm ülkeleri etkilemektedir. Tabii bu durum bizim ülkemize de yansıdı ancak Rusya-Ukrayna krizinden önce de Ekim 2021 tahinden beri zaten fiyatlar yükselmeye başlamıştı.
Ekim 2021 tarihinde 7,76 TL olan kurşunsuz benzin fiyatı, Mart ayında 20,39 TL olmuştur. Yani kurşunsuz benzin fiyatı altı ay içinde %192 artmıştır. Bir yıl içinde de %195 artış olmuştur.
Ekim 2021 tarihinde 7.40 TL olan motorin fiyatı, Mart 2022 tarihinde 22.94 TL olmuştur. Yani motorin fiyatı altı ay içinde %210 artmıştır. Bir yıl içinde de %247 artış olmuştur.
Ekim 2021 tarihinde 4,02 TL olan otogaz fiyatı, Mart 2022 tarihinde 11,34 TL olmuştur. Yani otogaz fiyatı altı ay içinde %90 artmıştır. Bir yıl içinde de %184 artış olmuştur.
Son altı ay içinde Avrupa ülkelerinde de akaryakıt fiyatlarında artış olmuştur. %2 ile en düşük Rusya’da, %37 ile en yüksek İsveç’te artış olmuştur. Avrupa ülkelerindeki akaryakıt artışı ortalama %20 seviyesindedir. Ülkemizde ise altı aylık akaryakıt artışı ortalama %160 seviyesindedir. Eğer bir yıllık artışa bakılırsa %200 seviyesindedir. “Avrupa bizi kıskanıyor diyenler” bu verilere bakıp utanacakları yerde, halen masal anlatmaya devam etmekte, yerli ve milli hikâyeleriyle toplumu uyutmaktadır.
Başkent Ankara’da halk otobüsleri ve minibüslerle özel toplu taşıma hizmeti veren esnaf, artan akaryakıt fiyatları nedeniyle zor günlerden geçtiklerini belirterek, 10 Mart Perşembe günü kontak kapattılar ve çalışmadılar. Kazandıkları paranın %80’ini motorine veren esnaf, evine nasıl ekmek götüreceğini düşünmekte, çocuklarını nasıl okutacağını bilememektedir. Bunun yanında araç lastiği, sigorta ve vergi giderleri de eklenince, açlık sınırının da altında yaşamlarını sürdürmektedirler. Bu yüksek zamlardan sonra Akaryakıt, yakaryakıt olarak esnafı da, vatandaşı da yakmaktadır.
Bu sıkıntı tüm Türkiye’de vardır; özellikle belediyeler de ulaşım maliyetlerinin artmasıyla büyük zorluklarla karşı karşıyadırlar. Ankara Anakent Belediye Başkanı Mansur Yavaş, esnafı da, vatandaşı da bu ağır yükten kurtarmak için iyi niyetli girişimlerde bulunmuştur. Ancak yüksek akaryakıt fiyatları karşısında zam yapmaktan başka bir yol görünmemektedir. 5 Ocak tarihinde Ankara’da belediye otobüsleri biniş ücreti 3,25 TL’den 4,5 TL’ye çıkarılmıştı. Şimdi de 15 Mart tarihinden geçerli olmak üzere 6,5 TL’ye çıkarıldı.
Günbegün artan akaryakıt fiyatları, toplumun her kesimini de etkileyecektir. Eğitimden gıdaya, sanayiden ulaşıma, tarımdan hayvancılığa kadar tüm sektörler etkilenecektir. Önümüzde çetin ve zor hayat şartları bizleri beklemektedir. Siyasi iktidar bu sorunları çözmek yerine, seçimleri yeniden nasıl kazanacağının hesabını yapmaktadır. Muhalefet ise, ne yaptığını bilmez halde 1921 Teşkilatı Esasiye Yasası’na övgüler düzmektedir, helalleşme peşindedir.
Ülkemiz, tarihinde eşi görülmemiş ekonomik ve siyasi bunalımla karşı karşıyadır. Cumhuriyetimizin bütün değerleri yok edilmiş, ulusal varlıklarımız satılmıştır. Eşsiz kurtarıcımız Atatürk’ün bile sorgulandığı bu karanlıktan çıkmanın yolu, örgütlü mücadele yapmaktan geçer. Tam bağımsızlık, emperyalizm karşıtlığı ilkelerinde buluşanlar, Altı Ok’un aydınlığında bu mücadeleyi başlatmak zorundadırlar. Kimsesizlerin kimsesi cumhuriyetimizi, kaçak saraylara yedirmeyeceğimiz bilinmelidir.