Site icon Söz Gazetesi

GENERAL KIŞ  GELİYOR -2

 

Bizim kuşağımız evde ve okulda Rus düşmanlığı ile yetiştirildi. Rusların boğazlar üzerindeki emelleri,sıcak denizlere açılma hedefleri,Doğu Anadoluda bağımsız bir Ermenistan kurma girişimleri ve devamlı sınırınızdan gireriz tehditleri bizi NATO’ya girmeye mecbur etti. Daha ilkokul öğrencisiyken  bize ezberletilen bir şiirden aklımda kalan bir cümleyi paylaşarak Rus düşmanlığı konusunda nasıl şartlandırıldığımızı vurgulamak isterim.

Sus,moskof,cüssen büyük ama ne gabavet ki için kof,                                                                   tarih boyu ben seni düşman bilirim moskof,doymaz Katerinler gibi azdıkça azdın,bir Baltacı lütfetmese asla yaşamazdın……..Şiir uzundu  ama aklımda sadece bu kadarı kalmış. Gerçekten de Ruslar tarih boyunca bize düşmanlık beslemişler ve sahip oldukları muazzam coğrafyada yaşayan bütün Türk topluluklarına inanılmaz acılar yaşatmışlardır.Millet olarak Ruslardan nefret etmemiz bizim kuşaklar için yaşadıklarımızın ve duyduklarımızın en doğal sonucudur. Ancak yeniden kurulan dünya sisteminde yayılmacı politikalara ve askeri operasyonlara ilk tepki o ülkenin kendi halkından geliyor. Artık hiç kimse evladını,eşini veya kardeşini baştakilerin kirli iktidarlarını sürdürmek için kaybetmeyi istemiyor.Putin belki de şu an dünya liderleri içerisinde en zeki olanı.Başlangıçta Ukraynaya küçük çaplı özel harekat birlikleri göndererek onları masaya oturmaya zorlamak istedi.Asıl hedefi Doğu Ukraynadaki bazı Rus yanlısı toplulukların yine Ukrayna bayrağı altında ama,özgürce yaşayabilmeleriydi. Ancak Kırımın işgalini henüz hazmedememiş olan Ukrayna,bu talepleri dünyanın dört bir yanından gelen maceracılarla bastırmak istedi. Aynı dinden,aynı ırktan ve aynı kültürden olan iki ayrı devletin aklı başında bireyleri bu anlamsız savaşı hiç istemediler.Rus ordusundan beklenenin çok üzerinde firarlar oldu.Putin bu çözülmeyi önleyebilmek için hem ciddi cezalar getirdi,hem de savaşan askerleri için kesenin ağzını açtı.Ukrayna da ise  Zelensky muhalifleri giderek büyük  güç kazandı ve savaşın sonunda Ukrayna diye bir ülkenin kalamayacağını halka anlatmaya başladı. Gelinen noktada iki lider de sıkışmış durumdalar ve ikisi de anlaşmaya hevesliler. Ancak ABD ve batılı ülkeler Zelensky balonunu şişirmeye devam ediyorlar.Putin ise mevcut iktidarının sallanmaması için bu kirli savaşı mutlaka kazanmak istiyor.Aslında Putini de bu noktaya taşıyan ABD ve diğer batılı emperyalist devletler olmuştur.Sahada ise 650.000 Rus askeri ile 150.000 Ukrayna askeri karşı karşıya ve elleri tetikte bekliyor.Bana göre artık Putinin hedefi oldukça büyümüş durumda.Kieve kadar ilerlemek ve hatta  Ukraynanın batısına kadar ilerleyerek,sonradan  NATOya dahil olan ülkelerle  sınır komşusu olmak. NATO denilince aklımıza ilk önce ABD,AB deyince de hemen Almanya geliyor. Çünkü bu birliktelikleri ayakta tutan sadece bu iki ülkenin ekonomik güçleri. İşin ilginç yanı bu iki ülke arasında Ukraynaya yapılacak askeri yardım konusunda ciddi anlaşmazlıklar var.Biden Almanyadan Leopar tanklarını Ukraynaya vermesini  istiyor,Almanya ise siz Abraham tanklarını veriyormusunuz ki biz Leoparları verelim diyor.Bu iki model geliştirilmiş tank tipi de Rus tanklarına karşı çok üstün niteliklere sahip. Sonuçta Almanya daha önce  başka bir ülkeye satmış olduğu ve teknolojisi eski 30-40 adet Leopar tankı vermeyi kabul etti.Buna karşılık ABD de yaklaşık  aynı sayıda Abraham tankını Ukraynaya  vermeye razı oldu. Ayrıca ABD hiçbir personel koruma özelliği bulunmayan çok sayıda demode zırhlı askeri araçlar  vermek suretiyle sözümona Ukraynaya destek oldu.Halbuki bu tankların ve zırhlı arazi araçlarının kullanılmasını öğrenmek için asgari bir yıllık bir eğitime ihtiyaç var ve Ukraynanın bu kadar zamanı yok. Ayrıca Ukraynanın bu tank birlikleri ile müşterek harekat yapacak uçaklara da ihtiyacı var ve bu talebini israrla sürdürüyor.Şayet bu uçaklar verilse bile bunları kullanabilecek pilotları yetiştirebilmek için en az iki yıl kadar bir zaman lazım.  Rusların 2bin  tankına ve geliştirilmiş tanksavar sistemlerine karşı toplasan 100 adet tankın acemi personel tarafından kullanılarak Rusları durdurması hiç akla ve mantığa uygun değil. Hele yeterli bir hava desteğine sahip  olmadan asla muharebe yapamazlar.Yapılmakta olan maddi destekler  konusunda ise  her iki ülke oldukça cömertler ancak,bu ülkelerin parlamentoları ve kamuoyu bu ekonomik yardımlara  çok ciddi tepkiler veriyorlar. Çok ağır salgın hastalık süreçleri yaşayan her iki ülkede enflasyon rakamları yakın  tarihlerinde hiç görülmemiş oranlarda seyrediyor.Her iki ülke vatandaşları da kan ve kin kokan bu savaş için ayrılan bütçenin kendileri için kullanılmasını istiyorlar.Her ne kadar batılı ülkeler savaşı mümkün mertebe uzatarak Putini ve Rusyayı ekonomik olarak çökertmek ve diz çöktürmek isteseler de kısa vadede böyle bir ihtimal pek olası görülmüyor.Çünkü Putinin uygulanması  muhtemel ambargolardan etkilenmemek  ve uzun soluklu bir savaşı finanse etmek için yıllardır özel bir fon ayırdığı ve bu fonun yaklaşık 750 milyar dolar kadar olduğu konuşuluyor.Zaten tavan yapan petrol ve doğalgaz fiyatları Rus ekonomisini ayakta tutmaya da yeterli gibi görünüyor.Şunu unutmamalıyız ki bütün savaşların sebebi mutlaka ve mutlaka ekonomik sorunlardır.Yine bütün savaşların sonuçlarını da savaşan tarafların ekonomik güçleri belirler.Yani ortada sadece liderlerin bekası için sürdürülmeye çalışılan bir savaş olanca hızı ile devam ediyor,milyar dolarlar havaya savruluyor,on binlerce insan ölüyor.Her savaşta olduğu gibi bu savaşın da sonuç ne olursa olsun bir galibi asla olmayacaktır.Herkes savaşın galibi olarak kendisini ilan edecek,ancak olan zavallı halka olacak,yitirilen canlar yıllarca yakınları tarafından hiçbir zaman  unutulamayacaktır.Ukraynanın Birleşmiş Milletler elçisi Time dergisine vermiş olduğu bir demeçte,100.000 Ukraynalının bu savaşta öldüğünü ağzından kaçırdı.Sonrada toparlamak istedi ama onuda beceremedi. Zaten Zelensky de bakanları da,komutanları da çok genç ve tecrübesizler.Hükümet üyeleri arasında çok ciddi görüş ayrılıkları ve birbirlerine karşı yolsuzluk suçlamaları var.Özellikle Batıdan gelen paraların bazı kişilerin cebine girdiği,yardım olarak gelen silahların da Nijeryada ve ortadoğuda satıldığı iddiaları çok yaygın.Dark-Web adlı internet sitesinde bu silahların satış ilanları çıkınca ABD özel temsilciler göndermek süratiyle konuyu araştırmak istedi. Ancak Ukraynanın doğusunda Nazi bozuntusu askerlerin bilgisi dışında kuş uçurtulmadığı için bu ekipler ciddi bir araştırma yapamadan ülkelerine  geri döndüler. Ukrayna ordusunun eğitimli ve deneyimli askerlerinin büyük bir kısmı bugüne kadar devam eden savaş esnasında kaybedildi.Geriye genç,deneyimsiz ve ümitsiz Ukraynalılarla,paramiliter güçler kaldı.Savaş başlamadan önce Ukrayna ordusu üç bölgede savunma hattı kurmuştu.Bu hatlardan ilki geçtiğimiz Temmuz ayında Ruslar tarafından parçalanıp geçildi.İkinci hat olan Bakmut hattı da Rusların biraz uğraşarak da olsa geçebilecekleri bir hat.Üçüncü ve en son hat ise Kramatorsk  hattı ve en zayıf hat da bu savunma hattı. Ondan sonra Kieve kadar çok fazla direniş noktası şimdilik yok.Bana göre artık Ruslar Kievi aldıktan sonrada durmayacaklar ve daha önce de söylediğim gibi ülkenin batı sınırlarına kadar ilerleyeceklerdir.Ruslar daha önceki muharebelerde sıkışan Ukrayna güçlerinin geri çekilebilmesi için Makmut bölgesinde bir koridor açtı ve askerlerin bu koridordan güven içerisinde çekilmesini istedi. Üç tarafı çevrili askerlerin çekilmesine batının gazıyla karşı çıkan Zelensky,askerlerini çekmek yerine bu bölgeye takviye birlikleri  gönderdi. Tüm bu  yaşananlardan  sonra acımasızlığı ile meşhur Putinin herhangi bir noktada durup anlaşma masasına oturması çok zor görünüyor.

Konuya isterseniz birkaç cümle ile bir de Türkiye penceresinden bakalım.Şayet Zelensky İstanbuldaki anlaşma masasını Batının kışkırtması ile devirmeseydi,hem Recep Tayyip Erdoğanın hem de Türkiyenin imajı bütün dünyada çok farklı bir yere gelecekti. Tahıl koridorunun Türkiyenin kontrolünde  açılması ve tahıl yüklü gemilerin dünya piyasalarına girmesini sağlamakla bu prestij biraz olsun sağlanmış oldu.Her iki ülke ile de sıcak  ilişkiler içinde olduğumuzdan ve ortak menfaatlerimiz söz konusu olduğundan,Türkiye iki ülkeye de eşit mesafede durmaya çalışıyor.Ancak olası bir üçüncü dünya savaşında NATO müttefiki olan Türkiyenin pozisyonu ne olacak,bu çok büyük bir soru işareti olarak karşımızda duruyor. Bir diğer kritik konu da İsveç ve Finlandiyanın NATO üyeliği için Türkiyeden vize beklemekte olması.Türkiye vizeye karşılık   bu ülkelerden hiç yapamayacakları bir şey istedi.Yıllardır terör örgütlerine hamilik yapan bu ülkelerin mevcut yasalarında çok büyük değişiklikler yapmadan bizim teröristleri iade taleplerimize cevap vermeleri asla mümkün değil.Kutsal kitabımızın yakılmasıyla birlikte  çözümsüzlüğe doğru hızla evrilen  bu süreç,şimdilik bizim Rusya ile olan ilişkilerimizi de sıcak tutmaya yarıyor.Bugüne kadar diplomasi masası  bizim açımızdan çok iyi idare edildi diyebiliriz. Bizler artık  Ukrayna-Rusya savaşını kanıksamış ve hatta bitmiş olarak görüyoruz. Ama gerçek asla öyle değil. Hergün yüzlerce insan ölmeye ve şehirler enkaz yığını haline gelmeye devam ediyor. En kötüsü de yüzbinlerce asker elleri tetikte General Kışın Taarruz emrini bekliyor. Muhtemel bir üçüncü dünya savaşı çıkması da  en kötü seçenek olarak masada durmaya devam ediyor. İnşallah silahlar kılıflarına girer,askerler de evlerine dönerler demekten başka yapabileceğimiz pek fazla bir şey de yok. Çünkü bu dünyada insan hayatından daha önemli hiçbir şey yok.

Exit mobile version