Site icon Söz Gazetesi

HER ŞEYİ BİLENLER ÜLKESİ

         Millet olarak her konuda inanılmaz bilgiliyiz. Hele ekranlara çıkınca bilgi dağarcığımız daha da bir  genişliyor,adeta allame-i cihan kesiliyoruz. Konu ekonomi olsun,siyaset olsun,hukuk olsun,strateji olsun,psikoloji,sosyoloji kısacası ne kadar loji varsa hiç farketmez  hepsi hakkında ahkam kesebiliriz. Gazeteci,kamuoyu araştırmacısı,emekli paşa,üniversite rektörü,siyasetçi eskisi veya intehaller sayesinde  profesör olmanız hiçbirşeyi değiştirmez,aklınıza gelen her konuda TV ekranlarından milletimizi aydınlatabilirsiniz! Asla ben bu konunun uzmanı değilim  deyip de geri çekilmek yok.Her akşam aynı kadro ama değişik uzmanlık konularında saatlerce havanda su dövebilirsiniz.Neticede onun da bir karşılığı var.Ya hiç inanmadığınız konuların bile yılmaz savunucuları olarak iktidar partisinde bir koltuk kaparsınız,ya da eskimiş yüzünüzü yeniden parlatırsınız.Veyahutta alacağınız birkaç kuruş para ile olmayan geleceğinize yatırım yaparsınız.Bu arada sizlerin bağrış çağrışlarınızı,iktidara yaranmak için atmakta olduğunuz taklaları da, konunun  gerçek uzmanları alaycı ve acı  bir tebessümle izler.Tabii dayanabildiği ölçüde……

Bugün bende beni çağıracak bir  ekran bulamayacağımı çok iyi bildiğim için kırık dökük bilgilerimi satırlara dökerek kendi kendimi kandırmak istedim.En azından millete yalan yanlış bilgi vermeden,zararım kendime olsun diye düşündüm.Yirmibeş yıl gibi kısa süren bir askerlik,uzun süre terörle mücadele  ve savaş deneyimim olduğu için,TV lerdeki çok bilmişleri dinlemek yerine yabancı dergilerde okuduğum makaleleri,kendi bilgim ve tecrübem ile birleştirerek bir sonuca varmak,bunu da sizlerle paylaşmak istedim,yani her şeyi bilenler kervanına bir kerecik olsun ben de katılmaya karar verdim !

               Bugün yani 26 Nisan 2022 günü itibariyle bana göre savaş bitmiştir. Aslında bu anlamsız savaş daha başladığı gün bitmişti ama,aylarca sürmesini isteyen  ABD ve AB ülkeleri bu süreci uzattılar ve uzatmaya da devam edecek gibi görünüyorlar.Putin ve Zelenski doymak bilmeyen hırslarına dur diyemezlerse ikisi de tükenme noktasına gelmek üzereler.Neticede Ukrayna savaşın peşin mağlubu olarak yıllar boyu sürecek bir yokluk ve perişanlık dönemine girecek,bekası ise Rusyanın insafına kalacaktır. Rusya daha önce planlamış olduğu sınırlı toprak kazançları ile savaşın galibi gibi görünse de,o da ekonomik olarak çok büyük kayıplara uğrayacak,belkide Rus halkı insan kayıplarından sorumlu tuttukları Putinin liderliğini tartışmaya açacaklardır. Ekonomiden hiç anlamadığım için ben işin sadece askeri boyutunu ele almak istiyorum.

Evet belki şaşıracaksınız ama savaş gerçekten bitti. Ama Ukrayna için bitti.Bundan sonra ölenler,aynı bundan öncekiler gibi cinayete kurban gidecekler.Zaten bu savaş neticesi masa başında belirlenmiş olan bir maça çıkmak gibi bir şeydi.

İsterseniz iki yıl öncesine dönelim ve kısaca  Azerbaycan-Ermenistan savaşını bir hatırlayalım. Paşinyan hükümeti ülkesindeki ekonomik ve siyası sıkıntıları biraz olsun hafifletmek ve geniş halk kitlelerine umut aşılayabilmek  maksadı ile batı dünyasına yanaşmak ve ondan destek almak istedi.Başka bir pencereden bakarsak da AB ülkeleri ve ABD Ermenistana yanaşmak sureti ile Rusyanın güdümünden kopartmak,böylece Rusyanın Kafkaslardaki gücünü bir nebze olsun zayıflatmak istedi. Batılıların gazına gelen Ermenistan ara sıra meydana gelen sınır tecavüzlerini bahane ederek Azerbaycana saldırıya geçti.(27.Eylül.2020) Ermeni kurmayları,herşeyin otuz yıl önce olduğu gibi kolay olacağını,gerekirse Rusyanın kendi yanında yer alacağını,batının da desteği ile büyük zaferler kazanılacağını öngörüyorlardı.Halbuki yıllardır Azeri ordusu Türk komutanlar tarafından eğitilmiş,havada ve karada mükemmel savaşabilecek düzeye getirilmişti. Ayrıca Putin batının gazı ile şişirilmiş Ermenistana acı bir ders vermeye kesin olarak karar vermiş,ermeni asıllı dışişleri bakanı Lavrov’un bütün çabalarına rağmen tarafsız kalarak,diğer komşu ülkelere de güzel bir örnek olsun istemişti.Neticede Paşinyan Efendi Dimyata pirince giderken,evdeki bulgurdan da olmuştu.

                   Sanki çok değil iki yıl önce bütün bunlar hiç yaşanmamış gibi,bu sefer komedyen Zelenski,yine ABD,İngiltere,Fransa,Almanya,Kanada, hatta İsviçre gibi ülkelerin havaya sokması ile Rusyaya kafa tutmaya başladı. Aslında bu savaş bizlerin bildiği gibi 24.Şubat 2022 değil,24.Şubat.2014 de başlamıştı.Bu tarihlerde Donetsk ve Lugansk bölgelerinde bir referandum yapılmış ve bunun neticesinde kendi kaderini tayin etme veya özerklik ilan etme kararı alınmıştı. Ancak bu bölgelerin Ukraynadan ayrılarak bağımsız kalmak veya Rusyanın idaresi altına girmek gibi bir düşünceleri asla yoktu. Rusyanın da bu bölgeleri ilhak ederek egemenliği altına almak gibi bir niyeti asla  bulunmamaktaydı.Neticede bir referandum yapılmış ve bu iki bölge kendi  cumhuriyetlerini ilan etmişler,Ukrayna bayrağı altında otonom bölgeler olarak devam etmeye niyetlenmişlerdi.Daha doğrusu hiç akıllarında yokken mecburen bu yolu seçmişlerdi.Ukrayna  ordusu sekiz yıldır devamlı bu bölgeleri bombalıyor,katliamlar ve tecavüzler yapıyorlardı. Çünkü Ukrayna ordusu yapısı itibariyle düzenli bir ordu değildi.Ukraynalı gençlerin %70 kadarı bu bölgeye giderek askerlik yapmak ve savaşmak istemiyor,fırsatını bulunca da karşı tarafa geçiveriyordu.Otonomistlerin elindeki ağır ve hafif silahların bir kısmı batılıların gizlice verdiği,bir kısmı da Ukrayna ordusunun saf değiştiren  askerlerinin getirdiği silahlardı. Ukrayna Genelkurmayı,kendi gençleri yine kendi ırkından olanlarla savaşmak istemediği için paramiliter birlikler kurmak zorunda kaldı.Hal böyle olunca da Avrupada ne kadar cani, katil ve tecavüzcü,para için her türlü vahşeti yapacak karekterde genç yaşlı kim varsa bu orduların saflarına katıldı.Yıllardır sadece Rusca konuşabilmek için mücadele veren bölge insanı,kendilerine reva görülen bu insanlık dışı muameleler karşısında tamamen kaybedilmiş,en kötüsü de aidiyet duygusunu yitirmişti.23 Şubat 2014 günü Rusca dilinin konuşulması yasaklanınca,hemen ertesi günü bizim ayrılıkçı dediğimiz guruplar mücadele kararı aldı.Aslında bu referandum ve akabinde mücadele kararı sadece Donetsk ve Luhansk da değil,Harkov,Dnepropetrovsk ve Odessada da alınmıştı.Ukrayna ordusuna bağlı Paramiliter kuvvetler Donetsk ve Luhansk dışındaki bölgelerde çok kanlı baskın ve katliamlarla kalkışmaları bastırdılar.Bu başarı onları daha vahşi ve acımasız yaptı.Bu sefer dört kolordu kadar güçlerini bu iki bölge üzerinde yoğunlaştırdılar.Bu arada ABD modası geçmiş silahlar vererek  hem sözümona Ukraynayı destekliyor,hemde Nato şemsiyesi altına almaktan bahsederek Zelenskiye gaz veriyordu.ABD nin asıl gayesi ise ülkesindeki savaş endüstrisini canlı tutmaktan başka bir şey değildi. Daha önce neredeyse onbeş kadar eski Demirperde ülkesi Natoya veya AB ye üye olarak Rusyanın karşısında yer almışlardı.Ancak Ukraynanın durumu onlardan çok farklı idi.Bir kere Ukrayna gerek toprakları itibariyle,gerekse madenleri ve endüstrisi itibariyle diğerlerinden çok büyük bir ülkeydi. Ukraynanın karşı bir pakta üye olması,Rusyanın kalbine hançer sokulması gibi birşeydi ve Rusya buna asla izin vermeyeceğini her fırsatta dile getiriyordu. Öte yandan NATO nun neredeyse bütün yükünü  çeken ABD nin bu kadar büyük bir orduyu sil baştan silahlandırması ve NATO yapılanmasına entegre etmesi hem çok uzun bir zaman alacak,hem de milyarlarca dolara malolacaktı.Artık Amerikan halkı böyle bir yükü taşımak riskini alacak başkana bir tek oy bile vermezdi. Çünkü dünya yeni bir düzene geçmiş,her ülke kendi derdine çare arar duruma gelmişti. Yine AB nin bütün mali yükünü çeken Almanyanın da Ukrayna gibi bir ülkeyi birliğe alarak çok büyük bir riske girmeye hiç niyeti yoktu. Ama Zelenski dünya sahnesi ile tiyatro sahnesini ayırmaktan aciz olduğu için böyle bir maceraya girişti. Asla ulaşamayacağı hayaller peşinde koştuktan sonra,şimdi komşu ülkelerin parlementolarında konuşarak yardım dileniyor,olan zavallı Ukrayna halkına oluyordu.Türkiye dahil pek çok ülke kamuoyu bir soytarıdan destansı bir halk kahramanı yaratmaya çalışıyor,bu arda da Putini canavarlaştırıyordu.Halbuki Putin yapılan referandumlara bile gerek görmemiş,hatta devamlı olarak bölge halkına itidal tavsiye etmişti.Ancak faşist nazi(Putinin deyimidir) sürülerinin yapmakta oldukları zulme ve insanlıkdışı baskılara dayanamayan iki bölge halkına Rusyadan yardım istemek dışında başka bir seçenek kalmamıştı.ABD başkanı Biden’ın aylar önceden söylediği ve hiçkimsenin ihtimal vermediği savaş da yine bir 24 Şubat günü başlar ve halen düşük yoğunlukta da olsa devam etmektedir.Zira ABD nin hala satılacak modası geçmiş çok silah ve mühimmat  stokları vardır.Rusya savaşın başladığı tarihe kadar otonomistlerle Ukrayna arasındaki meselede hiç taraf olmamış,bölgeye imkanı olduğu halde hiç asker sokmamıştır.

Ukrayna ordusu 2018 yılına kadar süren savaşta,sadece Donbass da 2700 kadar askerini kaybettiğini resmi olarak açıklamıştı. Bu ölümlerin 891 i hastalıktan,318 i trafik kazalarından,177si diğer kazalardan,175kadarı alkol ve uyuşturucu bağımlılığından,101i güvenlik zafiyetlerinden,228i cinayetlerden,615i ise intiharlardan,200 ü de silah kazaları neticesinde meydana gelmiştir.Bu rakamların çok yüksek oluşu ordunun disiplin durumu ve eğitimi konusunda yeterince fikir sahibi olmamız açısından çok önemlidir.2014-2018 yılları arasında meydana gelen çatışmalarda ölenlerin sayısı hakkında resmi bir açıklama yapılmamakla beraber,batılı kaynaklar bu rakamın en az 5000 kadar olduğunu yazmaktadır.Yani Ukrayna ordusunun vermiş olduğu  muharebe dışı zayiatı,muharebe zayiatının yarısından biraz daha fazladır ve bu durum çok çarpıcıdır.Bu çarpıklıkları ortadan kaldırmak ve orduda görev almayı cazip hale getirmek için Ukrayna Genelkurmayı NATO ülkelerinden eğitici kadrolar talep etti. Bu talep Putinin çok canını sıkmıştı ama sık sık değişen hükümetler bu durumu dikkate almadılar.Ukrayna ordusuna katılan sözümona uzman eğiticiler,beraberlerinde paramiliter ekipleriyle birlikte geliyorlardı.Zaman içerisinde bu aşırı sağcı milislerin sayısı 102.000 kişi oldu ve ordunun toplam sayısının %40 kadarına ulaştı.Tüm silah ve teçhizatları ABD,İngiltere,Fransa ve Kanada tarafından sağlanıyordu.Putinin bu guruplar için kullandığı “Nazi”terimi gerçek anlamda nazi olduklarından değildi.Son derece acımasız ve fanatik sağcı olan bu milisler Yahudilerden de nefret ediyorlar,buldukları yerde katlediyorlardı.Ama hepimizin bildiği gibi emirleri yine bir yahudiden yani Zelenskiden alıyorlardı.Ne garip bir durum değil mi? Bu grupların Yahudilerden nefret etmelerin asıl sebebi ise 1920 lerde Stalin döneminde,ordunun ihtiyacını karşılamak için zaten fakir olan halkın bütün mahsullerine el konulmasıydı.Bu gasp işlemini yürütmekle görevli Yahudi guruba NKVD denirdi ve daha sonraki yıllarda  bu gurup KGB nin çekirdek kadrosunu teşkil edecekti.Yine Ukrayna ordusunun en seçme askerlerinin bulunduğu Azak Alayı(Azov Alayı)cephenin en kritik yerlerinde görevlendirilir ve çok iyi savaşırlardı.Bu alay da SS lerin panzer tümenlerine benzetilir ve bunlar da Ruslar tarafından Nazi olarak adlandırılır. Kısacası bu Nazi kavramı asla gerçek olmayıp benzetmelerden ve yüz yıl kadar önceki bir hesaplaşmanın sonucu kullanılan bir terimdir.Ukraynalı paramiliter grupların Nazi olarak veya Neonazi olarak nitelendirilmesi sadece  rusların tanımlaması olmayıp,ABD Wespoint  Akademisi ve İsrailde bulunan Simon Wiesental Merkezinin tesbitidir.Tüm batılı ülkeler ve onların etkisi ile biz Türkler devamlı olarak bilerek veya bilmeyerek bu işkenceci,tecavüzcü,yağmacı  fanatik milisleri hep destekledik.Ukrayna içinde bile bazı STK lar bu militanları nefretle kınarken tüm dünya ülkeleri bu tutumunu sürdürmeye devam etti ve ediyor.Burada maksat Ukraynanın yanında olmaktan ziyade,Rus düşmanlığı yapmak suretiyle Rusyayı dünya üzerinde yalnız bırakmaktır.

Ukrayna ordusu Savunma Bakanlığına bağlı üç ordu ve ona bağlı kolordulardan müteşekkildir.Bu orduların bünyesinde tank,top ,zırhlı araçlar ve füzeler bulunmaktadır.Bunlara ilaveten İçişleri Bakanlığına bağlı ve beş bölge komutanlığı halinde konuşlanmış dörtkolordudan müteşekkil bir Ulusal Muhafızlar ordusu vardır İşte paramiliter güçler dediğimiz paralı askerler bu kolorduları oluşturmaktadır. Bunların içerisinde özel yetiştirilmiş “Misilleme Taburları”adı verilen ve sadece meskun mahal muharebesi için yetiştirilmiş özel taburlar vardır ki,şimdi Harkov,Mariupul,Odessa,Kiev gibi şehirleri bu taburlar savunmaktadır.

Şimdi burada iki öngörümü paylaşmak isterim.Birkaç gün kadar önce Mariupul da bulunan demir çelik fabrikasında direnmekte olan Ukraynalı askerlerin bir kısmı Ruslara teslim oldu ve ruslar bunlara hiçbir kötü muamele de bulunmadı.Ancak fabrika içerisinde 500 tanesi yaralı 3000 kadar asker daha olduğu söyleniyor.Bana göre bu askerlerin hiçbirisi Ukraynalı değil ve şayet teslim olurlarsa işlemiş oldukları savaş suçlarının cezasını misliyle ödeyeceklerini biliyorlar ve onun içinde teslim olmuyorlar.Birkaç gün önce bunlardan bir kısmını kurtarmak için dört veya beş tane helikopter bölgeye sızmaya çalıştı,ancak Ruslar tarafından düşürüldü. Bu bilgi tarafsız gözlemciler tarafından yayımlandı ancak henüz her iki tarafça da doğrulanmadı.Ukrayna ordusunda bu kadar yabancı paralı asker çarpışırken sanki Rusya tarafında durum ondan farklı mı,hayır değil.O taraftan da ölenlerin büyük bir çoğunluğu Müslüman askerler.Çoğunluğu Çeçen olmakla birlikte Suriyeli,Afgan ve Kazak askerlerinde Rusların en ön saflarında savaştıkları ve çok sayıda ölü ve yaralı verdikleri biliniyor.Ancak bu Müslüman askerlerin cesetleri infial yaratmasın diye asla ülkelerine gönderilmiyor,şimdilik soğuk hava depolarında bekletiliyor.Ayrıca islam bilimcilerin neredeyse tamamı bu ölülerin şehit sayılamayacağını belirtiyorlar,çünkü iki Hristiyan ülke arasındaki bir savaşta hayatlarını kaybetmişlerdir.Yine Putinin talimatıyla ölen Rus askerleri de mobil kremotoryumlarda yakılarak külleri saklanmakta,Rus kamuoyundan gerçek kayıp miktarı gizlenmektedir.Yani savaşın sıcaklığı soğumaya yüz tutmuş,psikolojik savaş hız kazanmaya başlamıştır.Buradan  Türkiye tarafından bakıldığında da çıkartılacak pek çok dersler vardır.Birincisi kendi ülkesi ve bayrağı  için savaşmayanların,bir başka ülkeye asla yararı olamaz.Düzenli ve disiplinli ordularla,paramiliter grupları yan yana savaştırmak son derece vahim bir hatadır.İkinci olarak,savaşın en temel unsurunun güçlü bir ekonomik yapı olduğu gerçeğidir.Yani ekonomisi güçlü olmayan ülkelerin,savaşta dayanma gücü de olamaz.Dışarıdan gelecek destekle savaşmaya kalkmanın bedeli,bir şaklabanın hesabedemeyeceği kadar büyük olacaktır.İnsan sayısına bakarak savaşın kısa sürede kazanılacağını baştan hesap etmek,bir askerin masada yapacağı bir hesaptan ziyade ,köy bakkalının veresiye defterinde yaptığı hesap gibidir.Türkiye ilk bakışta bu savaştan en çok menfi etkilenen ülke konumunda gibi görünmekteyse de,ileride doğacak ekonomik imkanlar açısından bakıldığında durumun bizim lehimize değişebileceğini düşünmek fazla hayalcilik olmayacaktır.

      Biraz uzun olan bu yazının ikinci bölümü eminim daha ilginç olacaktır.

Exit mobile version