Enerjimizin yoğunlaştığı, maddesel yapımızı koordine etmek için kullandığımız enerji kavşaklarımız daha anne karnındayken oluşur. Her bir kavşak farklı organlar, sistemler ve hislerle ilişkilendirilir. Her kavşağa ayrı bir isim ve ayrı bir renk verilir. Her kavşağın uyarıcı ayrı bir sesi oluşturulur. Hatta her kavşağa değişik rakamlar ve bu rakamlarla ilişkili değişik harfler eklenir. Bu kavşakları uyarma, oluşan tıkanıklıklarını çözme ve aktivitelerini arttırmak bu renk, harf ve rakamları kullanarak mümkün olur hale getirilir. Enerji kavşaklarının yedi tanesi beden üzerine yerleştirilir. Beden dışında da onlarca çakra yerleştirilir ve bu çakralar yani enerji kavşakları atmosferin üzerine değin uzanır.
İsminde, soy isminde bulunan harfler hangi çakranın harflerini içeriyorsa, o çakralarda hassasiyetimizin olduğunu unutmayalım. Harflerin her birinin de kendine özgü bir frekansı bulunmaktadır.
Evrende hiçbir şeyin tesadüf olmadığı gerçeğinden yola çıkarsak, her kişi yada gruba enerji alanlarına uygun harflerden oluşan isimler verilir. Bu gerçekle gelin TÜRK yada yabancı dillerdeki karşılığı olan TURK ismine bakalım bu makalede;
TÜRK ismi, beden üzerine yerleştirilen yedi çakranın 2. Ve 3. sü ile beden dışındaki 9. Çakranın harflerinden oluşmuştur ve bu çakraların etkilerini gösterir bizlere.
2. Çakra: Yaratım çakrasıdır. Birbirimizle ilişki kurmanın mükemmel yoludur.Harfleri B, K, T ‘dir. SVADHİSTHANA.ismiyle de anılır. Su ile ilgilidir. Göbek deliğinin altından itibaren karnın tüm alt kısmındadır. Bu çakra, başkalarıyla, doğayla ve kendinizle sahip olduğunuz dinamikle ilgilidir. Bu nedenle, dünya görüşünüzle yakından bağlantılıdır. Aynı şekilde, yaratıcılık, para yönetimi, etik ve cinsellik ile de ilgilidir. Başka bir deyişle, etkileşim ve bağlantı ile ilgili her şey bu noktada bulunur. Bu çakra, vücudunuzda öncelikle cinsel organlarınızda, bağırsaklarınızda, mesanenizde ve omurganızda bulunur. Bu çakrayı dengede tutmak için, yaratıcı benliğin farkında olmak gerekir. Paranın nasıl yönetileceğine, empati yapmaya ve iletişim yeteneğine bu çakra yön verir. Meditasyon bu çakranın aktive edilmesi için yararlıdır.
“Ben” olmayanın farkına varılan, “sen” demeyi, “senin” demeyi, başkalarının duygu ve düşüncelerine önem vermeyi, bakma, besleme, büyütme ve anaçlık kavramlarının öğrenildiği, rahim olma meziyetlerinin geliştirildiği çarkadır bu çakra. Yapıcılık ve neşe geliştirme yeridir. Burada eş bilinci gelişir. Dişil enerji her iki cinsiyette de bulunması gereken minimum düzeyin üzerine çıkmıştır. Dişilerde bu enerji çok daha yüksek düzeylerdedir. Burada, kader kavşakları arasında bize eşlik edecek yol arkadaşlarımızın farkına varmaya başlarız. Frekanslarımız bu çerçevede akmaya başlar. Tutma, vazgeçme ve bırakma dürtülerimiz bu çakradan yükselir. Çoğalma ve aile dizimi zincirini sürdürme isteğimiz bu çarkayla idare edilir.
Bu çakrayla ilgili sinir kolları beş tanedir. Beş çift olarak, sakrum denilen kemikten iki yana çıkar ve tüm alt karın bölgesini, cinsel organları sarar. Beden bölgeleri üreme sistemi, idrar sistemleri, cinsel organlar, alt sırt, yumurtalıklar, leğen kemiği, erbezleri, böbrekler, mesane bu sinir dalları ile işlev yaparlar. Yılan başına benzer sakrum kemiği ilk çakranın kemiğinin hemen bitiminde başlar. Üremeyi, çoğalmayı, hazzı, sindirim sistemini koordine eden çakradır bu. Çok olarak gösterir her şeyi. Bir anlamda bolluk ve bereketi işaret eder. Rahatlık, kolaylık ve huzur verir. Eril-dişil dengesi bu çakrada sağlanır. Cinsiyetine göre hangi enerjinin baskın, hangi enerjinin ne oranda sessiz kalacağını koordine eder. Kişinin davranışları, karakter özellikleri, iyilik ya da hastalık halleri bu çakranın tam çalışıp çalışmamasıyla ilişkilidir öncelikle. Yaratıcı üreme, pelvis çakrasının temel ilkesidir ve yaratıcılık duygusu ile bağlantılıdır. Bu merkez, hayat vermek ve hayatı korumak ile bağlantılıdır. Bir aile düzeni oluşturmak, aile bağları ve ilişkileri ve aile sorumluluğunu kapsar. Elementi sudur. Su yaşamın kaynağıdır.
Sakral çakran açıkken risk almaktan korkmazsın, daha yaratıcı olursun ve yaptığın her işe tutkuyla yaklaşabilirsiniz. Sinir sisteminin sempatik sistem denilen, duygularla hareket eden kısmını bu çakra çok kullanır. Üzüntün, heyecanın, sevincin bu çakranın kontrolündeki organlarının çalışmalarını harika bir biçimde etkiler. Boşaltım organlarını barındırır. Beden için gerekli olmayan mineral ve bileşikleri içeren dışkının biriktiği barsak kısımları bu çakradadır. Beden ötesinden bakarsan bu duruma, kullanmadığın, senin için gerekli olmayanın atılmasının verdiği haz öğretisini görürsün. Bu öğreti bedeninin dışındaki sana ait maddeler için de kullanabileceğin bir öğretidir aslında. Dini inançlarda, din kitaplarında bahsedilen bırakma, verme öğretilerinin bir sağlaması gibidir sistem. Verdikçe gelişirsin, “kullanmayacağını bırak” der sana sürekli. İşte bu eşsiz his de bu çakradan sana yayılmaktadır.
3. Çakra: Kişisel güç, yaşam çakrasıdır. Harfleri C, Ç, L, U, Ü ‘dir. MANİPURAKA ismiyle de bilinir. Göbek deliğinin üzerindeki tüm karın boşluğunu kapsar. Latince güneş anlamına gelen SOLAR Fleksus çakrası diye de isimlendirmektedir. Bu çakra, benlik saygısı, niyet, koordinasyon ve kontrol ile ilgilidir. Bu çakra siz ve kişiliğiniz ile ilgilidir. Mide, karaciğer, böbrekler, pankreas, böbreküstü bezleri ve omurganın merkezi bu çakranın organlarıdır. Dengede olmadığı zaman, diğerleri arasında korku, aşırı zayıflama hali olan anoreksiya, yemek yeyip kusma alışkanlığını gösteren bulimia, eklem iltihaplanması ve kireçlenmesiyle ilgili artrit ve kronik veya akut hazımsızlık olarak kendini gösterir. Duygusal benlik açısından, güven, kendine dikkat etme, başkalarının bakımı ve karar verme sorumluluğu ile ilgili olan çakralardan biridir. Bu çakrayı dengelemek için meditasyonu kullanabilirsin. İçsel gücünüzle bağlantı kurmalı ve gerçekten ne istediğini görselleştirmelisin.
Egonun, bireysel ifade ve duyarlılığın, kelimelerle organizasyon ve tanımlama yapmanın yeridir. Aynı zamanda tasarım, el zanaatları, yani ortada olan ürünü düzenlemeye dair her çeşit oluşum burada yer alıyor. Bu çarka yine tutma, vazgeçme ve bırakma dürtülerimizi besler. Aynı zamanda ikinci beyin de dediğimiz Solar Pleksusumuza yön verir. Duygularımızın gelişiminde etken bir çarka olup ruhsal dalgalanmalarımızda bedensel ipuçları ürettiğimiz yerdir. Benliğimizin bir başka yansıması olan üretkenliğimizi, hobilerimizi ve zevklerimizi şekillendirir. Bu işlemi yaparken REFER Alanımızla son derece uyumlu çalışır.
Lomber omurdan çıkan yine 5 çift sinir üst karın kısmındaki tüm organları sararak çalışmalarını koordine eder. Aynı zamanda, sakral omurların üst kısımlarından ve torakal denilen omurların altından çıkan sinirler de bu koordinasyona yardımcı olurlar. Sinir sisteminin ana sinirlerinden olan Vagus siniri ve bu sinirin uzantıları bu bölgede güçlü bir ağ oluştururlar. Güneş Çemberi anlamına gelen Latince “Phlexus Solaris” bu çakra bölgesindedir. 2. Beyin de denilen barsak sisteminin çalışması bu sinirler yardımıyla gerçekleşir. Beyin ve dokular arası iletişim bu sinir ağları tarafından gerçekleştirilmektedir. Enerjetik alanda ileti hızı 40.000 ışık hızı kadarken, maddesel sinapslarda hız saniyede 100 mt. civarındadır.
Karın çakra bedende yerçekiminin merkezidir. Karın çakra güneşimizi yani güç merkezimizi temsil eder. Karın çakra sindirim işlemini kontrol eden enerji merkezidir. En önemli görevi kök ve pelvis çakra merkezlerinin isteklerini ve arzularını özümsemek ve arındırmaktır. Ancak, özümseme ve arınma tamamlandıktan sonra üst düzeylere ulaşılacak spiritüel enerjiye sahip olunabilir. Düşüncelerin beden üzerinde etkisi ile ilgili merkezdir. Bu çakra yönetme yetenekleri ile ilişkilidir. Mükemmeliyetçilik bu çakra merkezinin en büyük sorunlarından birisidir. Bu çakra, yaşamla ölüm arasındaki farkı bize anlatır. İyilik ve kötülük hissimizi aynı bölgelerde çok kısa aralıklarla yansıtır.
Özgüvenimizle ilgili yaşadığımız sorunlar, solar plexus çakrasının dengesini bozar. Kendimizi aşırı derecede eleştirmemiz ve reddedilme korkumuz, solar plexus çakrasında yaşadığımız denge sorunlarının en önemli sebeplerindendir. Bu çakra açık olduğunda kendimize saygı duyar ve özgüven kazanırız. Bu çakra kişisel gücümüzü belirler.
9. çakra: Astral Bedendir. R harfi bu çakrayı gösterir. Hümanizm, merhamet, çocuksu saflık, duygusallık, ŞİFA, sanatsal ilham, bilgelik. İlk sekiz çakranın yani tüm bedensel çakraların ve onların ötesinin sentezinin yapıldığı yerdir. Çocuksuluk, saflık, sentez, merhamet, hümanizm, sanatsal ilham ve bütünün hayrına hizmet etme güdüsünün yani şifanın geldiği yer. Evrene açılma kapııdır.
Tüm bunlara bütünsel olarak bakıldığında, TÜRK, dünyada var olmak için gereken her türlü özelliği taşır. Yerçekimini simgeler ki bu dünya var olduğu sürece varlığını sürdüreceğini gösterir. 2. Beyin dediğimiz, madde ve mana arsındaki her ilişkiyi yöneten enerjileri yüksektir. Benlik bilinci, var oluş bilinci yüksektir ve kendinden olmayan yaratılmış her şeye saygı ve sevgi sunmaya hazırdır. Şifa dağıtır. Yaratıcıdır ve kendine uygun olmayandan kolay vaz geçebilir. Koruyucudur, her zorlukla savaşabilir. Mantıklı, makul ve insancıldır.
İlk şifacılar bu yüzden TÜRK’dür. Yaşadıkları toplumun sağlıklı olması için uğraş verirlerdi. İçlerinde gelecekle ilgili stratejiler öneren kahinler de vardı.
İşte böyle dostlar. Numarolojik olarak da çok üstün özellikleri barındıran, mana ve madde alanının tamamına etki eden bir isimdir TÜRK ismi.
Farkında olalım.
Sevgiler.