PKK, Hizbullah, İŞİD, PYD ve diğerleri…
Öğrenciler üzerinden aklandı. AKP eli kanlı bu terör örgütlerini, insan ciğeri yiyen, kadınları köle pazarında satan sapkın teröristleri ülkenin üniversite öğrencileriyle eşitledi. Hem de yüksek puanlar alarak üniversiteye giren, şiddet uygulamadan yasal gösteri hakkını kullanan çocuklarımıza eşitlediler… Küresel çetenin aparatı eli kanlı teröristler bu eşitlenmeden çok mutlu olmalı(!)…
Terör ve terörist kavramının içini de boşalttılar. İnsanlık kavramının bile içini boşalttılar…
Şimdi de çocuklarımızı polis şiddetiyle suç işlemeye zorluyorlar.
Sahi, yıllar önce AKP Genel Başkanı ne demişti hatırlayalım! “Polis rejimin güvencesidir” demişti değil mi?
Polis devletinden parti devletine…
Esma’ya ağladılar. PKK’lı Şivan Perver ile el ele tutuşup gözyaşı döktüler. Türk düşmanı Barzani ile gurur duydular ama bizim çocuklarımızı düşman görmekte, göstermekte bir sakınca görmediler.
*** ***
Boğaziçi Üniversitesi’ne üniversite dışından bir ismi Rektör atadılar. Aslında birçok üniversiteye bu tür atamalar yapıldı. Şimdi deniyor ki;
Neden şimdi? Yanlış soru. Soru şu olmalıdır? Diğer üniversiteler neden sineye çekti?
Bir de LGBT’liler üzerinden karalanıyor gençlik… Doğru, insanlık tek cinsiyet üzerinden şekillendirilmeye çalışılıyor. İnsanların seçimlerine karışamayız ama rol model olarak sunulmasına karşı çıkarız. Çıkarız da, LGBT pankartları nedeniyle gençleri karalamaya kimsenin hakkı yoktur..
Millete yedirip içirdikleri, kendilerinin yemediği gıdalar, hormonlar üzerinde ne kadar etkili? Bu soruyu cevaplasınlar önce. Ayrı bir yazı konusu…
*** ***
Bir de Kabe Örtüsü kumpası çıktı karşımıza… Yere serdiler diye kıyamet koptu. Gezi olaylarında Öcalan posterini Taksim Anıtında unutmuşlardı(!)… Gezide elinde sopa bile olmayan çocukları öldürdüler. İnsanlar kimyasal gazdan hastalandı. Hayatını kaybedenler oldu. Gözü kör olanlar, işitme kaybı yaşayanlar… Her şeye el attılar ama Öcalan resmini Taksim Anıtından indirmediler. Yıllar sonra Öcalan dedi ki; “Erdoğan’ı Gezi’de ben kurtardım…” Öcalan’ı yalanlamadılar.
Kabe örtüsü sömürüsüne gelince….
Yalaka yandaşa sorular;
-Egemen Bağış Bakara suresi ile alay ederek, “Cima günleri bir ayet sallıyorum, hakara-makara” dediğinde niye tek kelime etmediniz? Ayet ile dalga geçen Bağış, balkon konuşmasında AKP Genel Başkanının kolunun altında resim verdiğinde, konsolos atandığında niye sustunuz?
– AKP’liler Kuran ve Kabe görünümlü pasta yapıp yediklerinde niye sustunuz?
-Bir yeniyıl gecesi Coniler İncirlik üssünde Türk Subaylarının ibadet yeri olan mescide ayakkabıları ile girip, Kuran’ı parçaladı. Bırakın hesap sormayı, AKP üzerini örttü. Coniler Irak’a girdiğinde camilere ayakları ile girdi, cami içinde sivilleri öldürdü. Camiler bombalandı. O Conilere AKP Genel Başkanı ülkelerine sağ salim dönsünler diye dua ettiğinde tek kelime eleştiriniz oldu mu?
-2005 yılında Danimarka’da Hz. Muhammed’le ilgili karikatürler yayınlandı. Danimarka’da yaşayan Müslümanlar büyük tepki gösterdi. Karikatürleri savunan Danimarka Başbakanı Rasmussen NATO Genel Sekreteri olmak için Başbakanlıktan istifa etti. AKP Rasmussen’in NATO Genel Sekreteri olmasına karşı çıkıyor gibi yaptı. Obama kendilerini arayınca AKP Rasmussen’e koyduğu vetoyu kaldırdı. Ne inanç, ne dik duruş ama… Dışarıda kedi, içeride vahşi…
Sahi, bu yalaka yandaşlar o zaman eleştiri yaptı mı?
Hepimiz biliyoruz ki yapmadılar. Demek ki derdiniz din değil! Derdiniz PARA ve ÇIKAR!
Aslında sizlerin tek bir dini var. O da PARA VE GÜÇ DİNİ! Gerçek şu ki;
Sizler para ve gücün kölesi, Müslümanlığın münafıklarısınız. Hak ve hakikati kaybetmiş, vicdanı olmayan zalimlersiniz. Mazlumun değil, zalimin şakşakçısı, çıkarının kölesi olmuş, insan olmaktan imtina eden zavallılarsınız.
*** ***
Boğaziçi Üniversitesi Öğrencisi Oğulcan Güntekin diyor ki;
Boğaziçi Üniversitesi’ne 2 Ocak gece yarısı hiç kimseye danışılmadan sorulmadan atanan kayyum rektörü protesto etmemizin üzerinden neredeyse 1 ay geçti. Bu 1 ayda protestolar durmadı. Birçok farklı kulüp farklı etkinliklerle, yaratıcı içeriklerle protestolara devam ediyor.
Sosyal medyada bizim protestolarımız çarpıtıldı. Bizim protestolarımızın amacı üniversitelerde seçimle rektör belirlenmesidir. 1 Şubat Pazartesi günü de birçok öğrenci güney kampüse inip rektörün dışarıya çıkması için protestolara devam etti. Etiler’den okula yürüyüp protestolara katılmak isteyen bir grup öğrenci sadece yolda yürürken kafalarını kaldırdıkları için “terbiyesizlikle” itham edildiler ve “aşağı bakmaları” emredildi. Buna uymayan 30 öğrenci gözaltına alındı. Akşam saatlerinde kampüsten çıkışına izin verilmeyen öğrenciler akşam saat 9’dan sonra yüzlerce polisin (kasklı, joplu, silahlı) şiddetine maruz kaldı. Bu öğrenciler dövülerek, tehdit edilerek, küfredilerek gözaltına alındılar. Gözaltına alınan öğrenciler (neredeyse 200 belki daha fazla) sanki teröristmişçesine ters kelepçe ile emniyete götürüldü.
*** ***
Gençler neden aşağıya bakacak? Aşağıya bakması gerekenler kimler biliyor musunuz? Aşağıya bakması gerekenler;
Hırsızlar, yağmacılar, devlet sırrını düşman devletlere servis edenler, yalancılar, iftiracılar, yoksuldan alıp zengine verenlerdir.
18 yıldır her sınavda soru çalan ve soru çaldıranlardır.
Aşağıya bakması gerekenler;
Tek kurşun atmadan Ege Denizinde bulunan 19 adamızı Yunanistan’a hediye edenlerdir. Cami inşaatından bile rüşvet alan kefen soyucular aşağı bakmayacak, bu ülkenin geleceği olan çocuklarımız yere bakacak öyle mi?
Başı dik olanlar, başını yere eğmez. Eğdiremezsiniz!
*** ***
Şuraya bir not düşeyim:
Bulu kendi iradesi ile istifa edemez. Bir kişinin istenmediği bir yerde kalması, kalmak için çabalaması acınacak bir durumdur. Bulu’yu Boğaziçi Üniversitesi’ne atayarak iyilik değil, kötülük yaptınız. Daha fazla eziyet etmeyin, görevden alın. Bu işkence herkes için son bulsun!