Site icon Söz Gazetesi

ÇOKLU BARO(!)

Yargının üç ayağı vardır:

Savcılar, yargıçlar, avukatlar…

İlk iki ayak bağımlı yargı yaratılarak kırıldı. Şimdi sıra 3. ayak olan BARO ayağını kırmaya geldi.

Geçmişte AKP Genel Başkanı Marmara Üniversitesi'nin açılışında yaptığı bir konuşmasında;

“Tarihimizde olduğu gibi Türkiye’de keşke her inanç grubunun ayrı mahkemesi olsa ne iyi olurdu!..” demiştir.  Çok korkunç bir cümleydi. Barolar acaba bu sözü hatırlıyor mu?

***   

Ülkemizde ele geçirilip çürütülmeyen kurum kalmadı dersek yanlış söylemiş olmayız. Liyakatsiz, eğitim durumu uygun olmayan yandaş kişilere teslim edilen kurumlar doğal olarak çöktü. Liyakatsız cahil insanlar, rüyasında göremeyeceği konumlara getirilince, devlete değil, SAHİBİNE hizmet eder. Öyle de oluyor. Şimdi sıra, meslek örgütlerini hizmetkar yapmaya geldi. Çünkü; konuşan-itiraz eden sadece meslek örgütleri kaldı. Mimar Ve Mühendisler Odası, Barolar gibi..

Meslek örgütleri usulsüz yapılaşmayı, talanı, çevre katliamını, zamların içeriği ve yüzlerce usulsüz oldu bittileri halka duyuruyor, üyelerini bilgilendiriyor, iptal ettirmek için dava ediyordu.

Spor takımlarına kadar el atan, kendilerinde nerede ise tanrısallık vehminde bulunan bir yapının;

Biat etmeyen meslek örgütlerine daha fazla tahammül etmesi beklenemezdi.

***       

Çoklu BARO’NUN ANLAMI;

BÖL, PARÇALA, YUT demektir.

Sürdürülebilir tepkisiz bir toplum yaratmak için, uyarıcı her yapıyı etkisiz kılmak gerekir değil mi?

Yargının 3. Ayağı da kırılırsa, ‘sek sek oynayan yargıyı’ bile ararız.

Çoklu BARO, etnik, siyasi, inanç temelli BARO birliklerinin oluşmasına yol açacaktır . Ülkeyi karpuz gibi ikiye bölenler bölmeye doyamadı. Kolay lokma olsun diye daha küçük parçalar isteniyor. Sahi, Yugoslavya nasıl parçalanmıştı? Balkanların en güzel ülkesine sığamayanlar, kendilerini ‘ŞEHİR DEVLETÇİKLERE’ HAPSETTİ.

Ülkeyi her alanda dilimlere ayıranlar Yugoslavya’ya mı özeniyor? Öyleyse sizler hangi parçada Vatikan kuracaksınız? Onu da söyleyin de bilelim.

***      

Bu gidişle suçsuzlar içeride, suçlular dışarıda yaşayacak…

Unutmayın, bu ülkede avukatlar savunma hakkını kullandığı için yargılandı, hatta hapse girdi. Ergenekon sürecinin başlangıcında dava alan avukatlar tehdit edildi. Korkudan dava alamayan avukatlar oldu. Derdest edilen avukatlardan bazılarının dava dosyasına bile usulsüz olarak el kondu.

Çocuklara tecavüz ediliyor. Konuşan bir avuç insan ve avukatlar… Usulsüz suç işlenerek insanlar derdest ediliyor. Avukatlar koşuyor. Hürriyetinden mahrum bırakılarak gözdağı verilen insanların sesi-sözü gene avukatlar oluyor.

***    

12 Eylül Amerikan darbesinde suç uydurularak asılan çocuklarımızın yaşadıklarını bizler avukatların yazdığı kitaplar ve verdikleri beyanatlardan öğrendik.

Anlaşılan iktidar yargı alanını da kör ve dilsiz bir hale getirmek istiyor.

Avukat ayağı da kırılan yargı artık kötürümdür.

Bu da demektir ki;

Yeni bir kumpas ve kargaşa geliyor…

AKP FRENİ PATLAMIŞ BİR KAMYON GİBİ YOKUŞ AŞAĞI GİDERKEN İSTİYOR Kİ;

HİÇBİR TRAFİK İŞARETİ KALMASIN. UYARI LEVHALARI OLMASIN.

İNSANLIK TARİHİ BU GİBİ İKTİDARLARIN HAZİN SONUNU ANLATAN HİKAYELERLE DOLUDUR.

OYSA AKLI OLAN İÇİN;

Trafik işaretleri, uyarı levhaları hayat kurtarır.

***      

Baroların yürüyüşünü destekliyorum. Ülkem için destekliyorum. Kalan son meslek örgütlerinden biri olduğu için destekliyorum. Trafik işareti, uyarı levhası oldukları için destekliyorum.

Çünkü birilerinin hırsı yüzünden ülkemin bir kazaya kurban gitmesini istemiyorum.

Exit mobile version