Önceki yazılarımdan birine konu olan “Tamer Dağlı’nın haberi var mı” başlıklı köşeme konu olan huzur evindeki yemek sorunuyla ilgili yazımın, Huzurevi Müdürü Sayın Mustafa Metin ile yakından uzaktan ilgisinin olmadığının altını çizmek isterim.
Her şeyden önce Huzurevleri tamamen devletimizin himayesinde ve devletimizin o sıcak şefkatini hissettiren kurumlardır ve daha da ötesi siyaset üstü olup herkesin sahip çıktığı yerlerdir.
Bu açıdan baktığımız zaman, Huzurevi Müdürü kardeşimizin yaşlılarımızın rahat etmesi için üzerine düşeni tam anlamıyla yapmak için büyük mücadeleler verdiğini görüyoruz..
Nasıl mı?
Yeni yapılan ek huzurevi binasının akan çatısının onarımı, odalardaki yaşlılarımızın eşyalarının konacağı dolaplar dahil bu tür sorunların giderilmesi ve buradaki insanlarımızın rahat etmesi için ismini söylemekte mahzur görmüyorum, Kıvanç Tekstil’in kıymetli sahipleri huzurevindeki sorunların giderilmesi için yaklaşık dört milyon harcayarak huzurevindeki sıkıntıları ortadan kaldırmışlardır.
İşte bu mücadele ve bu girişim ancak ve ancak alkışlanır.
Bu elbette bir başarı vesilesidir, bu başarı elbette Huzurevi müdürüne aittir. Müdür bey koltuğuna yapışıp oturmamış aksine kafa yormuş sorunları anlatmış sağ olsun Kıvanç tekstilin değerli sahipleri de bu güzide kuruluşumuza yardım etmiştir. İşte bu çabalar ve yapılan bu bağışlar alkışlanır elbette.
Huzurevi Müdürü Sayın Metin yaptığımız görüşmede huzurevi sakinlerinin daha sıcak yemek yemeleri içinde kafa yoruyor ve bağışçı aradıklarını söylüyor. Mustafa metin konuyla ilgili verdiği bilgilerde “Kurumumuzda kalmakta olan yaşlılarımızın daha sıcak yemek yemeleri için, yemekhane projemizi oluşturduk ve bir bağışçı arıyoruz, bağışçı bulduğumuz zaman yemekhanemizi hayata geçireceğiz” diyor ve görülen o ki kurum müdürü dur durak bilmeden yaşlılarımızın konforu için büyük bir mücadelenin içerisine girmiş.
Sonuç olarak,
Adanalı hayırsever kardeşlerimize seslenmek istiyorum, huzurevi elbette hükümetimizin ve devletimizin kontrolünde olan bir kuruluştur, ancak bu kurum yalnız hükümetimizin değil hepimizin sahiplenmesi gereken bir kuruluştur, hali vakti yerinde olan kardeşlerimize sesleniyorum, gelin bu kuruluşa sahip çıkalım, hatta dahada ötesi daha büyük bir huzurevi yaparak, huzurevinde kalmak için sırada bekleyen vatandaşlarımızın sorununu da ortadan kaldıralım diyorum.