Ata’mızın önderliğinde başlatılan İstiklal Savaşı sonunda kurulan Türkiye Cumhuriyeti’nin temeli Türk Milliyetçiliğidir. 1938’de Ata’mızın ölümü ile bu temellerden uzaklaşılmaya başlandı. 1944’de Türkçülük davası ile CHP Hükümeti Türk Milliyetçiliğini dışladı. 1965’de CKMP ve 1969’da MHP, Türkeş’in önderliğinde Türk Milliyetçilerinin desteği ile davayı sürdürdü. 1980 dönemini de içine alan Türk Milliyetçilerinin mücadelesi, 4 Nisan 1997’de Türkeş’in ölümü sonrası, 2023 Türkiye’sine kadar gelen 26 yıllık süreçte ehliyetsiz ellerde kaldı, parçalandı ve dağılmış yapıların içinde etkisiz olarak bulundu. Tek çare davaya Bilim-Birlik-Barış temelinde yeniden siyasi yön vermekti. Sayın Ümit Özdağ Bey de, tam da bunu yaptı, 2022’de Zafer Partisini Kurarak Türk Milliyetçiliği temelinde davaya yeni bir yol açmıştır. Akademik ve siyasi geçmişi ile Prof. Dr. Ümit Özdağ Bey, Türkiye’nin meseleleri konusunda yazdığı 45 kitabıyla, yine akademisyen ve siyasi geçmişi ile Dr. Sinan Ogan Bey de yazdığı kitapları ile Türk Milliyetçilerinin yüz akıdırlar. Kendi içimizden çıkan bu değerlerimize sahip çıkalım, kıymetlerini bilelim. Arkasında Türk Milleti’nden başka güvencesi olmayan bu siyasi hareket 40 gün sonra, 14 Mayıs 2023’te ATA İTTİFAKI olarak seçimlere girecektir. Onlar tarihten gelen sorumluluklarını yerine getirmektedir, peki ya kendini Türk Milliyetçisi gören ama ‘’güçlünün yanında ‘’ olmayı marifet sanan bazıları neye hizmet ettiklerinin bilincinde mi? Cumhurbaşkanlığı için Sayın Sinan Ogan Bey 111.508 imza ile ATA İTTİFAKI’NIN adayıdır. Türk Milliyetçilerinin içinden çıkan bu arkadaşlarımız, davalarının başarısı uğruna ileri atılıp karşılarındaki büyük mali kaynaklara sahip rakiplerine karşı Türk Milliyetçiliği adına azimle mücadele etmektedirler. Lise ve Üniversite öğrencilerinin yolladığı harçlıklarla mali sıkıntılar aşılmaya çalışılmaktadır. Gün gelmekte Sayın Sinan Ogan’a imza verenlere Sayın Ümit Başkan kitaplarını imzalayıp hediye etmekte. Gün gelmekte Ümit Başkan tesbih koleksiyonunu partiye yardım için hediye etmektedir. Bütün bunlar yaşanırken bu süreçte Türkiye’nin sürüklendiği var olma mücadelesinde büyük bir kesim de sadece tenkit makamında oturup dünyanın en kolay işini yapmayı, yani sadece eleştiri yapmayı seçmiştir. ‘’Marifet iltifata tabidir’’. Gün Türkiye’nin geleceği için taşın altına elini koyma günüdür. Marifet, Türkiye’nin siyasi geleceğinde Türk Milliyetçilerinin söz sahibi olmalarını sağlamak için yapılanma yani örgütlü mücadele etmek günüdür. Marifet, sadece konuşma değil, gereğini yapma ve sorunları göğüsleme günüdür. Ayrıca bu mücadeleyi kendilerinin daha iyi yapacağını söyleyenlere, hatta öne atılanları beğenmeyip ipe un serenlere sormak gerekir, öne çıkmak için sizler ne bekliyorsunuz? Sizi kim engelledi? Marifetlerinizi Türk Milleti’nin hizmetine sunmak için görev emrini kimden gelmesini beklemektesiniz? Seçimlere 40 gün var, Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanlığı için dört aday var. Türk Milliyetçileri için dört aday içinde ‘’Ne Mutlu Türküm diyene’’ diyebilenden daha önemli bir ölçüt olabilir mi? Bu ölçütü önemsemeyen, göz ardı eden, görmezden gelen Türk Milliyetçisi olabilir mi? HDP bir adayın yanında, HÜDAPAR diğer bir adayın yanında iken bu konuda başkaca bir söze ihtiyaç var mı? Gelelim bir de ‘’kazanacak aday konusuna’’, bunu söyleyenlere hatırlatmak isterim ki, Ruhi Kılıçkıran’dan başlayıp en son Sinan Ateş’e kadar binlerce gençlerimiz hangi maddi kazancın!!! hesabını yapıp da onun uğruna toprağa düştüler? Hangi maddi kazanç uğruna gençliklerini hapislerde geçirdiler? Hangi maddi kazanç uğruna sakat kalıp gelecekleri yok oldu? Hala vücudunda mermi taşıyan arkadaşlarımızdan damı utanmazlar? Üstelik davası uğruna canını bile feda etmiş cefa çekmiş nice gençlerimizin, yıllarca fikri önderliğini yapmış!!! eğitimcileri olarak Ocak Başkanlığı yapmış!!! Bazı fikir önderimizin!!! içimizden yetişmiş bazı Prof arkadaşlarımızın ‘’kazanacak adayı destekleyelim’’ diyebilmeleri nasıl hazmedilir? Bu gibi akıl tutulmaları izah edilemez, kabul edilemez ve içimize sindirilemez Ümit Özdağ Bey ve Sinan Ogan Bey ve yol arkadaşları, ileri atılmış Türk Milliyetçileridir. 14 Mayıs’ta, 2023 için, onlar kendilerine yakışanı yapmaktalar, taşın altına yalnız ellerini değil gövdelerini koydular. Türk Milleti olarak bilelim ki 14 Mayıs 2023 sonrası kim seçilirse seçilsin, Türkiye’yi bekleyen Ekonomik İstiklal Savaşı’dır. Bu acı gerçekle milletçe yüzleşmemize de 40 gün kaldı. 40 gün sonra bu günlerde halılında, seccadenin de altına süpürenler ortaya çıkacak. 1919’da Türkiye’nin içinde bulunduğu durumda tek çıkar yolu İstiklal Savaşı’nı yapmaktı. Aksi halde Türkiye’yi bekleyen tam bir egemenlik kaybı ile sömürge olmaktı. 2023’te Türkiye hızla ekonomik buhrana doğru gidiyor. Seçim sonrası Ekonomik İstiklal Savaşı için Türk Milliyetçileri bu acı gerçekleri göğüslemeye hazır olmalı. Sonuç olarak, 1919-1923 dönemindeki Siyasi İstiklal Savaşımız nasıl her şeyi göze alan Türk Milliyetçileri ile kazanıldıysa, 14 Mayıs 2023 sonrası bizi bekleyen Ekonomik İstiklal Savaşı’nın da yine Türk Milliyetçileri ile kazanılacağını bilelim. Özetle, asıl Türkiye’yi bekleyen, seçim kazanmanın çok ötesinde Ekonomik İstiklal Savaşı’nı göğüsleyecek kadroların hazırlanmasıdır. Bunu ancak siz Türk Milleti olarak yapabilirsiniz. ÜMİDİMİZ var ve OGAN gelmekte, yeter ki bizler millet olarak gerekeni yapalım.