Bir kitap dünyayı değiştirir mi, değiştirirse nasıl değiştirir? Pek çok olası yolu var: İktidar sahiplerini etkileyerek, kitleleri bir ideal peşinde sürükleyerek, ilgili ve bilgili kişilere ilham vererek, duygu ve düşünce dünyasına yenilik getirerek… Don Kişot’tan Prens’e, Orhan Veli’den Margaret Atwood’a bir zihin jimnastiği…
1.
Yıllar önce bir arkadaşımla yaptığım sohbeti hatırlıyorum. Her bir kelimenin zevkini çıkara çıkara, ağır ağır şöyle demişti: “Machiavelli, Prens’i yazmış olmasaydı, biz şu an başka bir dünyada yaşıyorduk…”
Nasıl bir dünya olurdu bu? İktidar sahipleri daha mı az kurnaz, daha mı ‘Makyavelist’ olurdu? Dünya daha mı güzel olurdu? Bir başka Machiavelli çıkıp bir başka Prens yazmaz mıydı? İktidar sahipleri amaca giden her aracın meşru olduğunu, meşru olmasa da meşru olduğunu kulaklarına fısıldayacak bir başka hayali danışman bulamazlar mıydı?
Arkadaşımın deyişiyle tek başına Prens bile kendi adına dünyayı değiştirdi.
2.
Geçenlerde dinlediğim bir podcast kaydı, aklıma bu sohbeti getirdi. Hollanda’nın NRC Gazetesi’nin kitaplar üzerine podcast’ı (artık yayında olmayan Tussen de Regels) dokuz bölümlük bir seride ‘dünyayı değiştiren’ kitapları konuşmuş. İlk sekiz bölüm geçmiş üzerine… Dokuzuncu bölümdeyse, podcast’ın konukları bugünden yarına bakıp, dünyayı değiştirmeye aday kitaplar üzerine kafa patlatmışlar.
Hepimiz listelere meraklıyız, sizi fazla sabırsızlandırmadan, söz konusu kayıtlarda değinilen kitapları sıralayayım. Önce geçmişte dünyayı değiştirdiği söylenen kitaplar:
- Machiavelli – Prens (Eh, biz de arkadaşımla boşuna konuşmamışız!)
- Virginia Woolf – Mrs. Dalloway
- Anton de Kom – Wij de Slaven van Suriname [Bizde de dünyanın geri kalanında da çok bilinmeyen bu kitap, Hollanda’nın sömürgeci tarihine ‘sömürülen’in gözünden bir bakış]
- Karl Marx – Kapital
- JD Salinger – Çavdar Tarlasında Çocuklar
- Simonde de Beauvoir – İkinci Cinsiyet
- Kafka – Dava
- Ayn Rand – Atlas Vazgeçti
Bu kitapların tümünün de dünyayı şu veya bu şekilde değiştirdiği söylenebilir. Söylemesine söylenir de önce şu soruyu sormak lazım: Bir kitap dünyayı değiştirir mi, değiştirirse nasıl değiştirir?
Birinci cevap şu: Machiavelli’nin Prens’inde olduğu gibi değiştirir. Dünyayı değiştirme gücü elinde olanlar, o kitapları okur ve etkilenirler. Yakın dönemde Samuel Huntington’ın Medeniyetler Çatışması böyleydi. Sun Tzu’nun Savaş Sanatı böyleydi. Hem Prens’i hem Machiavelli’yi kendi bünyesinde barındıran Kissinger’ın Diplomasi’si veya Dünya Düzeni de böyleydi.
İkincisi, kitleleri harekete geçirme gücü olan kitaplar… Bunlar da kitleler tarafından okunmasa dahi, onlara liderlik ya da rehberlik edenler açısından patlayıcı gücü olan kitaplardır. Sözgelimi ben Marx’ın yoğun teori içeren Kapital’ini değil de Engels’le beraber yazdığı Komünist Manifesto’yu listeme alırdım. Sonrasında gelen tüm devrimci hareketlere damgasını bu kitap vurmuştur. Çernişevski’nin Ne Yapmalı’sı da bu listeye dahil edilebilir; o kadar ki Lenin çok etkilendiği bu kitabın ismini kendi yazdığı kitaba de vermiştir. Mao’nun Kırmızı Kitap’ı, Gandhi’nin Hind Svaraj’ı, Bell Hooks’un Feminizm Herkes İçindir’i de benzer örnekler. Bizim yakın tarihimiz açısından da, Atatürk’ün etkilendiği, Grigory Petrov imzalı, Fin aydınlanmasını konu alan Beyaz Zambaklar Ülkesi’nde sayılabilir.
Üçüncüsü, yine kitleler tarafından okunmasa da dünyayı bilgiyle, deneyle, teoriyle değiştirme gücüne sahip kişiler tarafından okunduğundan, devrimci bir kapasiteye sahip olan kitaplardır. Listenin başına Charles Darwin’in Türlerin Kökeni’ni yazabiliriz. Freud’un Totem ve Tabu’su da bence buradadır. Rousseau’nun Toplum Sözleşmesi, İbni Sina’nın El-Kanun Fi’t Tıb’bı, İbn Haldun’un Mukaddime’si, Newton’ın, Kopernik’in, Tao’nun, Aristo’nun, Plato’nun, Gazali’nin kitapları da buradadır.
Dördüncüsü, benim en sevdiğim kısım… İnsanların duygu dünyasını, düşünce biçimlerini, hayal kurma, hayata bakma biçimlerini değiştiren kitaplar… Destanları; Odysseus, Binbir Gece Masalları, Şehname gibi anlatıları yerleşik düşünce biçimlerini temsil eden metinler/anlatılar olarak düşündüğümden kendi listeme onları değil, ana hattan sapanları dahil ediyorum ve bu açıdan bir numaraya hiç tartışmasız Don Kişot’u koyuyorum. Márquez’in Yüzyıllık Yalnızlık’ı, Mary Shelley’nin Frankenstein’ı, Tolstoy’un ‘Savaş ve Barış’ı, bizde Orhan Veli, Melih Cevdet ve Oktay Rifat tarafından yazılan Garip böyledir. Virginia Woolf’un Mrs. Dalloway’i değil de Kendine Ait Bir Oda’sı bana göre böyledir. Tolkien’in Yüzüklerin Efendisi ile JK Rowling’in Harry Potter serileriyle, 1930’larda Süpermen ile başlayan süper kahraman çizgiromanları (popüler kültüre damga vuran ve onları değiştiren güçleriyle) bence böyledir. Bunların tümü insanların hayal kurma biçimlerini devrimci bir şekilde değiştirmiştir (Elbette daha onlarca örnek de bulunabilir ama onları size bırakıyorum).
3.
Gelelim dünyayı değiştirecek kitaplara… Haliyle olağanüstü iddialı bir başlık bu. Geleceği göremediğimiz için neticeyi de asla bilemeyeceğiz; yine de tartışması zevkli bir konu.
Dinlediğim podcast’te her tartışmacı bir kitap seçerek bu başlığa katkıda bulunmuştu. Önce onları sıralayayım:
- Ta-Nehisi Coates – Dünyayla Benim Aramda
- Geert Buulens – Wat We Toen Al Wisten (Bu da Hollanda’da yazılmış, dışarıda bilinmeyen ve ekoloji üzerine devrimci düşünceler içeren bir kitap).
- Margaret Atwood – Damızlık Kızın Öyküsü
- Aleksandr Dugin – Rus Jeopolitiği
Bu kitaplar, benim sınıflandırmama üç aşağı beş yukarı uyuyor. Bir adet Prens benzeri kitap (Putin’in akıl hocası Dugin’in kitabı), bir adet hayal kurma yollarını değiştiren kitap (Atwood’un eseri), bir düşünce kitabı (bir babadan oğluna, siyah olmak ve gündelik hayatta ırkçılık üzerine mektup olan Dünyayla Benim Aramda), bir de kitleleri harekete geçirmesi beklenecek kitap (Buulens’in ekolojik felaketin gizli tarihini anlatan kitabı)…
David Graeber, David Wengrow – Her Şeyin Şafağı, İnsanlığın Yeni Tarihi
Elizabeth Kolbert – Altıncı Yok Oluş, İnsan Kendi Yarattığı Yok Oluşun Kurbanı mı Olacak?
4.
Gelelim esas soruya…
Saydığım bunca kitap dünyayı değiştirdi, tamam… Peki kitaplar bundan sonra dünyayı değiştirmeye devam edecek mi?
Bu sorunun çok geniş bir cevabı var. ‘Kitaplar bir format olarak geleceğe kalacak mı’dan başlayıp, ‘gelecekte değişimi insanlar mı belirleyecek’e kadar gidiyor.
Sizi bilmem ama ben kitaplar adına halen umutluyum. En azından kitapların barındırdığı hikâyeler ve fikirler adına… Şu kadarı bence hep mümkün: Bir insan bir kitap yazacak ya da bir şekilde bir hikâye anlatacak ve o hikâye dünyayı değiştirecek… O hikâye, o kitap, hiç olmazsa tek bir kişinin dünyasını değiştirecek. Az şey değil; en büyük değişim dünyaya o tek kişiden bile yayılabilir.
Bu muazzam bir güç… Aksi yönde bin türlü iddiaya rağmen, bir türlü silinip gitmeyen bir güç.
O güç böyle büyük olmasaydı, tarihimizdeki en önemli romanlardan biri “bir kitap okudum ve bütün hayatım değişti” diye başlar mıydı?
Yenal Bilgici Kimdir?
Yenal Bilgici, gazeteci. 1979 İskenderun doğumlu. Siyaset bilimi eğitimi aldı. 2000 yılında gazeteciliğe başladı. Nokta, Aktüel, Newsweek, GQ Türkiye, Habertürk ve Hürriyet’te çalıştı; yazılı ve görsel birçok başka mecrada yazdı çizdi anlattı. Siyaset, kültür, tarih üzerine röportajlar yaptı, yapmaya devam ediyor. 2022 Ocak’ında Türkiye’de son dönemde yaşananları hakikat-sonrası çerçevesinde ele aldığı “Memlekette Tuhaf Zamanlar – Hakikat Sonrasıyla Geçen İki Binli Yıllarımız” isimli eseri Doğan Kitap’tan yayımlandı. 2019’da tarihçi İlber Ortaylı ile “Bir Ömür Nasıl Yaşanır” isimli, büyük ilgi gören bir nehir röportaj kitabı yayımladı, bu kitabı 2022 Şubat’ında yine Ortaylı ile söyleştiği “İnsan Geleceğini Nasıl Kurar” takip etti. Özellikle Avrupa gündemini takip etmeyi, toplum ve teknolojinin kesişiminden türeyen yeni dünya üzerine düşünmeyi, edebiyatı ve bir de bloglarında ‘Eski Usul’ ve ‘Tuhaf Zamanlar’ yazmayı seviyor.
Kaynak ( İktibas) https://www.gazeteduvar.com.tr/