
Türkiye’de pek çok kimse Türkçenin Latin harfleri ile ilk kez bundan 94 yıl önce, ancak Yeni Türk Alfabesi Kanunu’nun kabul edildiği 1 Kasım 1928’den itibaren yazılmaya başladığını sanır.
Oysa gerçek hiç de böyle değildir.
Türkçe 1928’den çok önce yabancılar tarafından Latin harfleri ile yazılmıştır.
Türk dilinin yazımı için Latin alfabesini kullanan bu yabancılar, Avrupalı seyyahlar, misyonerler, diplomatlar ve bilim adamları yani Türkologlar idi.
Bilgilerimize göre, Latin alfabesi Türkçenin yazımı için ilk kez bundan 719 yıl önce kullanılmıştır. XIV. yüzyıl başlarında Aşağı Volga bölgesinde Kumanlar (Kıpçak Türkleri) arasında Hıristiyanlığı yaymaya çalışan Fransiskan misyonerleri, vaazlarında kullanmak üzere Türkçe öğrenmişler ve birçok dinî metinleri Latin harfleri ile Kuman (Kıpçak) Türkçesine çevirmişlerdi.
Latin harfli bu Türkçe metinleri içeren kitabın adı Codex Cumanicus’tur, anlamı da “Kuman Kodeksi”dir. Yazımına 1303’te başlanan bu yazma kitapta ayrıca Latince, Farsça ve Türkçe gramer paradigmaları ile sözlükler, bir de Türkçe-Almanca söz listesi vardır.
Kuman Kodeksi’ndeki Türkçe metinler birçok elden çıkmıştır. Kodeksin ilk 110 sayfası Alman misyonerler, kalan kısmı da İtalyan papazlar tarafından yazılmış olduğundan eserdeki Türkçe sözlerin yazımında tutarsızlık ve düzensizlik göze çarpar.
Kodeks’te birçok kelimenin bugünkü imlâları ile yazıldıkları görülür: ant, araba, at, ata, ay, balta, bir, bu, bulut, buz, dost, erdem, eski, et, fil, garip vb. gibi.
Bazı kelimelerin yazımı da bugünkü yazılışlarına yakındır: alti (altı), ayas (ayaz), ayac/ayach (ayak), arri/ari (arı, yani temiz), azik (azık), bahali (bahalı, yani pahalı), barmac (barmak, yani parmak), bardac (bardak, yani testi veya sürahi), ogul/oul (oğul), ojun (oyun) vb. gibi.
Nitekim ikinci resimde orman, ağaç ve yol kelimelerini ve üçüncü resimde kar yagar, kar yagdı, kar ve at kelimelerini okuyabilirsiniz.
Kaynak: Talat Tekin, Tarih Boyunca Türkçenin Yazımı, Simurg, Ankara, 1997