Merhaba sevgili okur,
Bu haftanın şair konuğu şiirlerindeki tılsımı okuduğunuz anda sizi içine alan şiirleriyle, benim de beğeniyle takip ettiğim ender şairlerden sevgili hocam Öner Fikri.
1954, Taşkent / Konya doğumlu.
İlk ve ortaokulu Kayseri’de, liseyi Ankara’da bitirdi.
İstanbul Teknik Üniversitesi Madencilik Fakültesinden mezun olan şair Zonguldak’ ta faaliyet yürüten Türkiye Taşkömürü Kurumunda maden mühendisi olarak görev yaptı.
Öner Fikri şiirlerinin en önemli özelliklerinden biri yaşayan ve capcanlı varoluş şiirleriyle öne çıkmasıdır.
Öner Fikri şiirleri, az sözcükle çok şey anlatan şiirlerden. ‘’Şiir kuş gibidir, tüy gibi değil. Uçmalı ve konmalıdır. İyi şiir bilinçaltının kapısını aralayıp girmeli.’’ diyerek! Özetler, şiiri.
Şair ölümlü olmanın gerçek armağanı olarak, unutulmayışa adını yazdıracak olan şairlerden.
Kendisine esenlikler dilerim.
Haftaya buluşuncaya değin iyilikler ve güzelliklerle kalın. Sevgilerimle.
Kitapları;
Yaşasın Edebiyat dergisinde yayımlanan şiirlerini Uydum Suyun Aklına (1995) adlı kitabında topladı.
Düşer Suya Kırılır kasım 2017 Yazılı Kâğıt Yayınları.
Varlık, Sincan İstasyonu, Lacivert, Edebiyat Nöbeti, Yaşasın Edebiyat, Yaşam Sanat, Nif Sanat, Lirikler gibi dergilerde şiirleri yayımlandı.
UYDUM SUYUN AKLINA
Sabah,
Uydum suyun aklına
İndim dereden aşağı
Denize kadar.
Söğütler sarkmış
Meramını anlatıyor.
Rengin renge bakışı
Sıcacık, koklaşacak
Çitlembik, köknar.
İndim.
Yol üstünde
Dünden kalma
Dertleriyle insanlar.
Uzakta deniz,
Kendi göğüne ayarlı martılar
Bu mavi, bu haziran
Bu güneş.
Çıldırtacak bir uyum
Neye baksam
Nice bir faslını geçtim
Tılsımına bürünüyordu akşam.
**
KADIKÖY ÇARŞISI
Ölü balıklarını satardı balıkçı.
Çocuk, öksüz kavurmalarını yerdi.
Bense evvel zaman piyadesi
Siner kuytusuna çarşının
Sınıf değiştirirdim.
Şimdi uzak sofralarda
Adım anılır, ağlarım.
**
KUŞ İKLİMİ
Bu hangi kuş iklimi ki
Gelip tünemişler dalıma
Ben bunların anlamadım dilinden
Süleyman yetişsin imdadıma.
**
ÇEŞMELERİN TAŞLARI
Yapraksız bir ağaçtan iniyoruz güne
Buğulu aynalardan geçiyoruz yorgun.
Ayaklarımız kızgın kumunda çöllerin,
Şaraptan, tütünden nasipsiz…
Kanatsız kuşlar gibi durgun
Tırmandıkça uzayan bu yokuşta
Susamış bakıyoruz.
Çeşmelerin taşları kuru.
**
DİLEK
Kırık umutların
Beslendiği
Kör kuyularda
Düşlerimiz
Ağlayarak uyandığımız…
Özlenen bir haber gibi
Çıkıp gelseydin
Elimden tutsaydı sözlerin
Kurusaydı üstümde
Teninin tuzu
Işısaydı
Ekmeğimiz, suyumuz.
**
ADANA
Uyanıyorum
Ilık yüzün aklımda
Usulca sıyrılıyorum
Tavan arası yalnızlığımdan
Dışarda
Hallice bir haziran
Esmer yağmurlar
Vuruyor yüzümüze
Esmer fırtınalardan
**
GÜZ GÜLÜŞÜ
ara beni diyordu;
bir uyumlu yabancı
ara,
salaş meyhanesinde
sokakların,
ince bir güz gülüşü
yüzünde,
güneş sazlıklarda
sarhoşken ara
saçlarının lülesinde
bir eylül sonu
şiirin
çoğalırken sonbaharla.
**
ÖNER FİKRİ
Elinin ermediği garip boşlukta
Yaşadı onca soylu ve uzak
Olsaydı bir diyar gidebilirdi
Sustu hep doğmamışla bakışarak.