Merhaba sevgili okur,
Bu haftanın şair konuğu sevgili Aziz Kemâl Hızıroğlu 1949 Adapazarı doğumlu.
1967 yılında Kuleli Askeri Lisesinden, 1971’de İstanbul Üniversitesi İngiliz Dili ve Edebiyatı bölümünden mezun oldu. 1980 yılına dek askeri kütüphane ve okullarda asker-öğretmen olarak görev yaptı.
1980’de yüzbaşı rütbesindeyken siyasal gerekçelerle tutuklandı ve 1984’te ordudan ihraç edildi. 1985-1996 yılları arasında felsefe ve ekonomi politik çevirileri yapan Hızıroğlu, 1985’ten itibaren çeşitli vakıf, dernek ve sendikalarda kurduğu İngilizce atölyelerini yöneterek, grup dersleri vererek ve yarı – gün çeviriler yaparak yaşamını sürdürüyor.
2000’li yılların başında iki dönem TAV’ın (Toplumsal Araştırmalar İçin Vakıf) Kartal Şubesi’nde eğitim ve kültürden sorumlu yönetici olarak görev yaptı.
Şiir ve yazıları 70’li yılların sonundan itibaren edebiyat, sanat ve kültür dergilerinde görünen şairin ilk şiiri, 1962’de Adapazarı’nın günlük gazetelerinden Gürses’te yayımlandı.
Aziz Kemâl Hızıroğlu Türkiye Yazarlar Sendikası, Edebiyatçılar Derneği ve PEN Yazarlar Derneği üyesi. 1989’da Cahit Sıtkı Tarancı şiir yarışmasında ikincilik ödülü aldı.
ÇIĞILTI
hiç gitmiyor çocukluğum
gazete sattığım sokaklardan
haliç tersanelerine yürüyen
erken yaşlanmış işçilerden
tanığımdır örgülü saçları güneş
göğsü yavru kediye liman
kara gözlü bir kadın işçi
çocukluğuma gazete ısmarlayan
nasırlı ellerini saçlarımda bırakan
yorgun ağabeyleri hiç unutmadım
birbiriyle yarışırcasına
gazeteliğimi boşaltan
eve erken dönmek ne güzeldir
okul çantasını telaşsız hazırlamak
kazandığını annene verirken
kendini koca bir adam sanmak
hiç gitmiyor çocukluğum
eskidiğini sanan yüzümden
günbegün başkasının ayakları
bensiz başlıyor sokaklara
camlardaki çığıltım bu yüzden…
**
ARPA BOYU
hakikat saklıdır bir yerde
cam yapılır kırılır gene yapılır
kum suskuya post bırakır
çekilir tenden gül vakitleri
yüzleşecek kimse kalmaz
hüzün zambağa sarılır
kalemin döküm yeridir kağıt
mektup boyu yılkı dil
söz yarası düş kanatır
yüzde ters döner zaman
uçuruma eğildikçe sevinç
acıyan yer göğe yaslanır
gün gelir arpa boyu yol
aşk aşkla sınanmıştır
ömrün acısını su alır
**
GELEBİLSEYDİNİZ
güzleri sizin için yeşilledim
yerle birdi kentleriniz
anlamadınız gülüşümü
şaşırdı kaldı gözleriniz
ne çok şiir doldurdum
delik deşikti sokaklarınız
bir selamlık durdunuz, sonra
yürüdü gitti ayaklarınız
bir arayış türküsüydü
sıvası dökük evlerde yokluğunuz
gelebilseydiniz nasıl da sevinirdi
yorgun yalnızlığımız