Merhaba sevgili okur,
Bu haftanın şair konuğu sevgili Eylem Müştekin. 1975 Ağrı doğumlu. İlk ortaokul lise eğitimimi Datça da tamamladı.
Uludağ üniversitesi eğitim fakültesi mezunu olan Eylem Müştekin Teknoloji ve Tasarım Öğretmeni olarak yaşamını Adana’ da sürdürmektedir.
EYLEM MÜŞTEKİN ŞİİR ÜZERİNE DÜŞÜNCELERİ;
Okul sırasına ” annemi çağır’ diye yazmakla başladı kaleme tutunmam, o günden sonra hep yazdım.
şiirin sesle kendini gösterdiğini düşünüyorum duymak gerek o sesi. Dışarı çıkar ya çoğaltarak yada azaltarak kendini, çünkü içine dar gelmiştir.
İçimizin gözbebeğidir ve ben duyuyorum duydukça yazıyorum, bazen gökyüzüne bakarken bazen ara bir sokakta bazense bir yasemin kokusunda.
…
benim annemin eti yok
yedi yaşında bir kız çocuğu
aynaya dökülmüş sırları
çene dağıtan
gönül eğlendiren
derdine derman
siyah tülün ardında
gömlek giyerdi
hiç sesi çıkmazdı
çıplaktı açık pencerede kolları
çığlığını güç tutardı
tanrı aşkına
yukarı kaldırırdı başını
eti düşerdi annemin
yer açılsın diye
koyardı başını kucağına
üzülürdü
üç ağaç kesildi ormanda
dağılan saçlarına
iltifatlar ederdi
bir kaç kez öperdi
acıydı dili
sorarlarsa
çiçek gibiydi
üstü başı
kayalar almıştı annem
sevinmiş miydi
üzülmüş müydü
paket paket sigarası vardı
keseledim vermemişti ellerini
çok kapıları vardı konuşacak
hiç topallamadı
gümbürtüyle açılmadı
camlarından akmadı gözyaşı
güçlüydü dişleri
yüreği ağzında yürürdü
bir sayı dizisiydi annem
koşardı
yetişemezdim
kaldırırdı başını
eti düşerdi
yabana atılmaz
bir sus kalırdı
hiç eti yok annemin
yedi yaşında bir kız çocuğu
**
.
Bahçe
seksen yaşında kocakarı
avuç avuç kör
sarı kahverengi kızıl
yeşil gözyaşları
cennetin en güçlüsü
duvağı
öpüyor yuvasını
tomurcuk kök kokusu
upuzun incecik kuru çiçek
üstelik sarı
bolluk bahçesi
bir isim
bir parola
bir uzun durmak var içimde
bacaklarım parçalanmış
balcık kokuyor
kıvrak değil ki dilim
zurnasını çalacak ağaçlar
baktı herkes
ben baktım
derin uykuya dalacak bahçe
duydum
ev yakın diyor biri
şeker sayıyorum
sevip sevmediğinden değil
gülünce çıkıyor gamzelerim
**
.
Antigone Antigone
susma
bir akıl ver
kurtlar hünerlidir pusu kurmada
kurbanım ben
alımlı bir dağ
bir dil ver
geceyi kim görür
ateş harlanmayı sever
söndürme
gözümün nuru eteklerin
zehire kesti
kimimiz kimsemiz yok
dolup taştı serimde güneş
acaba sorsam mı
ölüme kırpmadan gözlerimi
kadın deli
duman kadar güzel
tanıştım kanlı çığlıklarıyla
kanlı çığlıkları
kırmızı eteği
kaç çatışma
Antigone
kızışıyor can pazarı
susadım
ateşini devret
esmeden yel
**
öyle ya
kimin yoktur ki
ilk tozlanan
kör bir penceresi