Merhaba sevgili okur.
Bu haftanın şair konuğu sevgili Feyyaz Kadri Gül, 1951 Ceyhan doğumlu Orta ve lise öğreniminden sonra, Ankara Gazi Üniversitesi müzik bölümünü okudu.
Yurdun çeşitli yerlerinde müzik öğretmenliği yaptı . Şimdi, emekli öğretmen olarak Adana’da yaşamını sürdürüyor. Babasının edebiyat öğretmeni olmasının zengin bir kütüphanede kitaplarla haşır, neşir olmasına ve şiire olan tutkusunu çoğaltarak, şiirle gönül bağının kuvvetlenmesinde çok büyük etken olduğunu söylüyor.
1970 ‘li yıllarda Ankara’da, o günün popüler şairleriyle dostluklar kurdu, şiire olan tutkusu, bir şair kimliğine dönüştü. Kimler yoktu ki iletişim içinde olduğu şairler arasında Ahmet Erhan, Ahmet Telli , Cahit Külebi, Hüseyin Ferhat , Salih Bolat , Adnan Yücel … Adana’ya geldikten sonra Duran Aydın, Mustafa Emre, Çetin Boğa…
Öğretmenliği sürerken , birçok edebiyat dergilerine abone oldu , şair dostlarla , yazarlarla yazıştı , şairliğini geliştirdi .Şiir – müzik kardeşliğinin verdiği güçle iki şiir kitabı çıkardı daha önce: Majör Şarkı, Kırık Lir. Müzik öğretmenliğinin verdiği duyarlıkla, şiirde lirizmin ( müziğin, akıcılığın ) peşinde oldu. Çektiği sıkıntı ve acıların, şiir yazması için bir sebep olduğuna inandı hep.Anımsadığı kadar iletişim içinde olduğu şiirlerinin yayımlandığı edebiyat dergileri : Yaba, Kıyı, Karşı, Çağdaş Türk Dili ,Söylem , Turunç , Aykırı Sanat, Ardıçkuşu , Yaşam Sanat , Şehir , Ekin/Sanat v.b. Şimdilerde, çoğalan şiir dosyalarından bir kitap oluşturma çabası içinde. Sanat olmaksızın, yaşam sevgisinin eksik kalacağını şiirin, sanatın ışığının günlerinizden eksik olmasın diyerek, buradan tüm sanatçı dostlarına selam ve sevgilerini iletiyor.Kendisine şiir ırmağından ölümsüzlük denizine doğru sonsuz akış diliyorum…
**
KÖTÜCÜL VİRÜS
Kötücül bir virüs
ölümcül imgelerle
tutsak kıldı gönlümüzü
Zehirli bir sarmaşık örneği
kendi özümüzde
sorgulayalım tözümüzü
Baş dönmesi tadında
her sözcük şimdi
insan insandan uzakta
**
YENİ BİR HEVESLE
Mahmuzlayarak dilin sağrısını
acısını azaltmak istiyor şair
gün doğarken
dokunmak için başka yüreklere
Yağmur yağan bir ülkede çiçeklenmek
çeneleri sürgülü
suskunlukları karlı dağ
olan yalnızlıkları aşarak
Yeni bir hevesle
katılmak için dirime
**
ACI DENİZ
Kederle korlaşan taşları
başmış bağrına
Kan çanağına dönmüş
gözleri uykusuzluktan
Daha nice germeli ozan
yüreğinin tellerini
Acı bir denizi içiyor sanki
Odysseus’un kupasından
**
DIŞLIKSIZ
Davul patlağı
zurna zırtı bir dönencede
Halaya dursa ne çıkar
şu çıtkırıldım sözcükler
Ağzımızın tadı
yüreğimizin dermanı yok
Günde yüz kez
kök salsa yıldızlar
Gökte mavilik
yeryüzünde dışlığımız yok
**
YOKSULLUK
Cep delik
anladık da
Yüreğinde sevgi yoksa
asıl yoksulluğun budur işte