KÜLTÜR SANAT

Neslihan Dağlı ile Seçkin Şiirler’de Mahire Taş

Merhaba sevgili okur,

Bu haftanın şair konuğu sevgili Mahire Taş. Maraş Elbistan doğumlu. İlk ve ortaokulu Elazığ‘ da Liseyi Ankara´da okudu. Fırat Üniversitesi Kimya Mühendisliği mezunu olan şair uzun yıllar Tekirdağ‘ da çalıştıktan sonra yurtdışına yerleşti.

İlk kitabı’’ Tipi Değmiş Düşe’’ 2004 yılında Adana Özgün yayınları , ikinci kitabı ‘’Aşk İle’’ 2016 yılında Şiirden Yayıncılık ve üçüncü kitabı’’ Pencere ‘’ Klaros Yayınları tarafından 2019 yılında yayınlandı.

MAHİRE TAŞ’IN ŞİİR ÜZERİNE DÜŞÜNCELERİ;

Üçüncü şiir kitabım Pencere‘ nin girişinde şu epigrafım var:

 “bu dünyanın derdi de/devranı da baki efendim/ yol bize gelmez/ biz yola turab gidelim” yaşama bakış açımın da şiire bakış açımla aynı olduğunu düşünüyorum. İkisi de “eksiklik“ ve “ol“ mak üzerinde gelişiyor.

İnsanın insanı neredeyse unuttuğu teknolojik bir hız çağından geçiyoruz buna kişisel bir tepki olarak daha çok şiirlerimde anlam ve insani ögeleri öne çıkarmaya, sorgulamaya çalışıyorum.

Şiirlerime yaşadığım duygu yada düşüncenin içine girerek onlarla yüzleşerek yazdığım için yaşamın bende yansıyışının dili de diyebilirim.

**

Sisifos

şimdi sana bakıyorum

yüzündeki renge

yeşili hiç mi özlemezsin

şu kıyım mevsimlerinde

yolumun üstündeki taş han

avutma kendini

çiçek nedir ki dilinde

.

hiçliğin başlangıcıydı

gidip geldiğin

yokluk mesafesiydi

varıp varabileceğin

yorulmadın yine de

düğümler taşımaktan

dar sokakların

tenha anlamlı eşiklerine

.

daha da solarsın sen

için için

eskiyen yüzünün kıyısını

toplarken sesin

.

günlerdir koyulaştır

diyorsun ya kendini söyle

sığamadığın nedir

arafın orta yerinde

**

.

Sır

yalnızlığın yalın hali

geçerken zamanın gramerinde

taş avluların sessizliğine

düşüyor yankım

ömrümce suyun sadeliğiydi aradığım

alçakgönüllü imgeleri

sevmiyormuş hayat

anladım

.

yüzünün yarısı sır

öteki yarısı ayna

incecik ezgiler eşliğinde

incecik ayaklanma

hadi dök kırılmalarını

insan yakışmalı uçurumlarına

.

benzer düşler peşinde

koşulmaz ya a gülüm

fasit dairelerde çırpınan

karıncaları düşün

sığ sularda dolansaydı yüzün

büyür müydün

.

tohum döke döke

yol alır gül … anla

**

.

Pencere

ağaçların derinliğinden geliyorsun

kar taneleri dökülürken yüzüne

.

yüzün cam kırıkları

bütünleyen öznenin

dirençli aynası

.

çimen kokuları taşıyorsun

yemyeşil kayboluşların içine

kendine özlem, kendine uzak

.

güldü gönlünde biriktirdiğin

nasıl bir duvar bu

aramıza ördüğün

.

gidersen yol senin kendim

bırak dilsiz kalsın pencere

Arkadaşlarınızla paylaşın

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu
error: Uyarı: Korumalı içerik !!

Reklam Engelleyici Algılandı

Sitemizden en iyi şekilde yararlanmak için lütfen reklam engelleyicinizi kapatınız.