Merhaba sevgili okur,
Bu haftanın şair, yazar konuğu sevgili Yusuf Alper, 10 Mart 1956 yılında Erzurum’da doğdu. 1972 Hacettepe Tıp Fakültesin mezunu.
1981’de Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Psikiyatri Anabilim Dalı’nda uzmanlık öğrencisi olarak göreve başlayan Yusuf Alper, 1985’te uzman, 1991’de Erişkin Psikiyatri doçenti, 1998’de de profesör oldu.
1985-1987 yılları arasında Ege Üniversitesi Psikiyatri asistanlığının ardından 1987-1989 yılları arasında zorunlu hizmetini Muğla Devlet Hastanesinde tamamlamıştır.
Yusuf Alper, 1989 yılında itibaren görev yaptığı Ege Üniversitesi Tıp Fakültesinde Psikiyatri Anabilim Dalı görevlisi olarak hizmetini sürdürmüş, Edebiyatçılar Derneği ve Türk Psikiyatri Derneği üyesi olmuştur.
İlk şiirini 1975 yılında yayımlayan Yusuf Alper, şiirlerinde toplumsal bir varlık olan insanın bireysel-içsel sorunlarını, iletişimsizliklerini, toplumsal baskıların, zulmün, insanı etkileyişini Lirik ve özgün bir anlatım ile işlemiştir.
Ayrıca, şiir sorunları, şiirin oluşum süreci, yaratıcı-sanatçı psikodinamiği, yaratma süreci, yaratıcı kişilik gibi konular hakkında kitapları da bulunmaktadır..
ŞİİRLERİNİN YER ALDIĞI DERGİLER:
Ilgaz, Türk Dili, Oluşum, Sesimiz, Dönemeç, Türkiye Yazıları, Ankara Sanat, Yusufçuk, Somut, Varlık, Yazko-Edebiyat, Yeni Düşün, Broy, Karşı, Şairin Atölyesi, Yeni Biçem, Dize, Düşler, Poetik’us, Çağdaş Türkdili, E Dergisi, Akatalpa, Yasakmeyve, Ünlem, Şiiri Özlüyorum, Hayal, Kitaplık, Özgür Edebiyat, H. Gösteri, Sincan İstasyonu, Eliz, Şiirden, Kurşun Kalem, Caz Kedisi, Sarmal Çevrim
YUSUF ALPER’İN ŞİİRE DAİR DÜŞÜNCELERİ:
Şiirle ilk tanışmam çok küçük yaşlarda, okuma yazmayı henüz bilmeden şiir ezberletilerek oldu, diyebilirim. Tabii bunu gerçek şiirle tanışma olarak görmek olası değil. Asıl tanışma üniversiteye başladığımda oldu.
Sanırım önce üst düzey kitaplarla tanıştım. İlk tanıştığım şairlerden biri Neruda’ dır. 20 Aşk Şiiri ve Umutsuz Bir Şarkı. Döne döne okuduğum kitaplardan biri oldu bu kitap. Tabii bizden Yunus Emre, Y. Kemal, A.Haşim, C. Süreya, N. Hikmet, Necatigil, N. Fazıl, C. Sıtkı, Dıranas, Tanpınar, Garipçiler, II. Yeninin bütün soylu şairleri. 60 Dönemi’ nin önemli şairleri. Dönemin yazın dergilerini çok sıkı izliyordum.
Yazma açısından bakacak olursak, lise yıllarından beri çeşitli karalamalarım oluyordu ama ilk kez üniversiteye başladığımda, Nobel ödüllü Neruda ile yakınlıklarımı fark ettiğimde yaptıklarımın ciddiyetini anladım.
Benim de bir yaram vardı ve ben de içimdeki yaraya bakarak şiirler yazacaktım. O nedenle ilk kitabımın ilk sayfasına Ritsos’tan o dizeleri alıntıladım. Yine çok iyi fark ettiğin gibi hemen ilk şiirde de Yunus Emre’mizin soluğu duyumsansın istedim.
Yunus da bir acılar tecimeniydi ve ayaklarını bu toprağa basmış, bu halkın içinden ama tüm evrene seslenebilen bir şairdi. Bir kum saati gibi ömrümüz dedim çünkü zaman akıp gidiyordu ve zamanı durduramıyorduk. O nedenle yaşamı çoğaltmalıyız dedim. Bunları yaklaşık 20 yıldır şiirle didişen biri olarak değil 20 li yaşlarda dedim.
Bugün geriye dönüp baktığımızda biraz fazla bilgece bulunabilir. Yeterince çılgınlıklar yapmamış birinin felsefesini yansıttığı söylenebilir. Ne yapalım ki öyledir. Acıdır ama öyledir. Altı Yaşlarında’’ Yol kıyısında küçücük Buda ‘’ idim. Kimseler git çocukluğunu yaşa demedi, diyemezdi. O nedenle ‘’ Ne zaman büyüyen bir çocuk görsem / Yeniden vurulurum ‘’
Duyarlı, insanın insana yaptıklarını, zulmü, ikiyüzlülüğü, yalancılığı, dolandırıcılığı çabucak gören ama hiçbir şey yapamayan bir çocuktum. Bütün çocuklar gibi. Ama raslantıyla bütün çocuklarda olmayan, bazı çocuklarda olan ‘’ Çığlığımı çığ gibi büyütme yetisi ‘’ vardı bende.
‘’ Ve yonttum kalemimi çığa sapladım / Çığlığımı çığ gibi büyütmek için. ‘’ Bu insana yakışmayan hayvan dünyasını biraz güzelleştirebilmek için, insanların biraz daha güzel bir dünyada yaşamalarına katkıda bulunmak için. Çorbada benim de biraz tuzum olsun için. Bir şey yapabildim mi bilemem? Bugünkü şiir ortamına baktığımda zaman zaman karamsarlığa kapılmıyor değilim ama evrendeki tüm
insanların okuması için yazdığımı, sadece bir kişinin okuyabileceğini bilsem de yazmak zorunda olduğumu biliyorum. Bu da yaratma sürecinin olmazsa olmaz koşulu. Yaşamla şiir işte böyle buluştu. O çocuk büyüdü (çocuk kaldı), genç oldu. Eli kalem tuttu, kendisinin ve toplumun yaralarını fark etti ve yazdı.
Sonra gelsin yaralar, kanamalar yazılsın şiir. Yaşadığımız ülkede acı verici olay, insanlık durumları bu kadar çok oldukça şiirle buluşmak hiç zor olmayacak.
KİTAPLARI:
Yusuf Alper ‘in; Kanayan Şiirler (1985), Zamanın Kırılan Aynasında (1989), Yaldızlı BirYanılsama (1994), Yeryüzüne Vuran Telaş (1995), Şimdi Hangi Irmakta (1998),Dalgaların Sesiyle (2001), Derin Uğultu (2005), Oynayan ve Avunan (2007), Zamanı Geçtim (2011), Yolda (2014), Dünyanın Gürültüsü (2016), Bir İnsan Sesi Duymak (2018) ve Hüzün Bir Duruştur (2020) adlı on üç şiir kitabı yayınlanmıştır.
İlk sekiz kitabını içeren toplu şiirleri Giderim Giderim Dünya Yuvarlak 2008’de yayınlandı. On üç kitabının tümü Sonsuza Akan Irmakta adıyla yayınlandı (2021). Şiir üstüne yazıları ve konuşmalarını topladığı Şair Her Zaman adlı deneme kitabı 2005’ de okuyucuya ulaştı.
Sanatçı psikodinamiği, yaratma süreci, yaratıcı kişilik vb. konularda da yazılar yazan Alper’in bu yazılarını topladığı Şiir ve Psikiyatri Kavşağında (2001, 2010) , Psikanaliz ve Aşk (2003, 2012, 2016) ve Psikolojik ve Psikodinamik Açıdan Nâzım Hikmet Şiiri (2005, 2007), Psikodinamik Açıdan Ahmet Erhan Ve Şiiri (2006), Psikodinamik Açıdan Cemal Süreya Ve Şiiri-Annem Çok Küçükken Öldü (2008, 2018),
Psikodinamik Açıdan Haydar Ergülen Ve Şiiri (2010), Psikodinamik Açıdan Metin Cengiz Ve Şiiri (2010),Psikodinamik Açıdan Enver Ercan ve Şiiri (2015) ve Uçurumlardan Geçerek Gelirim Sana-Psikodinamik Açıdan Ataol Behramoğlu Ve Şiiri (2019) , Türk Şiirinin Psikanalizi (2021) adlı kitapları vardır.
ÖDÜLLERİ:
2018 Kemal Özer Şiir Ödülleri’- “Onur Ödülü” verilmiştir. . ‘Şimdi Hangi Irmakta’
ile 1999 Orhon Murat Arıburnu Ödülleri- Sabahattin Kudret Aksal Şiir Özel Ödülünü aldı.
‘Zamanı Geçtim’e Çağşad 2012 Abdülkadir Bulut Şiir Özel Ödülü verildi. Yolda ile de
2014 Yunus Nadi Şiir Ödülü’ne değer görüldü.
YOLDA
.
Uzaktan geldiler birden, o portakalın yanından
Düştü düşecek denize top gibi
Geldiler ve kaldılar sonsuza kadar
Onların yerleri yoktu, gariptiler
Uzaktan geldiler birden, ufkun ötelerinden
.
Daha dünkü çocuktular bu evren boşluğunda
Anne dizi dibinde neşeyle yuvarlanan
Şimdiyse hüzünlerden hüzün acılardan acı beğendiler
Yaşamı gelip de gidememek bilenler
Gidemeyenler, gitmeyenler
.
Pastırma yazlar uzadı, uzaklaştı aşklar
Kemale erdi yaşam virajı döndü atlar
Sür sür dörtnala bitmez bir yarışta
Rahvana çevirmek vardı hayat koşusunu
Atım yorulmasaydı yorulmazdım asla
.
Menzile ne kadar var, bilemiyorum
Kim bilebilir ki zaten bu bir piyango
Kim yokuşun dibinde kim dağın başında
Ama yolda mutlaka yolda
Kim gider kim kalır, bilemiyorum
.
Bulanık bir suda balık avlar gibi
Dağ başında göz gözü görmez siste
Karanlıkta bitimsiz zifir gecede
Mezarı başında genç ölen bir kardeşin
Menzile ne kadar var menzil nerede
.
Hayat yüzüme gözüme bulaştı bir kere
Gönderen gönderdi şimdi geri almıyor
Alsın mı diyorum, asla, ama almıyor
Yüzümü gözümü yıkıyorum tarıyorum saçlarımı
Saçlarım daha beyaz daha az
.
Hayat yüzümden gözümden durmaksızın aktı
**
ACILAR ALIR SATARIM
.
Siste çalan bir çan gibi
Öyle her şeyden uzakta
Öyle boşlukta dal gibi
Konuk gibi yeryüzüne
Bir garip gelmiş giderim
.
Ben acılar tecimeni
Acılar alır satarım
İçimde ağrılarımla
Bir hüznü durmasız okşar
Öper çoğaltır satarım
.
**
BÜYÜMEK
.
Büyümek kaçınılmaz bir sondu
Ve ne zaman büyümeye başlasak
Elimizden bir oyuncak alındı
Bir acı tutuşturuldu
.
Hüzün her zaman yakamızdaydı
Kurumuş yapraklardı anı defterlerinde
Sevgilinin bakışlarındaydı, önlüğündeydi
Yürüyüşünde, gülüşündeydi hüzün
.
Ben ne zaman büyüdüysem vuruldum
.
Ne zaman büyüyen bir çocuk görsem
Yeniden vurulurum