Bizim Gazete 1 Eylül’de ilk sayısıyla geliyor. Her hafta Perşembe günü matbaadan çıkacak olan Bizim Gazete on binlerce insana ulaşmak, onların yaşamına girmek üzere çıkıyor.
İnternet çağının sağladığı fast food bilgi, haber, eğlence çağlayanıyla, malumatfuruş ‘uzmanların’, ağır abilerin derin analizleri arasında sıkışıp kaldık.
Küçümsenecek şey değil: Dünyanın öbür ucunda ya da burnumuzun dibinde kuş uçsa önümüze düşüyor. Bazen yalan yanlış aceleye getirilmiş haberler olarak, çoğu zaman da tam yerinden yetiştirilmiş birinci ağızdan tanıklıklar olarak.
Küçümsenecek şey değil: Azımsanmayacak bir kısmı düzenin çarklarından sıyrılmış akıllardan oluşan uzman ve çalışkan kişiler ilk bakışta görülemeyecek olanı “bir tık” mesafeye getiriyor. Bazen çok sıkıcı, bazen açıkça yanıltıcı görüşlerini bıkkın okura yedirerek, bazen de yalanlarla oluşturulmuş sis perdelerini cesurca dağıtarak.
Ana akım medya neredeyse bütünüyle okuruna bir şeyler vermek için değil, bir şeylerin üzerini örtmek için çalışıyor.
Yeniden, heyecanla, halkla buluşan bir gazete
Bir dönem neredeyse kendini kendi çöplüğünün horozu ilan etmiş büyük gazeteler, kendileriyle birlikte tüm gazetecilik faaliyetini itibarsızlaştırmış durumda. Şişirilmiş tirajları bu halleriyle bile yerlerde sürünürken, “dijital çağda insanlar artık kağıda bakmıyor kardeş” yalanıyla kendilerini kandırıyorlar.
Bu tabloyu namuslu aydınlardan, emekçi dostu araştırmacılardan, çalışkan gazetecilerden ve elbette düzene boyun eğmeyen devrimcilerden oluşan bir güç değiştiriyor.
Yine haber siteleri, günlük gazeteler ve dergilerle…
Bizim gazete, bizim cephemizde gördüğü bir boşluğu doldurmak, bunun için verilen emeklere katılmak için geliyor.
“Neler oluyor?” sorusuna gerçek, tutarlı, çarpıcı ve namuslu yanıtlar vereceğiz.
Haber ve araştırma vazgeçmeyeceğimiz yakıtımız olacak.
Baş döndürücü gelişmelerin başımızı döndürmesine izin vermeyeceğiz. Gözümüzü kapatarak değil, gözümüzü dört açarak.
Sabit fikir haline getirilmiş teorilerle, muhalif ya da yandaş ezberlerle haritalar, büyük resimler çizmeyeceğiz. “Her şey yalan, her şey göreli” diyerek değil, araştırmadan, gözlemeden ezberden resim çizme kolaycılığına düşmeyerek.
Hayatın zenginliğini, yaşam ağacının yeşilini, teorik kalıp ve şablonların griliğine terk etmeyeceğiz. Teoriyi, bilimi reddederek değil, “teorinin zirvesi somut durumun somut analizidir” diyerek.
Haftalık Bizim Gazete, her hafta dinamik bir çalışmayla ama serinkanlı, ham bırakılmayıp pişirilmiş bir içerik için çıkacak. Haftalık olmanın sağlayacağı bir olanağı iyi kullanacağımızı düşünüyoruz: Hamlık, aceleye getirme bizden uzak olacak.
Bizim Gazete, bizim insanımızı, emekçi halkımızı, gençlerimizi, aydınlarımızı doyurmak amacında. Sadece büyük siyaseti ya da toplumsal mücadeleleri yansıtarak değil. Eğlendirerek, şaşırtarak, akıl açarak ve hatta hayatı kolaylaştırarak.
Sermayeden bağımsız gazete!
Bizim Gazete, “bağımsız” olma saplantısıyla hazırlanmayacak. Düzenden, iktidardan, güç ve para sahiplerinden, sermayeden bağımsız olacağımız kesin. Bunun ötesinde en başta dünyayı değiştirme çabasından, toplumsal mücadeleden bağımsız olmamızı kimse beklemesin.
Tarafsız olmaksa yaşadığımız dünyada olmamak anlamına geliyor. Herkesin tarafını seçip, “Taraf”ını ilan ettiği bir dünyada biz de tarafız. Tarafımız belli.
İlk sayıdan başlayarak her hafta on binlerce emekçiye ulaşmak, evlerine girmek için hazırlıklarımızı yaptık. Okur sayımızı her sayıda artırmak, yeni insanlara ulaşmak, her hafta Bizim Gazete’yi okuyan, onu haftalık ihtiyaç listesine yazan yeni okurlar kazanmak kararlılığındayız. Bu aynı zamanda şu demek: Bizim Gazete bir kapalı devre yayın olmak, önceden oluşmuş bir okur kitlesiyle yetinmek niyetinde hiç değil. Bizim Gazete’yi komünistler çıkartıyor fakat Bizim Gazete’yi komünistler için çıkartmıyoruz.
Gazete sözcüğünün neredeyse içinde taşıdığı siyasallık Bizim Gazete için elbette geçerli. Bir siyasi gazete olarak çıkıyoruz.
Siyasetten ibaret olmaksa en azından bizim anladığımız şekliyle siyasallığın tanımına aykırı. Bizim Gazete, bizim insanımızın yaşamının her yerine girmeyi amaçlıyor. Yediden yetmişe…
Ve son olarak… Ezbercilik, fanatizm, kabadayılık… Bunlardan kimseye fayda yok ama eyyamcılık, nabza göre şerbet verme, herkesle iyi geçinip kimseyle ters düşmeme gibi niyetimiz hiç yok. Bizim Gazete, sivriliklerini törpüleyenin sonunda kendini inkar etmeye vardığını çok iyi biliyor. Tersine, kalemimiz keskin olacak. “Bir şeyler söylemişsiniz ama bayağı da bir yumuşatmışsınız” dedirtmeyeceğiz hiçbir konuda. Zaman zaman yazdıklarımızın kimi sadık okurlarımıza bile batmasını göze alacağız ama böyle zamanlarda da okurların “dost acı söyler” deyip hakkını teslim edeceği bir gazete olmayı amaçlıyoruz.
Çok da kısa sayılmayacak bir hazırlık döneminin sonunda ve oldukça köklü bir birikime yaslanarak çıkıyor Bizim Gazete. Fakat niyetlerin de bir yere kadar değeri var. Okurlarımız herhalde “bunlar güzel sözler ama bir de sonucu görelim” diyeceklerdir.
Bizim Gazete, 1 Eylül’de okurunun elinde olacak. Düşündüğümüz gazeteye ne kadar yaklaşmışız, düşündüğümüzün gerisinde kaldığımız olmuş mu ve tabii düşündüğümüzün ötesine geçmeyi başarmış mıyız? Okur görecek ve değerlendirecektir.