Deha20 gazetesinde “Kayadaki Türk izleri” adı altında yayınlanan ve “Denizli Tamgalısay’ı” diye adlandırdığımız yazıda Sn. Ümit ŞIRACI’nın Denizlide keşfettiği kaya resim ve kaybolmaya yüz tutmuş yazılarını konu almıştık.
Batılı tarihçi ve araştırmacılarca Anadolu’da bulunan her kaya resimleri, yazıtları batı medeniyetlerine veya “Anadolu’daki sözde dili, yazısı, kültürü ve nihayetinde kendi de yok olmuş” medeniyetlere atfedile dursun, Anadolu’daki kadim Türk izleri bir şekilde yok olmadan önce kendini araştırmacılara gösteriyor ve “bizler buradayız, aynı siz ve atalarınız gibi!” diye bizlere sesleniyorlar. Günümüzde ve özellikle ülkemiz de Türk kültürü ile ilgili tüm tarihi eserler ve kanıtlar tahrip edilmekte veya göz ardı edilmektedir.
Bunları ortaya çıkarmak, korumak ve insanlara yaymak her Türk’ün en asli görevi olmalıdır. Bu görev sadece bizim ile sınırlı kalmamalı, özellikle “koruma” anlamında gerekli bakanlıklarında çaba sarf etmesini gerektirmektedir. Ülkemizdeki bu tahrifler o kadar şiddetlenmiştir ki, artık bulunan eserlerin yerleri bile tam olarak dillendirilmemeye başlanmıştır.
Denizlideki bu kaya resim ve yazıtlarında göze çarpan en büyük özellikler, her Türk kaya resim ve yazıtlarında olduğu gibi bölgenin kadim Türk mezarlık alanlarında ve özellikle Türkmen yerleşim yerlerinde bulunmasıdır. Bu kayalar bir anda değil, yıllar boyu birer uğrak yeri olmuş ve her dönemde belirli betimlemeler yapılıp, süslemeler ve yazılar kullanılmıştır. Yazıların ardından yıllar boyu gelinerek yapılan bazı çizimler ve süslemeler her ne kadar yazıların görünümlerini “tamga uçlarından çekip uzatarak ve süslemelere ekleyerek” değiştirse de; Tamga kökleri bir şerit halinde olduğu yerde durmakta ve kendini açıkça göstermektedir. Bu aşağıda değineceğimiz kaya yazısı Atalarımız tarafından özellikle “iki şerit arasında yazılarak” belirgin ve kaybolmayacak bir görünümde tutulmuştur.
Okuma önerisi :
Yazı hem Anadolu’daki bir çok kadim Ön Türk yazısı, hemde Türk abecesinin genel özelliği olarak sağdan sola doğru yazılmıştır.
ÜÇ : (Ü+Ç) Üç sayısıdır ve aynı Türk bengütaşlarında her zaman yazılan şekli ile yazılmıştır. / Tüm Türkçe sözlük ve köken bilim kaynakları
İDİÇ : (İ+D+(İ)+Ç) Enenmiş At demektir. (Enenmiş iğdiş edilmiş yada bir şekilde işaretlenmiş demektir) / TDK Büyük Sözlüğü
ALTU : ((A)+L+T+U) Aldı demektir. Günümüze T-D değişimiyle gelen bu sözcük, hem Altı, hem Altu şeklinde yazılmakta ve söylenmektedir. / Türk Bengütaşları, köken bilim kaynakları ve Kaşgarlı’ın lügatı
Yazıda “ÜÇ İDİÇ ALTU” (ÜÇ ENENMİŞ AT ALDI) yazmakta ve daha önce de karşılaştığımız; kaya üzerine kayıt tutma, antlaşma yapma ve unutmamak yada unutulmamak için taşa kazıma işlemi atalarımız tarafından yerine getirilmiştir.
Dipçe : Kalın “T” tamgasının özellikle Altay bölgesinde, Yenisey ve Talas’da ki haliyle kullanılması, bu yazının da Orkun bölgesindeki Türk yazıtlarına yakın yada biraz daha eski olabileceğini bize gösteriyor.
Eneme işlemi ise, atın yada yetiştirilen, beslenen başka bir hayvan kulağının, ait olduğu boya göre çeşitli şekillerde kesilmesidir. Eneme işlemi aynı zaman da hayvan üzerine tamga vurarak da işaretlenmesi anlamındadır. Bu işlemler özellikle Türkmen bölgelerinde gerçekleştirilmektedir. Hadım – iğdiş etmeye de “eneme” denmektedir. “İdiç” ise doğrudan ve alışılageldiği üzere “enenmiş at” için kullanılır.
– Yazı ve okuma önerisi : Kürşad BAYTOK
– Fotoğraf ve bulgu : Ümit ŞIRACI