
Geçtiğimiz günlerde Vatikan tarafından yapılan açıklama ile Papa 14. Leo’nun Birinci İznik Konsili’nin 1700’üncü yıl dönümü sebebiyle Türkiye’ye ziyaret gerçekleştireceği tarih netleşti. Ziyarete yönelik değerlendirmelerde bulunan Türk Ortodoks Patrikhanesi Basın Sözcüsü Selçuk Erenerol, bu ziyaretin dini özgürlük altında değerlendirilemeyeceğini ve siyasi bir oyundan ibaret olduğunu dile getirdi.
21 Nisan’da hayatını kaybeden Papa Francis’in 2025 yılında ziyaret planları arasında yer alan Bursa’nın İznik ilçesi, vasiyet olarak yeni Papa’ya devredildi.
Papa 14. Leo, Hristiyanlar için büyük önem taşıyan Birinci İznik Konsili’nin 1700’üncü yıl dönümü sebebiyle gerçekleştireceği Türkiye ziyaretinin tarihini belirledi. Vatikan tarafından yapılan açıklamada, Papa 14. Leo’nun ilk yurt dışı ziyaretlerini 27 Kasım–2 Aralık tarihleri arasında Türkiye ve Lübnan’a gerçekleştireceği duyuruldu.
Papa 14. Leo’nun, kendisini Türkiye Cumhuriyeti’nin tapusu olan Lozan’a aykırı bir şekilde “ekümenik” olarak tanımlayan Fener Rum Patriği Bartholomeos ile de görüşmesi bekleniyor.
Vatikan Şehir Devleti’nin lideri olmasından dolayı Papa 14. Leo’nun ziyareti, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın davetiyle gerçekleşecek.
“Ekümenik” olduğu konusundaki ısrarlarıyla tepki çeken ve daha önce yurt dışında çeşitli programlara bu sıfatla katılan Patrik Bartholomeos’un da ziyarette bulunacağı aktarılırken, Türkiye’de PKK terör örgütü ile yürütülen süreçte Lozan’ın da tartışmaya açıldığı bu günlerde ziyaretin gerçekleşecek olması tepkileri üzerine çekti.
Konuya ilişkin değerlendirmelerde bulunan Türk Ortodoks Patrikhanesi Basın Sözcüsü ve Papa Eftim’in torunu Selçuk Erenerol, Ekümeniklik iddiasının hiçbir hukuki geçerliliği olmadığını, Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin yasalarına aykırı olduğunu ve ulusal egemenliğe karşı büyük bir tehdit olduğunu vurguladı.
“BU DİREKT OLARAK TÜRKİYE CUMHURİYETİ ANAYASASINA BAŞKALDIRMAK ANLAMINA GELMEKTEDİR”
Ekümeniklik iddiasının Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’na başkaldırmak olduğunu ifade eden Erenerol, “Dini yönden ele almamız gerekirse öncelikle Ekümenikliğin ne olduğunu çok iyi anlamamız gerekmektedir. Bu ünvanın ilk anlamı “evrensel” demek iken, ikinci anlamı ise “imparator sınırları içinde” demektir. Evrensellik ilkesi, Ekümenik konsillerin, Hristiyanlığın Doğu ve Batı Roma’nın siyasi çekişmeleri yüzünden mezheplere bölünmesinden önceki zamanı tarif eder. Ortada mezheplere bölünmemiş ve kabul edilmiş Hristiyanlık dini bu yönden evrensel tanımını taşımaktadır. Öte yandan imparatorluğun başkenti olan Konstantinopolis, yani İstanbul, patrikhanesinin başındaki Patrik, 600lü yıllarda Arap işgalleri neticesi zayıflayan İskenderiye, Antakya ve Kudüs Patrikliklerini kendine tabi kılarak kendini ekümenik patrik ilan etmiştir. Ancak bu Roma tarafından kabul edilmemiştir. Lakin günümüzde, Ortodoks dünyasında her egemen devletin kendi milli kilisesinin ve patrikliklerinin bulunması bu imparatorluk hayallerini de ortadan kaldırmış ve anlamını yitirmesine sebep olmuştur. Öte yandan Osmanlı döneminde dahi hiçbir resmi evrakta bir kere dahi zikredilmemiş bu ünvan, Cumhuriyetin ilan ve Lozan ile tamamen bertaraf edilmiştir.
Ekümenikliğini iddia eden bu kurumun Ekümenik olması için toprağa ve nüfusa ihtiyacı vardır. Bu toprak ve nüfus üzerinde ise kendi hukukunu uygulamayı isteyecek özerkliğe gerek duymaktadırlar. Bu direkt olarak Türkiye Cumhuriyeti Anayasasına başkaldırmak anlamına gelmektedir” ifadelerini kullandı.
“KARŞILAŞTIĞIMIZ DURUM BİR SİYASİ OYUNDAN İBARETTİR VE SAMİMİYETSİZDİR”
Fener Rum Kilisesi’nin hiçbir şekilde papaya davet gönderemeyeceğini çünkü bu kurumun tüzel kişiliğe ya da özerkliğe sahip olmadığını dile getiren Erenerol, “Papa’nın İznik’e ilk davetinin direkt olarak Fener Rum Kilisesi tarafından yapıldığı iddia edilmektedir. Bu bir kere suçtur. Fener Rum Kilisesi’nin uluslararası arenada bir diplomatik yetkinliği varmış gibi davranması hukuki olarak suç teşkil eder. Fatih Kaymakamlığı’na bağlı olan bu kurum, hiçbir şekilde tüzel kişiliğe ya da özerkliğe sahip değildir. Sınırları sadece Rum Ortodoks vatandaşlarımızın dini vecibelerini yerine getirmek olan bu kurum attığı her adımla Anayasa, Lozan ve TCK uyarınca suç işlemektedir. (Bkz. Yargıtay 4. Ceza Dairesi 5603K sayılı ilamı.) MS 325 yılında Konstantin tarafından toplatılan İznik Konsili, dönemin bütün ruhanilerinin davet edildiği ve Hristiyanlığın temel prensiplerinin tartışıldığı ilk konsildir. Bugün atılan adımda ise, Fener Rum Kilisesi’nin Ekümenik iddialarını dünyaya zorla kabul ettirmeye çalıştığı ve bunun için de Vatikan’ın sui-generis devlet yapısını kullanarak kendini meşru bir temsilci olarak göstermeye çalıştığı beyhude bir çabadır. Bu hususta samimi olunsaydı şayet, MS 325 yılında olduğu gibi dünyadaki tüm temsilciler davet edilmiş olurdu. Lakin yine karşılaştığımız durum bir siyasi oyundan ibarettir ve her anlamıyla samimiyetsizdir” diye konuştu.
“ETNİK BÖLÜCÜLER VE SİYASAL DİNCİLER BU YOLU EL ELE YÜRÜYEN KARDEŞLERDİR”
Ziyaretin inanç özgürlüğü kapsamında değerlendirilmemesi gerektiğini vurgulayan Erenerol, PKK terör örgütüyle yürütülen sürece de dikkat çekti. Erenerol, “Bu ziyaret, sözde açılım sürecinden önce planlanmıştı. Tabii kapalı kapılar ardında yürütülen bu hain planların kronolojisini biz sıradan insanlar olarak net bir şekilde bilemeyiz. Yapılan protestolar ve gösterilen kamu tepkisiyle ertelenen bu ziyaret, şimdi, yürütülen hain süreçlerden güç alarak yeniden tedavüle sokulmuştur. Etnik bölücüler ve siyasal dinciler bu yolu el ele yürüyen kardeşlerdir. Tek gayeleri Türkiye Cumhuriyeti’nin bölünmez bütünlüğünü ve ulusal egemenliğini ortadan kaldırmaktır. Bunun için de ideoloji gözetmeksizin bir araya gelirler ve Türk’ün aleyhine çalışırlar. Bu planların hiçbir şekilde inanç özgürlüğü altında görülmemesi elzemdir. Türk Ortodoks Patrikhanesi kurulduğu 1922 yılından beri yalnızca Mustafa Kemal Atatürk’e, Cumhuriyete ve O’nun devrimlerine bağlıdır. Varlığımız Türkiye Cumhuriyeti’nin varlığını korumaya adanmıştır. Bu yolda Türk Ortodokslar olarak gerekli bedelleri de her türlü uydurdukları kumpaslarla ödedik. Türkiye Cumhuriyeti laik, üniter, hukuk devletidir. Bunu bozmaya çalışan her kesimin karşısında sonuna kadar duracağız ve Türk ulusunu da bu hususlarda uyarmak için var gücümüzle çalışmaya devam edeceğiz” ifadelerini kullandı.
/EGE’YE BAKIŞ –