MANŞETÖNEMLİ DOSYALAR

Coca Cola ve Muradiye Suları’nın ilginç hikayesi!

"Bu Kadarı da Olmaz" Diyeceğiniz Bir Olay!

Yıl 2012 Ankara’dan dönüyorum, İnegöl’de bir benzinlikten alışveriş yaptım. Markette para üstü olarak 50 kuruş olmadığı için oradan bir Olay Gazetesi almak zorunda kaldım.
Gazetenin 9. sayfasında doğal bir kaynak suyu ihale ilanı vardı. Bursa’nın Kestel ilçesinin Kozluören köyünde yaşayan bir iş adamı olarak gözümden kaçmadı.
İlanda aynen şöyle yazıyordu;
“Mülkiyeti İl Özel İdaresine ait Alaçam Köyü sınırları içerisinde bulunan 5 lt su kaynağının 3 litresini yıllık 535.000 TL ile, 5 yıllığına kiraya verilmesi işi!”
İhaleye girme kararı verdim ve üç gün sonra ihale dokümanını İl Özel İdaresine almaya gittiğimde 200 TL olan şartname bedelini yatırmama rağmen, beş dakikada alabileceğim bir ihale şartnamesini altı saat bekletildikten sonra elime aldığımda, ”Nasıl bir kovana çomak soktuğumu ve bu işin normal bir ihale olmayacağını rakiplerimizin nüfuzlu birileri olduğunu anlamıştım.”
Günler günleri kovaladı ihale günü geldi çattı, gerekli teminatları yatırıp dosyamı da alarak ihalenin olacağı İl Özel idare binasına gittim.
BURADAN SONRA OLANLARA DİKKAT:
İhale salonuna alınmadan evvel elimdeki dosyayı alarak beni bir odaya aldılar ve kapıyı kapattılar. Üç dakika sonra bu odaya benim haricimde ihaleye katılan Coca Cola A.Ş.’nin iki yetkilisi ile birlikte Alaçam köyü muhtarı Cevat Turan geldi.
Coca Cola A.Ş.’nin yetkilileri o odada yanlarına (Ayı) lakaplı bir muhtarı alarak bana, ‘’Muhammed Tayyar Türkeş’’e, aba altından sopa gösterip ihaleye girmemem gerektiğini, bu suyu kullanamayacağımı, o köye dahi giremeyeceğimi Türkiye Cumhuriyeti Bursa İli, Kestel İlçesi Alaçam Köyü muhtarına söyleten sistemin adına da Coca Cola denir.
Ben de kendilerine cevaben, yürekleri ve bilekleri yetiyorsa beni ihaleye sokmamalarını, ayrıca Coca Cola A.Ş.’nin Alaçam muhtarına da ‘’YAHUDİLERLE İŞ YAPMAYI ÖĞRENMİŞSİN AYI CEVAT, SANA MÜSLÜMANLARLA İŞ YAPMAYI ÖĞRETMEK İÇİN BURADAYIM’’ dedim. “O suyu alacağım, sen mi mani olacaksın?” dediğimde de odadan kaçıp gitti.
ARTIK O ODADA COCA COLA’NIN İKİ YETKİLİSİ VE BEN VARDIM.!
Bu sefer de odaya dönemin İl Özel İdare avukatı, şimdi ise büyükşehir belediyesinin kadrosunda avukatlık yapan Semra Yılmaz (Saffet Yılmaz‘ın eşi) girdi. Gökdere Vergi Dairesinden aldığım “borcu yoktur” kağıdımın geçersiz olduğunu ve ihaleye katılamayacağımı söyleyerek ihaleye girmemem için elinden geleni ardına koymadı.
İhale mevzuatını ve evrak işlerini Semra Yılmaz kadar bildiğimi fark eden yetkililer yapacak bir şeylerinin olmadığını evraklarımın tam olduğunu ihaleye girmeme mani bir durum bulunmadığını gördüler.
EVRAKLARIM TAMDI VE O İHALEYE GİRECEKTİM! VE NİHAYET İHALE SALONUNA ALINDIK.
O dönem İl Özel İdaresi genel sekreter yardımcılığını yapan Muhammed Müfit Aydın ihale komisyon başkanı olarak karşımdaydı ve ihaleyi başlattı…
Solumda oturan Coca Cola A.Ş. ve ben fiyat arttırmaya başladık. Fiyat 602,000 TL’ye Geldiğinde Coca Cola A.Ş yetkilileri ihaleden çekildiklerine dair ihale evraklarına imza atarak ihale salonundan ayrıldılar ve sonuç olarak yıllık 603.000 TL’ye su kaynağı ihalesi bana kaldı.
Komisyon başkanı, şu an milletvekilliği yapan Muhammed Müfit Aydın’ın, tüm komisyon üyeleri ve kamera kayıtlarının önünde söyledikleri şu sözü hiç kulağımdan gitmez:
‘’- Tayyar sen koskoca Coca Cola ile nasıl baş edeceksin? Bunlar büyük işler, sen bu suyu ne yapacaksın?”
Ama eminim ki benim de ona verdiğim cevap onun kulağından hiç gitmiyordur:
“- Siz Yahudilerle iş yapmayı öğrenmişsiniz, size Müslümanlarla nasıl iş yapılacağını öğretmek için buradayım. Sen ne yapacaksın benim suyu ne yapacağımı? Gerekirse sadece yıkanırım.”
Bu ifadeyi kullandığımda ihale komisyonundaki herkesin şaşkınlığı yüzünden okunuyordu.
GÜNLER GÜNLERİ KOVALADI.
İHALE SONUCUNUN TARAFIMA TEBLİGATININ YAPILIP ÖDEME ŞARTLARINI YERİNE GETİRİP, İHALE İLE ALDIĞIM  DOĞAL  KAYNAK  SUYUNU TESLİM ALMAYI BEKLERKEN….
Postadan gelen bir tebligat ile tarafıma yollanan, bu tebligat adeta su işinin ne kadar önemli olduğunun göstergesi gibiydi. Tebligatı tarafıma ulaştırabilenler, katıldığım ihalenin tebligatının tarafıma  ulaşamadıkları için mahalle muhtarına bıraktıkları halde sözleşme yapmaya gelmediğimden dolayı ihalenin iptal edilip teminatımın irat kaydedilerek beş yıl kamu ihalelerinden yasaklı duruma düştüğümü tarafıma tebliğ ettiler.
SİSTEM İSTEDİĞİNİ YAPMAYA ÇALIŞIYORDU ANCAK UNUTTUKLARI BİR ŞEY VARDI. O DA ADALET!
HEM İLAHİ ADALETİ, HEM DE YÜCE TÜRK MAHKEMELERİNİ UNUTMUŞLARDI!
Duracak da değildik, boyun eğemezdik yapılan bu açık usulsüzlüğe. Sessiz kalamazdık. Yahudi bizim memleketimizde bizi parya yapamazdı, yapamayacaktı!..  Son yol olarak işi hukuka taşıdık. Bölge İdare Mahkemesine gidip itirazlarımızı yaptık.
BÖLGE İDARE MAHKEMESİ: 2 AY SONRA
Yüce Türk Milleti adına verdiği kararda görüldü ki Coca Cola A.Ş çekildiği ihaleden, sanki ihalede ikinci fiyatta kalmış firma gibi çağırılıp, il özel idaresi tarafından bahse konu su kaynağı ile ilgili apar topar sözleşme yapılıp Coca Cola A.Ş’ye usulsüz bir şekilde  teslim edildiğini yazışmalarda fark eden  Mahkeme heyeti; YÜCE TÜRK MİLLETİ ADINA ŞU TARİHİ KARARI VERDİ:
İl Özel İdaresi tarafından yapılan tüm işlemlerin usulsüz olduğunu, su kaynağının usulsüzce teslim edilen Coca Cola A.Ş.’den alınıp, Muhammed Tayyar Türkeş’e teslim edilmesine karar verdi.
Bu karar üzerine ben de, dönemin Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı  Recep Altepe’ye giderek kendisinin seçimlerde su fabrikası vaadi olduğunu ancak bunun için gerekli su kaynağının olmadığını, aslında kaynağın Coca Cola A.Ş.’ye  verilmek üzere  ihaleye çıkıldığı gibi saniyede 3 lt. değil de saniyede 40 lt. aktığını tespit ettiğimizi, kurulacak fabrika için yeterli olduğunu ve il özel idaresinin uhdesinde olan son su kaynağı olduğunu kendisine anlatarak  ikna ettim.
Recep Altepe’ye, bu suyu alıp geçtiğimiz ay üretime başlayan Bursa Büyükşehir Belediyesi’ne ait Muradiye Su Fabrikasının yapılacağı yeri de kendisine göstererek  bu su kaynağını Bursa  Büyükşehir Belediyesinin Jeotermal A.Ş. isimli  şirketine dava masrafları ve ödediğim kiralama bedeli haricinde fazladan HİÇ BİR BEDEL almadan 2013 yılında devrettim.
Yukarıda bahsettiğim su kaynağının altı yılda şişeye girme hikayesinin ardından geçtiğimiz pazar günü bir market rafında ‘’Muradiye’’ isimli suyu satın aldığımdaki hazzı düşmanlarım duyamazlar.
Tüm Bursalıları Muradiye isimli suya sahip çıkmaya davet ediyorum.
Bursa’mıza Hayırlı Uğurlu Olması Dileklerimle…
Marketinizden Muradiye Su İstemeyi Unutmayın!
Gözümüz, Kulağımız, Kalbimiz Muradiye İle Beraber…
Muhammed Tayyar Türkeş ‘in
18 Ocak 2018 Bursa Sancak Gazetesindeki “Bozuk 50 Kuruş’tan Muradiye Su Fabrikasına” başlıklı yazısıdır.
Arkadaşlarınızla paylaşın

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu
error: Uyarı: Korumalı içerik !!

Reklam Engelleyici Algılandı

Sitemizden en iyi şekilde yararlanmak için lütfen reklam engelleyicinizi kapatınız.