Tayyip Erdoğan ve AKP Hükümeti’nin, Rus yapımı S-400 Hava Savunma Silah Sistemleri alması üzerine Türkiye, F-35 Programından çıkarıldı. Konu hakkında Türk kamuoyuna açıklama yapan bazı emekli generaller ile düşünce kuruluşlarının değerlendirmeleri kafa karışıklığına neden oluyor. Yapılan değerlendirmelerin ağırlıklı olarak Erdoğan ve AKP Hükümetlerini aklamaya yönelik olduğu, farklı görüş bildirenlerin ise milli ve yerli olmadığı iddia edilerek karalandığı görülüyor.
Burada sorulması gereken soru, “Türkiye S-400 alarak ne kazandı, ne kaybetti?” sorusu olmalıdır. Ayrıca, Türkiye’nin daha önce Güney Kıbrıs Rum Yönetimi (GKRY)’nin S-300 alımına nasıl tepki verdiği de unutulmamalıdır.
DEVLETTE DEVAMLILIK ESASTIR !…
GKRY, 1998-1999’da Rusya’dan S-300 Füzelerini aldı ve füzeleri Güney Kıbrıs’a yerleştireceğini açıkladı. Türkiye, bu duruma tepki vererek, “Füzelerin Güney Kıbrıs’a yerleştirilmesine asla müsaade etmeyeceğini ve gerekirse bu durumu engellemek için deniz ablukası uygulayacağını” bütün dünyaya deklare etti. Türk Hükümetinin kararlı tutumu ve Amerika Birleşik Devletleri ile Avrupa Birliği üyesi devletlerin de baskısı üzerine S-300 füzeleri Girit Adası’na gönderildi. Füzeler, Girit’te hangara konuldu.
Geçmişte GKRY’nin S-300 füzelerine karşı kararlı bir duruş sergileyen ve bütün dünyayı ayağa kaldıran Türkiye’nin, Erdoğan ve AKP Hükümetleri döneminde S-400 füzelerini satın alması ve Türkiye’ye getirmesi devlette devamlılık kuralıyla bağdaşmıyor.
2,5 Milyar dolar verilerek satın alınan S-400 füzeleri bugüne kadar aktif hale getirilmedi. ABD, Türkiye’yi F-35 programından çıkardı. Savunma Bakanı Hulusi Akar sorunun çözümü için Girit modelini önerdi. Madem S-400’leri Girit’te olduğu gibi hangara koyacaktık, füzelere 2,5 milyar dolar parayı neden ödedik?
TÜRKİYE’NİN F-35 UÇAKLARI, YUNANİSTAN’A VERİLİYOR !…
ABD’nin S-400’leri gerekçe göstererek Türkiye’nin F-35’lerini Yunanistan’a verebileceği açıkça belli olmasına rağmen Erdoğan ve AKP Hükümetlerinin S-400 füzelerini satın almasını savunma ihtiyacı ve iyi niyetli girişim olarak açıklamak mümkün değildir. Görsel ve yazılı basın üzerinden AKP Hükümeti’ne bu konuda yapılan uyarılar dikkate alınmadı.
Devlet aklı ve devlet geleneği yok sayılarak yapılan S-400 alımı sonrasında Türkiye F-35 projesinden çıkarıldı. ABD Senatosu, Haziran 2021’de F-35 uçaklarının Yunanistan’a satışını onayladı. Türkiye, F-35 projesinden çıkarılırken, Türkiye’nin alamadığı F-35 uçakları projede olmayan Yunanistan’a verilecek.
ADALARIMIZI İŞGAL EDEN YUNANİSTAN, STRATEJİK ÜSTÜNLÜĞÜ ELE GEÇİRİYOR !…
Görsel ve yazılı basın üzerinden yapılan halkla ilişkiler çalışmaları ile Ege’deki kuvvet dengesinin Türkiye’nin aleyhine olacak şekilde değişeceği gizleniyor. “Dünya F-35’ten vazgeçiyor”, “Almanya, ve Fransa projeye dahil olmadı. Kanada da uçağı envanterine almayacak” “Milli uçağa kadar F-16 yeter” “İyi ki F-35 programından çıkartılmışız”, gibi açıklamalar sadece züğürt tesellisidir.
Almanya, Fransa, İngiltere ve Kanada ile Türkiye’nin savunma ihtiyaçları farklıdır. Türkiye’nin Ege’deki 20 Adası ve 2 Kayalığı, Yunan işgali altındadır. Yunanistan, Türkiye’ye yönelik jet harekatı için Limni, Midilli, İstanköy, Rodos ve Çoban adalarına havaalanı inşa etti. Havaalanlarına savaş uçakları konuşlandırdı. Yunan Hava Kuvvetlerİ’nin envanterine girecek olan F-35 Savaş Uçaklarının harekat yarıçapı 1093 km. dir. Larissa, Tanagra veya Limni, Midilli ve diğer adalarından kalkan Yunan F-35 uçakları güneşli havalarda radara yakalanmadan Ordu-Sivas-Gaziantep hattına kadar 35 dakikada gelip aynı süre içinde geri dönebilir.
F-35’in hızı saatte 1,6 Mach (1960 km.), F-16’nın hızı ise saatte 2 Mach (2450 km.) dır. F-35’in hızının düşük ve uçağın hantal olması gövde içine aldığı daha ağır fakat daha uzun menzilli füzelerden kaynaklanıyor. F-16’nın kullandığı füzelerin menzili 45 mil ancak F-35’deki füzelerin menzili 120 mildir. F-16 ve F-35 dahil her uçak yağmurlu havada radara yakalanır. Ancak F-35 uçağı güneşli havalarda S-400’ün radarı dahil hiçbir radara yakalanmadan hedefi vurup geri dönebilir. “Milli uçağa kadar F-16 yeter” söylemi de içi boş bir söylemdir. Çünkü,Milli Savaş Uçağı, F-16 seviyesinde bir uçaktır. F-35’in özelliklerine sahip olması için Milli Savaş Uçağının, geliştirilmesine ihtiyaç vardır.
Türkiye, S-400 alımı nedeniyle F-35 projesinden çıkarılmış ve böylece Ege’deki stratejik üstünlüğünü kaybetmeye başlamıştır. Türkiye’nin F-35 projesine dahil olması stratejik bir ihtiyaçtır. Türkiye projeye yeniden dahil olmalıdır. Aksi halde Yunanistan, Ege’deki stratejik üstünlüğü ele geçirecektir.
SAVUNMA SANAYİ BAŞKANI İSMAİL DEMİR’İN SÖYLEMLERİ GERÇEKLERİ YANSITMIYOR !…
Savunma Sanayi Başkanı İsmail Demir basına yaptığı açıklamada, “2002’de sadece 62 savunma projesi yürütülürken, bugün yaklaşık 750 proje üzerinde çalışılıyor. Bunların yarısını ( 375 proje) son 5 yılda başlattık.” dedi. Demir, daha önceki hükümetler döneminde sadece 62 savunma projesi olduğunu, AKP döneminde proje sayısının 750’ye çıkarıldığını iddia ediyor. Ancak, Demir’in söylemleri gerçeklerle bağdaşmıyor. Çünkü, 2002’de 62 değil yaklaşık 600 savunma projesi, 2006’da ise 650 savunma projesi vardı.
F-16, Müşterek Taarruz Uçağı (Joint Strike Fighter, F-35), Havadan Bağımsız Tahrikli Denizaltı, Havuzlu Çıkarma Gemisi, Havadan İhbar ve Kontrol Uçağı, İnsansız Hava Uçakları v.b. 650 projede fiilen çalışmış emekli kurmay subay olarak İsmail Demir’e 2 sorum var;
Soru 1 : SİHA ve İHA’lar için TUSAŞ(Türk Havacılık ve Uzay Sanayi A.Ş.)’a ne kadar, Baykar / Bayraktar Savunma Şirketi’ne ne kadar kaynak verildi?
Soru 2 : Baykar/Bayraktar’a verilen kaynak, TUSAŞ’a verilen kaynağın kaç mislidir?
Ümit YALIM
Milli Savunma Bakanlığı eski Genel Sekreteri