MUSTAFA HÜSEYİN USLU

İsmet İnönü’nün yaptıklarına karşılık şimdi olanlar.

  İkinci Dünya savaşı başladığından bir süre sonra; 14.01.1943 tarihinde Casablanca Konferansı

düzenlenmişti. Bastırıyordu İngiltere.. Bizden yana olun ve Almanya'a karşı 2’inci Dünya savaşına girin! İngiliz Başbakanı Churchill müttefikler yanında, Türkiye'nin destek vermesini sağlamak için 30 Ocak 1943'te  Adana’ya geldi. Adana’nın 23 kilometre güneyinde bulunan Yenice istasyonun Yenice istasyonunda, bir tren vagonunun içinde yapılan görüşmede Sovyetlere olan güvensizlik ve Türk ordusunun donamım yetersizliği gerekçeleriyle Churchil’in teklifi reddedildi. Bu görüşmenin sonrasında, bir gece de, Adana Ziya Paşa Parkı içinde bulunan ve şu anda yarısı yok hale gelen 1967-1979 yılları arasında İktisadi Ticari İlimler Akademesi olarak kullanılan binada da, İsmet İnönü tarafından Başbakan Churcill ağırlandı. Yapılan toplantıların arkasındak Müttefik Devletlere cevap verildi. Şu kadar teçhizat ve silah verin, denildi. Dönemin Cumhurbaşkanı İsmet İnönü ile Genel Kurmay Başkanı Mareşal Fevzi Çakmak'ın İstekleri karşılanamayacak kadar çoktu. İngiltere Başbakanı ve Savaş Bakanı ile müttefikleri "İstenilenleri verip, bitirinceye kadar bu savaş biter" dediler.

Aslında savaşa isteksizdik. Fakat ne vakit, Almanya'nın 2. Dünya savaşını kaybedeceği anlaşıldı, işte o zaman Almanya'ya karşı, 23 Şubat 1945 tarihinde savaş ilan edildi.. Bugün kü, Yöneticilere dönelim: Rusya ile anlaşmaya geçildi: S-400 füzeleri verin, denildi. Hay, hay dediler: "Veriyoruz." Lakin, ABD'nin dayatması ile karşılaşıldı. Bizden F-34 istemiştiniz ya… Üstelik her iki ülke'de parasını aldıkları halde "Vermiyoruz." dediler. "Israr ederseniz, istediklerimiz yaparsınız".  Nedir onlar?

Bizim için savaşacaksınız!

Sonuç: Suriye ile dokuz yıldır karşı karşıya getiremedilerdi, getirdiler. Yalnız başına bıraktılar diyeceğim, ama bırakmıyorlar…

Şimdi, Rusya'nın hamisi Suriye'nin resmi ordusu ve silahlandırdığı PKK' nın askeri gücü PGY ile savaştırılıyor.

Peki, bir şey daha var:

Suriye'nin enerji üretim kaynaklarını elinde bulunduran Fırat'ın her iki yanındaki petrol bölgesine neden sokturmuyorlar? Şayet o bölgeye Türk Silahlı Kuvvetleri girmeye kalkılsın; hem Rusya'yı ve hem de ABD'yi, Türkiye'nin karşısında birlikte savaşırken buluruz !?! Bunda şaşılacak bir şey yok…

Çünkü, şu anda da her iki ülkenin silahlarına karşı savaşıyoruz.. Bu demektir ki, ne tuhaf ki, ülkeye karşı zımnen savaşmaktayız. Şaşırmayın: PKK'nın elindeki silahlar ABD'nin. Rusya'nın elindekiler de zaten kendilerinin. Şu halde, iki Ülke ile savaşmaktayız. Peki, bu savaşın sonunda, ne kazanacağız? Terörist bir devleti yıkmış olacağız. Aynı ABD'nin Irak Başkanı Saddam Hüseyin'i devirdiği gibi. Sonra da, sınır değiştirme sırası Türkiye'ye gelecek. Ve, PKK'yı kovalarken, PKK'ya komşu edileceğiz.

Oyun kurucu ve proje sahibi olamadığımız sürece hep böyle olacak. O nedenle 100 yıllık dış politika projeler yapmaktan başka çare yok. Zira, karşımızda Lozan Anlaşmasını kabul etmeyen, "Sizi Sevr Anlaşması şartlarına döndürmek istiyoruz” diyen bir devlet var: ABD.

Lakin, araya bir virüs salgını girdi ki, her kes beklemede..

 

 

Arkadaşlarınızla paylaşın

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu

Reklam Engelleyici Algılandı

Sitemizden en iyi şekilde yararlanmak için lütfen reklam engelleyicinizi kapatınız.