
Hainsiz Türkiye için Anıtkabir’de buluşma çağrısına ben de katılıyorum. 27 Aralık Cumartesi günü saat 14.00 de Anıtkabir’de olacağım. Rize’den gidiyorum.
Çağrıyı ilk yapan Veryansın TV’nin youtube yayınlarını takip ediyorum. Bu buluşmaya katılacak başta Şehit Anaları Derneği Başkanı Pakize Ana olmak üzere, Orkun Özeller, Cengiz Özakıncı ve Banu Avar gibi özgün isimlerimiz var.
Herkesin safını belli etme zamanıdır. Bu karar partilerle değil, vicdanıyla alınacak karardır. Vatan dardadır. Dört bir yandan kuşatılmışlık içindeyiz.
Büyük Millet Meclisinde işler normal yürümüyor, terör çetesinin başı bir hainin ağzına göre gündem belirleniyor. Borç bütçesi zaten her şeyi kilitliyor. Oysa bunca tehdit karşısında meclisin tek gündemle toplanabilmesi gerekir.
Vatanımız iç ve dış tehlikelerle karşı karşıyadır. Vatikan Papazı da tam geleceği zamanı seçmiş. Biz bunlara karşı Kurtuluş Savaşı vermemiş miydik? Atatürk bu Vatikan’ı resmen tanımayarak tepkisini açık koymamış mıydı?
NATO denilen askeri kumpasa bizi sokan ABD, Menderes’e her dediğini yaptırmış, Papayı davet ettirmişti, ama Menderes’in idamını engellemek için kılını kıpırdatmamıştı.
Katolik Papayı bizim Ortodoks yurttaşlarımız nasıl karşıladı diye merak ederseniz, eli kalem tutan en AB’cisi bile Papayı hoş karşılamadı. Alkışçı birileri vardı derseniz, o kadarı her yerde bulunur, dışarıdan da getirilir.
Papanın logosunu konuşuyor tarihçiler. Sembollerine anlam arıyorlar. Hepsi tamam da sol yukarıdaki sarı renkte güneş çizgilerinin ortasında üçgeni görüyor fakat üçgenin içindeki tek gözü görmüyorlar. Doların üzerindeki tepe göz, Masonluğun İllüminati sembolü, yani tek göz. Biri dünyayı gözetliyor. Aynı gün Rize’de bindiğim dolmuşa bir durak sonra binen bir adam ayakta durdu, “Ben İsa’yım. Ben her şeyi görürüm. Buraları bilirim. Ben İsa’yım.” Diye bağırdı, gözlerimize baktı, bir durak sonra indi, inerken bana bir kere daha baktı, ateş vardı gözlerinde. Bu ne haldir, ben anlarım da vatandaşlar ne anlar, “meczup yahu” dediler. Papanın geleceği gün böyle meczupların ipini çözüyorlar demek ki.
Evet öyle diyor, ben sizi görüyorum diyor. Başka? Yeni kanallar açıyorum dünya ticaretine egemen (ekümenik) olmak için. Köprüler aşıyorum, Hıristiyanlığı yayarak Asya kaynaklarını ele geçirmeye kanaldan kanala gemilerle ulaşacağım, diyor. İstanbul’u yeni Roma başkenti yapacağım, Egemenliğimi buradan tesis edeceğim, diyor.
Diyor da diyor. Ne yapacaklarını hiç saklamadılar ki. Görmeyelim diye döndürdükleri İslam maskeli dümenleri hatırlayın. Fetö’nün imzalı lale tablosunu bilirsiniz, polis baskınında “bulundu” diye basına verilmişti. İşte bu Papanın logosunda da bir lale var. Önde siyah haç, rüzgâra dayamış kendini, yani gelen tepkileri o karşılıyor, aslında köprüden illüminati tek göz (doların egemenliği) geçiyor o sırada ve en arkada lale.
Ben bu sene Din Kültürü Ahlak Bilgisi 5.Sınıf kitabının kapağında üç lale görüyorum. Kitapta yer alan tüm cami resimlerinde imam yok, minber yok, mihrap yok! Ama kapakta üç kırmızı lale. Lalelerin yumrusunda değişik yönlere bakan üç de hilal var, gel de huylanma.
Roma kralı Sezar, Roma’dan borç almama kuralı koyan Milet Uygarlığı devletimizi sıfırladı, milat dedi, yaktı yıktı, viran etti. Biz şimdi onların yıktığı hamama “Roma dönemi hamam” diyoruz, oysa köleci vahşi Roma bizim darüşşifalarımızı hamamlarımızı yıkan devletin adıdır, yapan o değil ki!
İtalya’da köleleri efendilerine karşı ayaklandıran Mete Oğuz’dur, bilinmez. Bizim ata kültürümüz olan Mitra inanışında borç köleliği yasaktı, babasının borcuna karşılık oğlu kızı karısı elinden alınıp köle satılamazdı. Roma, borç verecek şehir ve böylece satacak köle bulamayınca Anadolu’yu tarihten silmeye karar verdi. Mitra Oğuz dininin yerine yeni bir din lazımdı onlara. Hıristiyanlık böyle doğdu ve Mitraizmin önünü kesmek için kalkan olarak kullanıldı. Mitra kültürüne dair ne varsa, bilimevi, askeri eğitim yeri, at ahırları, kaleler, saraylar, heykeller, Apollon tapınakları, şifaevleri, vs yerle bir edildi, şifacı bacıanalar katledildi. Öldürülmemek için yeni dine geçenler oldu. Yeni dini öğretmek için yarışırcasına içeriği birbirinden farklı yüzlerce İncil yazıldı. 431 de İznik’te toplandılar 4 tanesini resmi kitap kabul ettiler. Birinci yüzyılda haçlı seferleri Mitra kültürünü ve borçsuz devlet kuralı koyan Akmenid, Selevkos ve Sasani devletleri, özellikle Mısır, Kudüs-Filistin, Palmira, Adana, Mersin, Niğde, Silifke, Alanya, Malatya, Urfa, Maraş, Antep, Ankara, kısaca Türkmeneli yakıldı yıkıldı. Tarsus’a dokunmadılar, çünkü şehrin valisi (Paulus/Ulus Opa) bir sandık mücevher topladı zenginlerden, rüşvet verdi Kemerhisar’ı yerle bir eden Auralina’ya ve ilk o din değiştirdi, yıl 274’dü. Leyla Zeynep Sultanımız o zaman doğduğu şehir olan Urfa’da esir alındı. Roma’dan borç almadığı için ona “ilk komünist kraliçe” dediler.
Gelelim bugüne. Bu savaş, 3.bin yılın haçlı seferi BOP ile başladı, dünya projesine dönüştü, biz de tam ortasında bir ülkeyiz. Bizi halk olarak uyutmaları için projenin parçası yapmaları gerekiyordu. Büyürken küçülmek bu, bir koyup üç alacaktık hani… Avucumuzu yaladık, başımıza çuval geçirildi, binlerce can verdik, şimdi de iyice şımarmışlar “bize devlet kurun” diyor bu hainler.
Demiyorlar ki dünya büyük savaşa zorlanmaktadır, birlik olursak tehlikeyi savarız. Diyemezler, çünkü başlarında toprak ağaları var, aşiret beyleri var, bağımsız fikir sahibi olmalarına engeldir o ağalar.
Bu arada, bir musibet bin nasihatten yeğdir hesabı, Irak Barzani aşireti diğer bir Kürt aşiretini perişan etti, Türkmeneli petrollerini kendine alarak kaçak işletmek istiyor, ne dünyayı takıyor ne Bağdat’ı. İşte budur aşiret beyliği, ulus devlet sevmezler, kendi soydaşını da sevmezler. Bunlardan ümmet birliği hayal edenler de hiç tarih bilmezler. Önce derebeyliklerin tasfiyesi gerekir. Neden bizde toprak ağalığının olmadığı kuzey, batı, güney ve orta Anadolu gibi büyük coğrafyamızda hiç halk isyanı çıkmaz, çünkü ağalık sistemi yoktur da ondan.
Ağalar, Cumhuriyetin ulus birliğine başından beri düşman oldular. Gerici isyanlar hep aşiretlerde çıktı. En gericisi de 40 yıldır süren ABD destekli PKK isyanıdır. Sahte laiklik, sahte sosyalizm bunlarda. Bu da böyle ABD destekli olur. Maskeleri çoktan düştü, ama henüz görmeyenler var.
Hainlere maske çoook… Barış, demokrasi, insan hakları, sızdıkları partiler, vakıflar, odalar, barolar, belediyeler, sendikalar, say say bitmez.
“Hainsiz Türkiye” diye haykırmaya 27 Aralık’ta Tandoğan’da toplanıyoruz, Atamıza çıkacağız!
4.12.2025 -Rize






