Site icon Söz Gazetesi

Cahit Arf’i anmak…

12 Eylül’den öncedir. Ortalık karışıktır.

ODTÜ’den Cahit Arf ve birkaç genç bilim adamı daha Genelkurmay tarafından görüşmeye çağrılır. Bir paşa; “Bizim de harp akademilerimiz var, oralarda da üniversite seviyesinde eğitim veriliyor, ama oralarda hiçbir karışıklık olmuyor, nedir bu üniversitelerin hali?” diye sorar.

Bunun üzerine Cahit Arf konuyu özetleyen, bilimin ve özgür düşüncenin tarifini yapan bir cevap verir; “Askeri okulların amacı, savaşan birlikleri yönetecek, ağır sorumluluklar içeren kararları tereddütsüz verebilecek kişiler yetiştirmektir. Oysa bir üniversitenin esas hedefi, öğrendiklerinin çoğundan şüphe edebilen ve her bilgiyi yeniden gözden geçirebilen insanlar yetiştirmektir. Bilimde kesinlik yoktur; eğer kesin olsaydı, bilim değil, dogma olurdu. Üniversite gerçeklerin tartışarak ve sorgulayarak arandığı bir kurumdur. Tartışma ve sorgulama olan yerde de sorun çıkması doğaldır.”

Bugün 10 TL’lik banknotlarda gözlüklerinin üzerinden bize bakan Cahit Arf, 12 Eylül döneminde üniversiteden ilk sürgün edilenler arasındadır. Yeni kurulan YÖK’ün ODTÜ’ye atadığı rektör ilk iş olarak Arf’ın odasının girişindeki levhadan ismini sildirir.

Görüyoruz ki onun tüm uğraşısı matematik değildir. Toplum yaşamımızı düzenleyen olgular üzerinde düşünür, fikir üretir, söyler ve yazar. 1932’de matematik eğitimini bitirerek yurda döndüğünde bir Anadolu kasabasında matematik öğretmenliği yapmayı, öğrencilerle ilgilenmeyi, onlara Marx ve Nietzsche’i okumayı, tartışmayı planlar. Amacı, öğrencilerine şu veya bu görüşü telkin etmek değil, özgür insanlar yetiştirmektir.

Milli Eğitimin temel ilkesi şu veya bu şekilde şartlanmış kuşakların yetiştirilmesi değil; tam tersine, gelecek kuşakların olayları olduğu gibi gören, her olayda, her davranışında “neden” diye sorabilen ve bu soruya doğal, mantıksal yanıtlar verebilen kişiler olarak yetiştirilmesi olmalıdır. Cahit Arf bütün Türk matematikçilerine dolaylı ya da doğrudan esin kaynağı olmuş, yaptığı uyarılar ve verdiği fikirlerle çevresindeki tüm matematikçilerin ufkunu genişletmiş ve çalışmalarını yeni bir bakış açısıyla yönlendirmelerini sağlamıştır.

Türkiye’de bilimin gelişmesi onun için bir ülkü olmuştur. Erdal İnönü, Cahit Arf’ı bu yönüyle değerlendirirken şöyle der; “Yaşamı boyunca ailesine bağlılığı dışında iki önemli amacı vardı. Biri matematikte kalıcı sonuçlar elde ederek adını ölümsüzleştirmek; öteki de Türkiye’de bilim ve araştırma ortamını geliştirmek. Bu amaçlarının ikisine de sağken ulaşmak mutluluğuna erişti.”
Matematikte kalıcı izler bırakarak 26 Aralık 1997 tarihinde aramızdan ayrılan Cahit Arf Türkiye’de ve dünyada her zaman hatırlanacaktır.
Değerli bilim adamımızı saygıyla ve minnetle anıyoruz…

 

#SİFİN

Exit mobile version