
Doğu Akdeniz Çevre Dernekleri gönüllü avukatı İsmail Hakkı Atal, Akkuyu Nükleer Davasında hukuka, bilime ve YÖK kanununa aykırı rapor düzenleyen akademisyen bilirkişilerin, bilirkişilikten men edilmeleri ve Yüksek Öğretim Kanunu kapsamanda cezalandırılmaları için YÖK aleyhine Ankara 13. İdare Mahkemesinde 2021 /1882 E. sayılı dava açıldığını söyledi.
Av. İsmail Hakkı Atal konuyla ilgili bir açıklama yaparak şu ifadelere yer verdi:
“Danıştay 14. Daire-2014/11695 E.sayılı Akkuyu Nükleer santrali ÇED iptal davasının 11.07.2016 tarihinde yapılan keşifte ısrarla “nükleer santral sahasında zeminin altının boş olduğunu, buradan örnek alınması gerektiğini, Büyükeceli köylülerinin 1983 yılında zemin etüdü yapan taşeron firmanın işçileri olarak çalışırken zemine tonlarca çimento basıldığını ve çimentonun zemine basıldığı yerden 150 metre ötede denizden çıktığını söylediklerini” ifade etmiştik. Bütün bu beyanlarımıza ve keşifteki sürekli ve ısrarlı taleplerimize rağmen naip hâkim ve bilirkişi heyeti zeminden örnek almamış ve nükleer santral sahasının altında boşluklar barındıran kireçli-dayanıksız karstik yapıdan oluşan zemin olduğu anlaşılamadan keşif tamamlanmıştır. Neticede 06.05.2019 tarihinde çıkan haberle Akkuyu nükleer santrali inşaatında üzerine 56.000 ton nükleer reaktör ağırlığı binecek (Bkz./ https://www.haberturk.com/son-dakika-nukleer-santral-temelinde-catlak-2452726-ekonomi#) ZEMİN BETONUNDA çatlak oluştuğunu, bunun üzerine çatlak oluşan bölümlerin kırılarak tekrar beton döküldüğü ve yeniden çatlak oluştuğu öğrenilmiştir. Ardından 10.01.2021 tarihinde Akkuyu nükleer santralinde 56.000 ton reaktörün bineceği betonunun yine çatladığı görülmüştür. (Bkz./ https://www.sozcu.com.tr/2021/gundem/akkuyuda-catlak-iddiasi-yeni-goruntuleri-chpli-vekil-paylasti-6205758/)
Diğer yandan iklim değişikliğinin neden olduğu sıcak hava dalgaları sonucunda ” soğutma suyu sıcaklığı 28 C’yi geçmemesi gerektiği için Fransa’nın nükleer santralleri başlarına bela olmuştur. ( Bkz. http://www.rfi.fr/en/france/20190726-frances-nuclear-electricity-generation-threatened-heatwaves) Dolayısıyla Kasım ayında dahi 21,0 C’nin altına düşmeyen Mersin Anamur deniz suyu sıcaklığı,( Bkz. https://www.mgm.gov.tr/deniz/deniz-suyu-sicakligi.aspx) yaz aylarında 25-30 C’ler arasında seyreden Büyükeceli sahilindeki deniz suyu sıcaklığıyla Akkuyu nükleer santralinin güvenli bir şekilde çalıştırılabilmesi mümkün değildir.
Üstelik Akkuyu Nükleer Santrali bir ülke sınırları içinde, başka bir ülkenin ( Rusya’nın ) sahibi olduğu dünyadaki tek nükleer santraldir. Türkiye ile Rusya arasındaki andlaşmaya göre Akkuyu Nükleer üzerinde Türkiye”nin hiçbir yetkisi ve söz hakkı bulunmamaktadır. “ Proje şirketi Rus Rosatom, projenin başlangıcından itibaren doğrudan veya dolaylı olarak yüzde 100 hisse payına sahip olacaktır.(Bkz. Akkuyu Nükleer ÇED İptal dava dosyası -Danıştay 14. Daire -2014 / 11695 E. -Prof.Dr. Hayrettin Kılıç uzman görüşü –sayfa -2 ) Suriye’nin kuzeyinde 33 askerimizin şehit edilmesiyle sonuçlanan menfur saldırı sonrasında Türkiye ile Rusya neredeyse savaş konumuna gelmiştir. Bu meyanda; bizimle her an çıkarları çatışma noktasında karşı karşıya gelebilecek Rusya’nın denetiminde ve kontrolünde bir Akkuyu Nükleer Santrali Türkiye için milli güvenlik tehdididir.
Akkuyu nükleerdeki bilimsel yanlışlıkları ortaya koymayan ve YÖK kanununa muhalefet edip görevi ihmal eden ve/ veya kötüye kullanan, Türkiye Cumhuriyetinin bekasını tehdit eden bir milli güvenlik sorunu içine girmesine neden olan bilirkişi raporunda imzası olan tamamı akademisyen ve prof. unvanlı bilirkişilerin uyarma, kınama, aylıktan kesme ve kademe ilerlemesini durdurma ve ayrıca bilirkişilik görevinden men edilmeleri için YÖK aleyhine Ankara 13. İdare Mahkemesinde 2021 /1882 E. sayılı davayı ülkemiz ve insanlık adına açtığımızı kamuoyuna saygıyla duyururuz.”